Bir ülke teknolojisinin ileri gelişmişlik
düzeyine ulaşmasının
göstergelerinden
başta geleni, dünyayı uzaydan an be an
izleyebiliyor olmasıdır kuşkusuz...
...
Türkiye, "Rasat" adlı uydusundan
sonra, yazılımının tümü,
malzemesinin de tamamına yakını
(yüzde 80'i) yerli olan
"Göktürk-2"yi birkaç gün önce
uzaya gönderdi...
...
Fırlatılış töreni "ODTÜ"de,
Uzay Merkezi'nde yapıldı!
Göktürk-2 canlı yayında yörüngeye
otururken, salon atmosferine alkışlar,
sevinç gözyaşları hâkimdi...
...
Binanın dışındaki ODTÜ atmosferini
ise kesif bir gaz kokusu kaplamış, okul
alacakaranlıkta savaş alanı görüntüsüne
bürünmüştü!
...
Çeşitli üniversitelerden yoldaşları ile
buluşan öğrenciler yollara birikmiş,
etrafa taş yağdırıyor...
Polis de, protestocuları dağıtmak için
tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz ile
müdahale ediyordu!
...
Yüzü maskeli, cebinde irili ufaklı taşlar
ve sallayıp fırlatılınca minik bir bomba
gibi patlayıp etrafa cam kırıkları saçan
bol miktarda soda şişesi...
İşte; Protest bir üniversite öğrencisi...
...
Kerataların yaptıklarını yadırgamanın
yanı sıra, zekâlarını takdir etmemek de
elde değil!
ODTÜ Kimya bölümünün muazzam
laboratuarında bazı öğrenciler, biber ve
göz yaşartıcı gaza karşı etkilenmemeyi
sağlayan bir sprey geliştirmişler...
...
Biz ODTÜ'yü aksırık-tıksırık içinde
terk ederken, maskeli çete gaza maza
aldırmadan taş fırlatma eylemine aynı
hızla devam ediyordu...
...
Keşke bu yeteneklerini-enerjilerini,
ülkeyi 'uydu teknolojisinden' de ileriye
taşımakta kullansalar diye düşünmeden
edemiyor insan...
...
Belki;
...
Bu gençlerimizin, sabah 10.30'da,
gökyüzüne doğru şöyle bir bakmaları
ve biraz düşünmeleri yararlı olabilir!
...
Çünkü her gün tam o saatte,
Göktürk-2 Ankara üzerinden geçiyor
olacak...
Tabii, ODTÜ'nün de!