Selda hanım eski bir gazeteciyim, aynı maili pek çok haberci arkadaşıma da yolladım. Olay, zeytin ağaçlarının kesilmesi ile ilgili çıkan yasa! Bu ağaçların kesilmesiyle birlikte insanların yaşadığı en büyük korku, kesilen alanlara binaların dikilecek olması... Oysa ne fark eder, diyelim hastane-okul yaptınız; tek bir zeytin tanesine değişilir mi? Farkında değiliz ama bu yasayı çıkaranların torunları da dahil gelecek nesiller sağlıksız yetişecek. Bu yüzden tek ses olup haykırmalıyız; Zeytin alanlarına lütfen dokunmayalım! Rumuz; 1000 yıllık ömür
S.U. CEVAP; Dokunmayalım da, bir iki yazı neye yeter? Ancak bilinçli kampanyalar düzenlemekle olur. Tabii 'Taksim ağaçları' gibi olay saptırılmadan. Kampanyanın simge fotoğrafı da önemli. Hemen aklıma gelen, misal 'kesilmiş zeytin dallarına siyah bant konabilir!' Haber bültenleri de haberi aynı görüntülerle verir. Tıpkı katledilen insan fotoğrafına yapıldığı gibi. Neticede ikisi de can! İkisini de korumak, kollamak, yaşatmak lazım...
FAZLA MI İSTİYORUM?
Selda hanım bir karım var ama hiçbir vasfı yok. Anası bunu büyütürken iş filan öğretmemiş. "Güzel ya, nasılsa koca bulur" demiş. Nitekim buldu. Ama yetmiyor. Yanlış anlamayın, edepli bir adamımdır 'dört kadını' o manada istemiyorum. Bir tanesi işe yaramıyor da ondan. 'Birincisi yemek yapsın, diğeri para kazansın, öteki çocuklara adasın kendini, sonuncusu da güzel ve bakımlı olsun, bana yeter. Rumuz; Artı dört
S.U. CEVAP; Sanırım dalga geçiyorsunuz! Peki ya karınız da aynı düşüncedeyse? "İlk koca para kazansın, diğeri çocukların sorumluluğunu alsın, öteki tamirat vs işleri üstlensin, eh sonuncusu da beni gece gündüz gezdirsin' diyorsa? Bence siz 8 kişi aynı evde nasıl yaşayacaksınız oturup onu düşünün.