İkinci yarı başlayalı 5 dakika olmuştu ki Rijkaard, 3 oyuncuyu ısınmaya gönderiyordu. Mehmet Topal, Harry Kewell ve Elano Blummer. Bu tablo, bize Galatasaray'ın kadro zenginliğini belgeleyen bir görüntüydü.
Nitekim ilerleyen dakikalarda 3. golü atan Baros alkışlanarak çıkarken yerine bonservis bedeli olmadığı gibi komik iddialarla gelen Elano giriyordu.
Bu kadro zenginliğinin bir diğer halkası da Abdulkader Keita idi. Galatasaray maça sanki sadece Keita ile başlamıştı. Talinn'in sağ kanadını yüklenip yüklenip çökertti. 21. dakikada Sarı-Kırmızılı tribünlere ilk coşkuyu verip takımını 1-0 öne geçirdi. İlk bölümdeki şovun son noktasını ise attığı müthiş frikik golüyle taçlandırdı.
Fildişi Sahilli sempatik oyuncu, gece hayatı var diyenlere de yanıt verdi. Ve gece hayatını Ali Sami yen'de kullanacakmış gibi göründü. Rijkaard, maça klasik savunmasıyla başladı. Talin kalemize çok az gelebildi. Savunma kusursuz oynadı. Burada da Gökhan Zan ve Servet Çetin gün geçtikçe daha uyumlu görünüyorlardı. Savunmanın önünde Mustafa Sarp, 40 yıllık Galatasaraylı gibi mücadele ediyor, koşuyor, oyunu ve topu hiç bırakmıyor. Zaten, Galatasaray ne kadar çok yıldız isimlere sahip olsa da bireylerinden çok futbol zenginliğiyle bu sezon lige ve Avrupa'ya damgasını vuracak görüntüsü veriyor. Dün gece gerçekten total futbolun keyfini Ali Sami Yen'de tam anlamıyla yaşadık. Uzun zaman sonra bu kadar dolu tribünlerine tanık olduğumuz Ali Sami Yen'de bu keyfi tattı.
Tribünlerin doluluğu ayrıca şu gerçeği de bize kanıtlıyordu: Herkes suyundan çok değirmeni merak ediyordu ve değirmeni seviyordu.
Galatasaray, dün gece Avrupa Ligi kapısını ardına kadar açan skoru elde etti. Ama hepsinden önemlisi bu kadrosuyla disiplin ve çalışma anlayışıyla yolunun da açık olduğunu belgeledi