SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 21 Eylül 2011

Emin Pazarcı'nın kahır manifestosu

Ankara'daki patlamanın ardından benim de söyleyecek sözüm var size. Ama önce hem kapı yoldaşı meslek kardeşim hem de değerli bir dostum olan Emin Pazarcı'yı uzanıp alnından, (keşke de yüreğinden) öpmek istiyorum. Yıllarca Akşam'da şimdi de Takvim'de bir arada olmaktan keyif aldığımı da söylemem gerek yazımın başında.
Emin, yaşı ve yaşadıkları itibariyle; kavga dövüşün, silahla, kanla dayatılmak istenen her bir şeyin 'gerçek yüzünü', hem haber yaparken, inceleyip araştırırken hem de geniş çevresi, güçlü kaynaklarıyla konuşup tartışırken apaçık görmüş anlamış bir yorgun gazeteci kuşağın da güçlü, yetkin kalemlerindendir ayrıca.
Az ötede, köşesinde; Ankara'da meydana gelen patlamayı yazmış bugün Emin. Ama kuru kuruya ya da ağdalı bir 'vah vah- kahrolun e mi" biçemiyle değil, kalbe kezzap akıtan sözcükler, cümleler ve insani örnekler vererek yazmış yazıyı. Nicedir rut inleşen, şehit sayısına, ölülerin hangi rakama ulaştığına aşinalaşmış böylelikle de neredeyse nasır tutmuş duygularımızı yeniden hassaslaştırmış kalemiyle bu dostumuz. "BİR BABANIN EN ZOR ANI" başlıklı bu yazı bazılarına belki fantezi gibi gelecek olsa da, her ana babayı hatta içinde zerrece olsun insanlık taşıyan her ferdi sarsıp toparlayacak kudrette.
Keşke böyle elim bir olayın ardından dile getirdiklerini helalleme durumu olmayaydı ama heyhat!..

Ankara İstanbul farkı mı
Şimdi benim yazacağım satırlar, Emin Pazarcı'dan sonra tırı vırı baremini aşmayacak ama olsun. Kendi payıma bir başka duruma da dikkat çekmek isterim.
Patlama Ankara'nın göbeğinde olunca bir anda memleketin her tarafında herkesi titretiverdi. İstanbul, İzmir gibi kentlerde de zaman zaman oluyor ve başta medya olmak üzere tüm spotlar o olaya tutuluyor.
Oysa ne hazindir ki sıklıkla meydana gelen bu kahpe terör eylemlerinde 3-5-10-
15 canımızı yitiriyoruz malum. Şırnak'ta, Cizre'de, Nusaybin'de, Ovacık'ta, Nazimiye'de filan olunca gazetelere tek sütun televizyonlara tek cümlelik haber oluyor bu eylemler.
Ankara'da olunca da durumu görüyorsunuz.

Neyse

Her neyse…
Dedim ya yazı yoldaşımız Emin Kardeşin o güçlü yazısından sonra çok fazla kem küm etmek istemiyorum.
Yine de son paragrafı onun, o herkese ayar vermesini beklediğim yazısından alıntı yaparak yazıyorum. "Terör, sadece ülkeyi yönetenleri ve güvenlik kuvvetlerini değil, hepimizi yakından ilgilendiren bir olgu. Yaş ayrımı yapmıyor… Masum mu suçlu mu diye bakmıyor… Türk ya da Kürt'müş hiç umursamıyor… Sadece kan döküp mesaj vermeye, kaos ortamı yaratmaya çalışıyor.
Üstelik, bu terör devam ettiği müddetçe, yarınlara yönelik olarak herkes risk altında...
Terör, bu ülkede yaşayan herkesin ortak düşmanı! Herkes de bunu bilip, ona göre tavır almak zorunda! Teröre son vermek için sadece teröristle mücadele etmek yetmiyor. Teröre destek verenlerin, bu insanlık suçuna iştirak edenlerin de ipliğini pazara çıkartmak gerekiyor. Eğer bu ülkede yaşıyorsak… Omuz omuza vererek, elimizi
taşın altına koymak zorundayız."