Bilgisayar ve diğer elektronik eşyalarda problem yaşayanlara yardım amacıyla kurulan bir danışmanlık servisi, bugüne kadar aldığı en komik 'acil sorun' telefon konuşmalarını yayınladı.
Bu diyaloglara çok güleceksiniz….
Müşteri: Bilgisayarımda sürekli pornografik açılır pencereler (pop-up) çıkıyor.
Karımın bunları benim açtığımı düşünmesini istemiyorum.
Ne yapabilirim?
Danışman: Ben onları sizin için silerim.
Müşteri: Peki karım burada değilken onları tekrar nasıl geri alabilirim?
*****
Danışman: Devam etmek için herhangi bir tuşa basın.
Müşteri: Klavyede üzerinde 'herhangi' yazan bir tuş yok ki!
*****
Müşteri: Mouse pad'imin kablosu yok!
Danışman: Anlayamadım!
Mouse pad'lerin zaten kablosu yoktur!
Müşteri: Peki o zaman Mouse pad'im mouse'ımın nerede olduğunu nereden biliyor?
*****
Müşteri: Internette chat yaparken bir adamla tanıştım. O adamın telefonu sizde var mı?
*****
Danışman: Lütfen 'bilgisayarım'a tıklar mısınız?
Müşteri: Bende sizin bilgisayarınız yok. Sadece benim 'bilgisayarım' var!
*****
Müşteri: Internete giremiyorum!
Danışman: Ne tip modem kullanıyorsunuz?
Bağlantınız kurulu değil mi?
Müşteri: Hayır daha modemle bilgisayarı kutularından çıkartmadım.
*****
Müşteri: Dijital fotoğraf makinemin çektiği bütün fotoğraflar karanlık!
Danışman: Flaşını açmayı denediniz mi?
*****
Müşteri: Avustralya'daki ailem BT softphone diye bir alet kullanıyor. Ben onları görebiliyorum ama onlar beni göremiyor.
Danışman: Peki sizin webcam'iniz ne marka?
Müşteri: Webcam nedir ki?
LÜZUMSUZ BİLGİLER
6 yıl 9 ay kesintisiz gaz çıkarırsanız bir atom bombasına denk enerji üretirsiniz.
TESPİTLİYORUM
Türkler, tuvalette en fazla kalan ülkelerin başında geliyormuş. Ee normal sonuçta biz tuvalette sadece tuvaletimizi yapmıyoruz, düşünüyoruz da...
NE KADAR OLDU?
Konya'da bir okulda öğretmenler odasında konuşup gülen öğretmenleri kapıdan gören öğrenci içeriye girip "Gülecek bir şey varsa bize de söyleyin, gülelim" deyip, sonrasında ceza olarak "Beden Eğitimi" dersinde "Matematik" dersi görmesi isteneli 9 YIL OLDU
ALKIŞLIYORUM
Bir alkış da benden olsun.
O zamanlar 2 yaşındaki oğlum Rüzgar'a uzanarak "Oğluş şu sırtımı biraz çiğner misin?" diyorum. Sırtımda küçücük diş izleri ile kalkıp onu öldüresiye öpüyorum...