SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 6 Şubat 2011

Hay 'patlamayın' e mi

Doğma büyüme İstanbul çocuğuyum… Fıtratım ve işim gereği girip çıkmadığım kuytuluk, ara sokak, dar mahalle, tenha semt ve kentte olup biterken habersiz kaldığım 'katakulli' kalmadı sanırdım, yanılmışım.
Hani çok uzaklarda, ücralar, izbeliklerde falan da değil, şehrin neredeyse göbeğinde öyle işyerleri(!) varmış ki şaşırdım kaldım.
Topkapı arkaları, Zeytinburnu sırtlıkları, Rami, Davutpaşa meydanlıklarında dolaştım, "potansiyel tehlike" arz eden, patlamaya hazır bomba mekânları aradım tüm gün. "Çok seyrektir, varsa da illagaldir" düşüncem, gerçek karşısında iflas etti. Göstere göstere kurulmuşlar, göze sokar gibi yayılmışlar, iş merkezlerine, sokak içlerine, aparman diplerine, benzinlik ilişiğine oooh!..

Bu ne yüzsüzlük

Adamlara diyorum ki; "Ankara patladı ağalar. Hem de art arda, mükerreren patladı, epey de can aldı duydunuz he mi?"
Pişmiş kelle gibi sırıtıp, "Allah'ın işi" diyor, çıkıyorlar iş içinden. "Yahu kullar olarak sizin hiç mi kaygınız sıkıntınız yok. Bak burada tüpler sıra sıra. İçleri bütan gazla, oksijenle, karpitle dolu. Patlarsa yazlık haline gelir bu çevreler?" dememe, yine aynı lakaytlık ve sırıtmalarla geliyor cevaplar. "Biz önlem aldık. Ateşle yaklaşmıyoruz tüplere. Sigarayı bile dışarıda içiyoruz…"
Sıralı oto gaz sistemleri dolumu yapan koca koca dükkânlar var diyelim. Bir bakıyorum karşı komşuları menşur marka benzinlikleri. "Olur mu böyle olur mu?" şeklinde sual ediyorum, "Orası nereee burası nere Savaş kardeş.? Hiçbir şey olmaz evvel Allah" diyorlar pişkin pişkin.
Laf anlatıp, fikir çelemeyeceğim için, fotoğraflarla takdim edelim bu bela heyulasını diyor, seyrinize sunuyorum. Buyurun buradan "yakın!.."