Tarihi 1 Kasım 2014

Bir ‘Köprü’ Hikâyesi!

Aslında, 'Köprü' hikâyesi,

'Türkiye'nin de özet hikâyesidir!

Avrupa kıtasından Asya'ya ulaşmak,

yani kıtaları ayıran Boğaz'da karşıdan

karşıya kolayca geçebilmek, bugünkü

şartlarda pek umursanmasa da hiç de

kolay değildir…

Doğrusu bu fikir yüzyıllar boyunca

çekiciliğini korumuştur!

İskit seferinde Pers Kralı Darius'un 80

bin kişilik ordusu, gemilerin yan yana

getirilmesiyle oluşturulan yüzer köprü

ile Trakya'ya geçebilmişti örneğin…

Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra da

bu konu çok tartışılmıştı. 1940 yılında

Nuri Demirağ'ın girişimi, mühendisler

ve Amerikalı uzmanların da çabasıyla

İstanbul'a bir boğaz köprüsü projesi

tasarlanmış, zamanın CHP İktidarı

tarafından ise;

'Boğaza köprü olmaz, yıkılır'

gerekçesi ile teklif reddedilmişti…

'Gizli oy, açık tasnif'li ilk gerçek

seçim sonucu, ezici çoğunlukla iktidar

el değiştirip 'Demokrat Parti'li

dönem başlayınca köprü yapımı tekrar

gündeme geldi…

Projeler hazırlandı, 25 Mayıs 1960'da

da imzalar atıldı. Ancak iki gün sonra

'İhtilâl' oldu!

Köprü, 'bir başka bahara' kaldı…

İhtilâl sonrası 'Adalet Partisi'

iktidara geldi. Başbakan Demirel'in

aklında da yine 'Köprü' vardı…

Bu düşüncesini Meclis Kürsüsü'nden

ne zaman dile getirse, CHP Genel

Başkanı İsmet İnönü hemen

ardından kürsüye çıkıyor, yakasındaki

İstiklâl Madalyasını kürsüye vurarak,

'Ben de bu köprüyü yaptırmam'

diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu…

Neyse uzatmayalım, köprü yapıldı…

29 Ekim 1973'de de hizmete açıldı!

Önceki gün,

Boğaziçi Köprüsü'nün

açılışının 41'nci yıldönümüydü…

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü

yapımı öncesi de, zamanın Halkçı

Parti Genel Başkanı Necdet Calp

ile Turgut Özal arasında benzer

diyaloglar geçti…

Özal, bir açık oturumda, birinci

köprünün hisselerini satıp, bu gelirle

ikincinin yapılabileceğini belirtince,

'özelleştirme kavramından' bihaber

olan Calp, temsil ettiği zihniyetin

de gereği olarak ve geleneksel şekilde

yumruğunu masaya vurmuş,

'Sattırmam efendim, sattırmam'

diye haykırmıştı…

Geçmişte, toplum tüm bu tartışmalar

yüzünden ikiye ayrılmıştı denilebilir;

Köprü Karşıtları…

Köprü Taraftarları…

Son on yıllık dönemde yaşananlar,

kazanılan eserler, memleketi bu tip

tartışmaların mümkün olduğunca

dışına çıkardı elbette;

Görgü-ufuk gelişti…

Ülkeye güven pekişti…

Bu sayededir ki;

Yapımında yedi bin kişinin çalıştığı,

dünyanın en yüksek, en genişi olacak

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün

yarısı, sessiz sedasız tamamlandı bile!

Devlete maliyeti '0 TL' olan köprüde

kullanılan kabloların toplam uzunluğu

'yüz yirmi bin' kilometre…

Yani, dünya çevresinin 3 katı!

'Yeni Türkiye' işte budur…

Ülkenin önüne geçmişteki takozların

tümü de CHP tarafından konmuştur!

Baksana, partinin temel direği Bayan

Tarhan bile dayanamayıp gitmiştir!