"Ne olursa olsun bizim takım kazansın" önkabulu ile daha en baştan meşruiyetini kaybeden futbol iklimimizin tüm günahını tabi ki hakemler üzerinden temize çekemeyiz. Bu hiç adil değil.
NEDEN KORKTUNUZ?
Ancak, Cüneyt Çakır gibi tüm hakemlik hikayemizin en başarılı uluslararası figürü olan ismin bile, 'içerde', gördüğünü çalan hakem olmak yerine, konjonktürel dengelerin tevzi makaralığına soyunması, futbolumuzda zaten hiç olmayan adalet duygusunu Kaf dağının yosmasına dönüştürüyor?
Sayın Çakır şu soruyu yanıt vermelidir; Bjk-Trabzon maçında , neredeyse tüm ülkenin hemfikir olduğu 3 kritik pozisyonda, maçın VAR hakemi olarak neden görevinizi ihmal ettiniz ve orta hakemi uyarmadınız!
Merkez Hakem Kurulu'nun başında bir Beşiktaşlı var diye mi korktunuz? Trabzonspor bu maçı da kazanırsa artık durdurulamaz ve bu sizin gibi hakemler için hiç de iyi sonuçlar doğurmaz diye mi düşündünüz?
Sayın Çakır;
Biz Türk futbolseverler de tıpkı İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa vbli hakemler gibi, Türk hakemlerin de "hesap değil hata" yaptıklarına inanmak istiyoruz. Çok rica ediyoruz, Lütfen hata yapın!
Ligin en az paraya çalışan, hem de açık ara, hocası Ünal Karaman, esasen en başta kendi meslektaşlarından tepki görüyor, inanın. Öyle ya, hazır iklim uygunken kulüpleri söğüşlemek varken Karaman'a ne oluyor?
Nerede görülmüş, bir insanın çıkıp da parayı pulu hiç önemsemeden, sadece işini iyi yapmaya odaklanıp, üstüne bir de hiç beklenmeyecek kadar çok katkı vermesi. Oysa "Hayat Trabzonspordur" diyerek 2 milyon avrocuk cukkalamak varken!!
Maça gelirsek, Trabzon için sezonun en zor maçı bir anda ligin dibindeki rakibi ve komşusu Rize maçı oluverdi.
Kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan Rizespor 1 puana oynarsa istedigini alması zor, yok 3 puana oynarsa gollü bir maça hazır olalım