Selda Uskan

SELDA USKAN

Tarihi 15 Şubat 2015

Anneme yazık oluyor!

Sevgili Takvim'ciler... Bundan böyle ne derdiniz varsa veya söylemek istediğiniz her ne ise bu köşe emrinize amade... Bir de sürprizimiz var; bazı mektupları ünlü dostlarımızdan rica edeceğiz onlar cevaplayacaklar! Mesela bu günkü köşemizin konuğu Sevgili Oya Aydoğan...


16
yaşında bir kızım. Annem 38 yaşında ve babamdan ayrı. Babam ikinci evliliğini yaptı, şimdi Hollanda'da yaşıyor. Biz de annemle Beşiktaş'ta oturuyoruz. Annemin bir erkek arkadaşı var devlet kuruluşunda memur. 'Karımla ayrı yaşıyorum' diyor ama bu koca bir yalan. Annem onu yakışıklı buluyor, bana sorarsanız en kaba erkek ama şu an evimize o bakıyor.
Küçük bir tuhafiye dükkanımız vardı ancak bu adamla tanışır tanışmaz ilk işi dükkanı kapattırmak oldu. Böylece eline bakar olduk. Ama benim bir dediğimi iki etmiyor. Bilgisayar aldı ve ADSL bağlattı.
Diğer yandan annemin ve benim pazara gitmemizi bile yasakladı. 'Ne isterseniz söyleyin ben getiririm' diyor. Ben okuyorum derslerim iyi.
Ama bir bakıyorum okul çıkışı beni takip ediyor. Gündüz vakti niçin işte değil bilmem. Dayak konusuna gelince...
Bu adam geldiği geceler mutlaka kavga ve dayakla bitiyor. Sebepleri anlatmakla bitmez. Geçen gün babamın eşinin fotoğrafını gördü çekmecede. Annemin üzerine yürüdü. 'Kocanı neden hala unutamadın, ben seni mutlu etmiyor muyum, hani onun erkekliği yoktu?' dedi. Sonra babamın karısına taktı, 'Vay hayvan, şu şansa bak, böyle güzel bir kız bulmuş! İşte bu kadınlar zaten salak, benim gibi biri dururken böyle kıytırık heriflere giderler!' diye sürdürdü söylenmesini.
Bu adamdan kurtuluş yok. Anneme diyor ki; 'Seni ben bırakacağım istediğim zaman, sen beni terk edemezsin!"
Bizim aileden ise hiç kimseden hayır yok. Babam da yardım etmiyor.
Şimdi biz ne yapalım? Bir de bu kızı harcatmam sana! Bir büyüsün bakacağız dedi anneme o ne demek?

Rumuz: ANNE-KIZ
Oya Aydoğan cevaplıyor; Aslında karar annenizin, genç arkadaşım. Belki de her şeye rağmen bu beyefendiye aşıktır, kim bilir... Ya da sizi, 'bir baltaya sap yapana kadar' bu çileye katlanıyordur. Ama gördüğüm; adamın attığı dayaklardan daha kırıcı olan, hakaretleri. Bazen kötü laf, her şeyden beterdir. Ayrıca sen de çok dikkatli ol, böyle adamların niyetleri belli olmaz.
Tavsiyem; para biriktirin gizliden ve annenizi iş kurma konusunda cesaretlendirin.
Ve bir an önce tahsilinizi tamamlayın. Bu arada yaşadığınız kabuslardan ders çıkarın. Olayların dışında durup, hayata dair her şeyi
öğreniyorum diyerek kendini teselli et.

Aldatmasaydım böyle olmayacaktı
Çiğdem diye birini çok sevdim ama aldattım. Onu bulutlara götürecek kadar çok seviyorum. O ise, 'Eskiye sünger çektim, seni unuttum' diyor. Beni çok sevmişti zamanında. Ama Çiğdem şu an başkasına aşık. Ve o gençle çok mutlu. Her ne kadar zampara olsak da aşka saygımız büyük. Beni unutmadı biliyorum ve aldatmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı. '
Rumuz: 'Napıyoruz abla'
Selda Uskan cevaplıyor; Ne yapalım evlat, kendine teşhisi koymuşsun zaten. Hem gelse de kabul edecek misin bakalım?

Bana 'şapşik' diyor!
16 yaşındayım. Adım İzzet Sari. Selahattin Demirtaş takipçilerine 'Şapşik' dedi, sevgilim de bana sürekli şapşik diye mesaj atıyor. Şimdi nasıl bir kelam bulayım ki aynısı olsun...

RUMUZ: ŞİPŞAK
Selda Uskan'dan cevap;
Böyle şeyler ha deyince akla gelmez ama şimdilik 'Salakcım'la idare et bakalım ne tepki alacaksın? Tabii kafatasına yiyeceğin darbe ihtimalini de unutma...