'Öleceğe'…
'Doğacağa'…
'Olacağa' çare yoktur!
…
Kaderde varsa…
Ne kadar sallarsan salla;
'Ertelemek'…
'Engellemek' imkânsızdır!
…
Her şey, olacağına varır…
Çünkü 'Vakti-Saati' gelmiştir!
…
'Vakti-Saati' geldiğinde;
Kızı vermezsen kaçar…
Yalan söylersen ortaya çıkar…
Borcunu ödemeyen belaya düşer!
…
İki kere iki dört eder, bellidir…
Çocuk aklına uyarsan,
'Üzülürsün'…
Tarlada, ot-taş yerine camla silinirsen,
'Kestirirsin'…
…
Komünist Sistemi yetersiz kaldı,
koca Sovyetler Birliği dağıldı!
Demek ki 'Vakti-Saati' gelmişti...
…
Zenci-Beyaz kavgası yaşanırdı ama
ABD sonunda Siyahî Başkan seçti!
Demek ki 'Vakti-Saati' gelmişti…
…
Türkiye, on yıl kadar önce;
Bir köşede unutulmuş ve paslanmış
sefer tası gibi boynu bükük, yalnız
başına, mahcup bakışlarla etrafını
süzmekte, titreyip durmaktaydı…
Elinde baston, yüzünün rabbiyesi
silinmiş, bet-beniz atmış, ne maddi
ne manevi morali olmayan bir hâlde
ve tam da 'gitti-gidiyor' görüntüde!
…
Oysa günümüzde, dünyada sözü
dinlenen…
İcabında devlere kafa tutan, kimseye
müdanası olmayan, güçlü ülke oldu!
Demek ki 'Vakti-Saati' gelmişti…
…
Bugün gündemdeki tartışmalar da
aynı minvalde, beyhudedir…
Türkiye, kısa sürede eski verileri çok
büyük oranda beşe-ona katlamış, çok
büyümüş, kalkınmış, dünya zirvesine
gözünü dikmiştir!
'Parlamenter Demokrasi'nin artık
ülkenin ihtiyaçlarına yetmediği aşikâr
hâle gelmiştir…
İlerlemenin sürmesi, hiçbir kesintiye
uğramaması, eski felâket yıllarına bir
daha geri dönüşün kapısının tamamen
kapatılması bakımından;
'Devlet Başkanlığı' sistemine
geçme mecburiyeti hâsıl olmuştur…
…
Kesin, gerekmektedir…
Öyleyse, gerçekleşecektir!
…
'Öleceğe'…
'Doğacağa'…
'Olacağa' çare yoktur!
…
Ne kadar sallarsan salla;
'Ertelemek'…
'Engellemek' imkânsızdır!
…
Her şey, olacağına varacaktır!
Çünkü 'Vakti-Saati' gelmiştir…