Tarihi 9 Haziran 2012

Çankaya'ya Eli Mahkûm!

Sanırım İspanya'dan dönüyorduk...
Başbakan Özal, uçakta yanına çağırıp
sordu;
"Ne dersin...
Cumhurbaşkanı olmalı mıyım?"
...
O günlerde, gündemin ilk konusu buydu!
...
Yan koltuğa oturdum, kolunu omzuma attı.
Baba-Oğul gibi olduğumuz Başbakanla
başbaşaydık...
...
Gözlerine baktım, aslında ne düşündüğünü,
içinde ne fırtınalar koptuğunu biliyordum!
Bir yanı "git!"...
Diğer yanı ise "gitme!"... diyordu!
Kendisini Çankaya'da sıkıntılı günlerin
beklediğini o da önceden kestirebiliyordu!
...
"Keşke olmasanız!"
diye başladım...
"Çünkü olursanız, sizden sonra,
partinin uzun süre yaşama ihtimali
görünmüyor! Sorun çıkacaktır!"...
...
"Ancak!"
diye devam ettim...
...
"Grubumuzun mecliste yeter sayısı
olduğuna göre, sizden başkasını
Çankaya'ya çıkarma lüksümüz de
hiç mi hiç yok!"...
...
"Ne gibi..."
diye sordu, yanıtladım...
...
"Memleketin bu en yüce makamına,
siz genel başkanımız varken, tutup
eskiden olduğu gibi yine bir asker,
ya da profesör emeklisi mi arayacağız
yani!"...
...
O zaman, gevrek gevrek güldü...
"Yaaaa!" dedi,
"Mecburiyetten oy vereceksin ha?"...
...
Bu kez birlikte gülüştük, ama doğruydu!
İstese de istemese de...
İstesek de istemesek de...
"Mecburduk"...
...
Özal'ın, Cumhurbaşkanı olmaya
"Eli mahkûmdu!"...
...
Kaderin cilvesine birlikte tanık olduğumuz,
Espri, biraz da hüzün dolu, tatlı bir görüşme
olmuştu...
...
Sonrasını biliyorsunuz...
...
Hükümetin başı Demirel'in taktığı
"Çankaya'nın şişmanı!" lâkabı!
"Çankaya'dan indireceğiz!" tehditleri!
Cumhurbaşkanı-Başbakan uyumsuzlukları!
Tepkiler, veto'lar, incitici demeçler, devlet
itibarını yer ile yeksan eden bir dolu nâhoş
gelişme...
...
Bu şartlarda hiçbir ülke gelişemezdi...
...
Nitekim bizde de öyle oldu hatırlarsınız!
...
Gelelim bugüne...
...
Tayyip Bey
'in, ülkenin her alanda
kalkındırılması için; "durmak yok!
yola devam!"
prensibi olmasa,
Çankaya'ya niyetleneceği aklımın
ucundan dahi geçmezdi!
Ama, şu an istese de istemese de,
"mecburdur!"...
...
Tabir caizse, o'nun da;
"Eli Mahkûmdur!"...
...
Peki, ya Türkiye'nin, geçmişten aldığı
dersler doğrultusunda "mecburiyetleri"
yok mudur?
Elbette vardır!
...
Cumhuriyet tarihi boyunca Demokratik
kazanımlar açısından elde edilen...
Ekonomik veriler bakımından kaydedilen...
Her alandaki atılımlarla "makûs talihin"
yenilmekte olduğu bu en parlak dönemin,
saçma sapan çekişmeler yüzünden kesintiye
uğramaması için ne yapılması gerektiği,
artık apaçık bellidir!
...
Doğrusu bu ya, ülkemizin,
'Başkanlık Sistemi'ne geçmeye,
"Eli Mahkûmdur!"...