SAVAŞ AY

SAVAŞ AY

Tarihi 14 Ocak 2010

'Parev' sana sevgili Onno Tunç

Onno Tunç'u yitirmemizin ardından tam 14 yıl bitti bugün. Ermenice'nin en güzel sözcüklerinden biriyle "merhaba" anlamına gelen "parev" sözcüğüyle selamlıyorum onu.
Ne güzel yürekli adamdı, ne kadar da üreticiydi, ne harika şarkılar yapmıştı Onno.
Hele Sezen Aksu'nun ağzından döküldüğünde nasıl da ete kemiğe bürünür, kanlı, canlı, dokunaklı işlerdi içimize besteleri. Ali Poyrazoğlu'nun Yeşil Kabaresi'nin revaç yıllarıydı. Sonradan Sezen'in eşi olacak meslektaşım Ahmet Utlu'yla oradaydık. Gecenin ileri saatlerinde Sezen ve arkadaşları da geldi. Ön masaya oturup şovu izlemeye başladılar.

Ahh kavaklar

Bir süre sonra neredeyse çığlık atarcasına seslendi sahneye Sezen Aksu. "Ben oraya geleceğim, şarkı söyleyeceğim huuu!" alkışlarla karşılandı bu hoş isteği. Sezen bu kez karşında oturan Onno Tunç'a dönüp; "Haydi Onno, şarkım geldi, sen çal ben okuyacağım"
Yine alkış kıyamet arasında sahneye fırladı bu ikili. Onno klavyenin başına geçti Sezen de mikrofona. İlk kez diyerek bir şarkıya girdiler.
"Ah kavaklar; edenim üşür, yüreğim sızlar. Beni hoyrat bir makasla, eski bir fotoğraftan oydular. Orda kaldı yanağımın yarısı, kendini boşlukla tamamlar. Omzumda bir kesik el ki durmadan kanar. Ah kavaklar, kavaklar. Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar" diyordu bu lirik şarkıda Sezen.

Sen ağlama

Herkesin gözüne yaş hücum etti. Komiler, garsonlar bile işi gücü bırakmış ağlıyordu şarkıya. Metin Altıok'un şiirine Onno Tunç'un bestesiymiş bu. Zaten albümde yer alınca kıyamet gibi sattı, herkes belledi şarkıyı.
Onno'nun gücünü, müzik dehasını gösteren daha nice şarkı var. Kim bilir belki de çok sevip, ezberleyip, terennüm ettiğiniz halde onun ürünü olduğunu bilmiyorsunuzdur. Sözgelimi; Sen Ağlama, Ünzile, Beni Unutma, Değer mi hiç, Hadi Bakalım kolay gelsin bunlardan sadece bir kaçı.

Aptallara selam

1942'de doğmuştu Onno Tunç. 1996'nın ilk günlerinde Bursa'dan Yalova'ya dönerken, özel uçağının Selimiye köyü yakınlarında düşmesi sonucu arkadaşı Hasan Kanık ile birlikte hayatını kaybetmişti. Cenaze töreni için kardeşi Arto'nun yurtdışından dönmesi beklenip 19 Ocak 1996 günü Beyoğlu Surp Yerrortutyun Ermeni Kilisesi'nde yapılan ayin sonrası Şişli Ermeni Mezarlığı'na defnedildi.
Ne kadar bizdi, bizdendi, içimizin dışımızın bir olduğunu salaklara, şapşallara, aymazlara, ırkçılara kanıtlayan bir muhteşem adamdı. Toprağı bol olsun.

Ve Nubar Terziyan

Yine Ermeni asıllı bir yurttaşımız olan ve çok sevilen diğer bir adam da Nubar Terziyan'dı. Kadere bakın ki o da bir 14 Ocak 1994'te aramızdan ayrılmıştı. İyi aile reisi rolleriyle halkın gönlünde yer etmiş, tonton, tatlı, şeker bir yaşlı adam olarak taht kurmuştu içimize. Onun binlerce fotoğrafı arasında en sevdiğim yazarımız Hakkı Yalçın tarafından çekilen bir fotoğraf. Türk sinemasının kralı Ayhan Işık'ın cenaze töreninde, Şişli Camii'nde çekilen bir veda fotoğrafıydı bu.
Şimdi bu değerlerimizin çoğu yitti gitti. Memleket değerli kısmı toprak altında yatan düşsel bir patates tarlasına döndü sanki. Yalan mı yaa?..