SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 27 Kasım 2011

Yeniden doğsam yazar olurum yine

'İlk gelişinde yazar(!) oldun da ne oldu?' demeyin hemen. Demeyin çünkü bu laf benim lafım değil. Bir ustanın, bir üstadın sözü bu. Haldun Taner zamanında söylemiş, iyi de etmiş. TÜYAP Kitap Fuarı'nda kitaplarından oluşan harika yığını gördüm, aklıma düştü. Haldun Hoca'nın şu an hayatta olmaması sevenlerini hiiiç etkilememişti çünkü. Zaten kendisi de böyle bakardı ölme kalma meselesine. Bir kitabının adını; "Ölürse ten ölür, canlar ölesi değil" koymuştu.
Onunla Milliyet yıllarımda kapı yoldaşı olarak çalışmanın gönencini hep taşıdım. Çelebi, dost, sıcacık bir adamdı. Tevazuun doruklarında gezer, herkesle herkes gibi olur, kibir yapmaz, soğukluk sokmazdı araya.
O devirlerde ayrılmaz üçlü oluşturduğumuz 3 muhabir, Erhan Akyıldız, Namık Koçak ve ben, çat kapı odasına gider, saatlerce konuşur, dertleşir, feyz alır gelirdik Haldun Abi'den. "Yeniden doğsa yine yazar olacağı" hissedişinin liflerini zaten sözcüklerle dokurdu konuşurken.

Seyirci kalmak

Mesela; "Yazarlık yapmanın bir meslek olmanın ötesinde bir yaşam biçimi ve tercih" olduğunu söyler, şöyle açardı bu lafın içini; "Çok iyi yetiştirdi beni ailem. Çok para kazanacak, çok iyi sayılacak konumlara gelebilecek yapıdaydım. Ama paranın getireceği mutluluğu isteyerek teptim.
Kendi mesleğimin, yazarlığın bütün mesleklerden daha büyük bir nimet olduğunun bilincindeyim. Dünya sahnesinde aktör olmaktan çok seyirci olmayı yeğledim ve böyle bir seyirciliğin insana daha büyük bir üstünlük sağladığı kuruntusundayım."
Onu yakından tanıyan, hani elinde yetişti desek haksız sayılmayacağımız bir başka büyük ustanın, Zeki Alasya'nın yıllar önce onun için söyledikleri de çok çok hoş şeyler. Bir iki satır alıntı yapayım, büyük üstada doğum günü hediyesi yerine geçsin.
Alasya diyordu ki; "Taner ile ilk kez 1961'de tanıştım. Sonra 'Vatan Kurtaran Şaban' adlı oyunla Devekuşu Kabere'yi kurduk. Taner gerçek bir çocuktu.
Oyunları da bu çocuksu tavrının sonucunda ortaya çıktı. Haldun Taner ile pek çok oyun sahneledik. Onun yanında ikinci bir fakülte eğitimi aldık.''
Devekuşu Kabare'nin diğer kurucusu ve yine dev oyunculardan Metin Akpınar'ın da çok güzel sözleri var Haldun hocası için. Akpınar da diyor ki; "1964'te, onun en keyifli oyunlarından olan 'Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım' adlı eseriyle profesyonel oldum. Duayenimiz Muhsin Ertuğrul, Haldun Taner için; 'Türk Tiyatrosu'nun başı ne zaman sıkışsa, tık nefes olsa, Haldun ona hep oksijen yetiştirir' derdi."
Yalan mı? Geleneksel Türk tiyatrosu ile çağdaş tiyatroyu birleştirmeye çalışıyordu. Ooof of! Haldun hocamızın ardından içimiz hala sızlıyor elbette ama; "Öldükten sonra iyi bir nam bırakmak, belki hiç ölmemekten evladır" sözü de ne doğru sözmüş diyor insan. Di mi?..