Daha 2 gün öncesine kadar Muharrem İnce, kurultay sürecini yerel seçim sonrasına bıraktığı ile ilgili beklenti ve kulisler hakim iken, Pazartesi akşam eşlerle yenilen yemekte konuşulanları dün sürpriz biçimde gazetecilere açıklayınca; olayın seyri yine değişti.
"Olağanüstü kurultayı toplayın. Siz Onursal Başkan olun ben Genel Başkan olayım" teklifi yaptığı açıklayan İnce, siyaseten çok büyük bir hamle de yaptı.
Her ne kadar Kılıçdaroğlu tarafından "özel bir yemekte konuşulanların dışarı sızdırılması siyasi nezakete aykırı" olduğu şeklinde yorumlansa da; Muharrem İnce'nin yaptığı apaçık; siyasettir.
Yani; siz iki siyasetçi ve siz iki rakip siyasetçinin bir yemek yemesi, hem de eşlerle yemek yemesi; evet bir siyasi nezakettir.
Ama; hem o yemekte konuşulanların paylaşılması hem de İnce'nin kurultay ısrarından vazgeçmemesi de nezaketle veya siyasi nezaketle alakası olmayan bir durumdur. Ve, attığı bu adımla Muharrem İnce, siyaset satrancında iddiasını, en azından kendi partisi içindeki iddiasını devam ettirmektedir.
Bunun da nezaket veya nezaketsizlikle bir ilgisi yoktur.
Çünkü; siyaset yapıyorsunuz ve elbette hedefiniz kazanmak.
Tabi, rakibinin bu beklenmedik açılımından rahatsız olan Kılıçdaroğlu da boş durmadı ve soluğu kurmaylarıyla toplantı yapmakta aldı.
Bununla da yetinmedi, normalde Pazartesi günü toplanan CHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Perşembe günü olağanüstü toplantıya çağırdı.
Kılıçdaroğlu'nun en yakın kurmayı Bülent Tezcan: "Bizim gündemimizde de Genel Başkan'ın gündeminde de erken seçim yok.
Son dönemde inisiyatif alan bir parti ve Genel başkan olarak ne amaçla toplanacak kurultay" sorusunu sordu.
Bugünden itibaren kurultay toplanır ya da toplanmaz ama şu bir gerçek ki; CHP'de artık macun tüpten çıkmıştır ve bir daha da geri dönülmez.
Yani, er ya da geç CHP kurultayı bu ikilinin koltuk savaşına sahne olacaktır.
İZMİR Foça Jandarma Komando Okulu Tatbikat Timinin gösterisi hayran bıraktı.
BAŞARI DA BAŞARISIZLIK DA MERCEK ALTINDA
AK PARTİ'NİN 16 yıldır girdiği her seçimi neden kazandığına dair Pazartesi günü yazdığımız yazı epey ses getirdi.
Sandıktan çıkan sonucu; hiçbir komplekse veya itiraza gerek duymadan en objektif şekilde yorumlayan ve seçmenin verdiği bu mesaja uygun değişim ve dönüşümü yapabilen AK Parti ve Erdoğan, bir sonraki seçimde de sandıktan açık ara çıkmayı hep başardı.
Hiçbir zaman "ben seçimin galibiyim, en yakın rakibimle aramda yüzde 20 fark var" kibrine kapılmaksızın, hiçbir zaman zafer sarhoşluğuna girmeksizin sonuçları masaya yatırmayı bir görev bildi.
Son seçimde de bu gelenek değişmedi, şimdi partinin yetkili kurulları il il, ilçe ilçe ve sonunda bölgesel olarak tüm sonuçları irdeliyor.
Kasım 2015 seçimleri ve Haziran 2015 seçimleri ile 16 Nisan referandumunda alınan sonuçları da içine alan 4'lü bir kıyaslama ile geniş bir rapor hazırlanıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde alınan sonuç ile AK Parti'nin milletvekili seçiminde aldığı oylar çok farklılık gösterdiğinden; partinin aldığı oylar üzerinden değerlendirme daha önem kazanıyor.
Sadece oyların düştüğü 71 il üzerinde bir araştırma yapılmıyor, oyların arttığı Güneydoğu illeri ve bölgesi de aynı araştırmanın konusu.
Yani, her boyutuyla kelimenin tam anlamıyla masaya yatırılıyor 24 Haziran sonuçları.
Bu yılın Kasım ayında veya 2019'un Mart'ında yapılacak yerel seçimler öncesinde; aday belirleme sürecine ışık tutacak bu çalışma çok önemli.
Bundan sonra, yerelde ve seçim bölgesinde adayların bir karşılığının olmasının önemi daha da arttığından; bu tür objektif değerlendirmeler de daha sağlıklı sonuçlar verecek kuşkusuz.
Ve; belediye seçimlerinde aday gösterilecek isimler üzerinde hem teşkilat hem de seçim bölgesinde kamuoyu yoklamaları da yapılarak; bu süreç en doğru şekilde tamamlanacak.
Yazının başında dediğim gibi; işte böyle bir sorgulama ve ders çıkarma yöntemi uygulandığı sürece AK Parti'nin başarılı olmasına kimse şaşırmasın zaten..
DERİN SÖZ
CESARET zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür. (YAVUZ SULTAN SELİM)