KOÇ: Aşk kelimesini duyar duymaz kalp atışları hızlanan Koçlar, başına buyruk sevdalar yaşamaktan ve sevdiği kişiyi etkilemeye çalışmaktan büyük zevk alır. Karşısındaki ne düşünürse düşünsün içten içe bir gün ona sahip olacağını bilir ve yolundan dönmeyi aklının ucuna bile getirmez.
Aldığı olumsuz yanıtlarda bile "Seviyorum işte var mı diyeceğin?" diye meydan okur ve en nihayetinde o kalbi fethetmeyi başarır.
BOĞA: Bir Boğa mükemmel aşkı tek bir kişiyle yaşayabileceğini içten içe bilir ve yaşamı boyunca o aşkın peşine düşer. Başkaları gibi günübirlik ilişkiler yaşamak ya da bir kalpten başka bir kalbe sık sık taşınmak onlara göre değildir. Gerçek aşkı bulduğunu düşündüğünde ise tutkuyla sahiplenir. "Eller ayırsa bile, yıllar ayırsa bile, yollar ayırsa bile" aşkı konusunda sonuna kadar diretir. İşler son raddeye geldiğinde dahi "Biz ayrılamayız" demekten kendini alamaz.
İKİZLER: Yüksek enerjisi, neşeli yapısı ve eğlenceli arkadaş çevresiyle sosyal bir kelebek misali daldan dala konan İkizler, arkalarında kırık kalplerle dolu aşklar bıraksa da yoluna devam etmekten asla gocunmaz.
"Ömür çiçek kadar narin, bir gün kadar kısa" iken neden geçmişe bakıp, faydasız üzüntülerle vakit kaybetsin ki? Hatalardan ya da başarısız aşklardan korkmayan kişilikleri ile hayatın gözyaşlarına değmeyeceğini en iyi bilen burçlardan biridir İkizler!
YENGEÇ: Yengeçler, genellikle duygularının kontrolünde bir yaşam sürer. Gerçek aşkı bulduklarına inandıklarında ise sırtlarını gönül rahatlığıyla yasladıkları sevdiklerinden aşk dolu bir yuva kurar. Bu sebepten ayrılıkla biten aşklarda geride tamiri güç bir enkazla başbaşa kalır.
O haldeyken bile başkalarının duygularını incitmekten çekinirken "Sorma ne haldeyim" der ve içinde kopan kocaman fırtınayı yine kendi yüreğinin derinliklerinde yaşar.
ASLAN: Aşklarıyla mutluluk dağının doruklarında yuva kurmak isteyen Aslanlar, gururlu ve güçlü tabiatlarıyla kendilerini olduğu gibi yansıtmaktan çekinmezler. Bu davranışları için övgü ve takdir beklediklerinden çevrelerini onu destekleyen insanlarla donatırlar.
"Sevgi dolu bir dünyam var, dört yanımı sarmış tüm insanlar" derken tam da bu durumu özetlerler aslında. Zeki Müren'in de haykırdığı üzere "İşte benim Zeki Müren" derken alkışlarla yaşadıklarını söylemeden geçemezler.
BAŞAK: Armudun sapına ya da üzümün çöpüne tahammülü olmayan ve mükemmeli arayan Başaklar, sanmayın ki hep başkalarının kusurlarını bulur. Aslında eleştiri dozu en yüksek oklar her zaman aynadaki yansımalarına dönüktür. Hatta öyle ki çoğu zaman kendilerini büyük aşklar için yeterli olmadıklarına bile inandırabilirler.
"Kaderim bu böyle yazılmış yazım" deyip "Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım" diye şarkılar söylemelerinin sebebi ne sanıyorsunuz?
TERAZI: Kalabalık çevrelerin sevilen üyesi Teraziler, bir başına herkesten uzak yaşayabilen insanlardan değiller. Çekicilikleriyle çok sayıda kişinin dikkatini çekseler de tam bir bağlılık için biraz daha beklemeyi tercih ederler. Kontrolü elinde tutan tarafta olma içgüdüleriyle tatlı hayatlarının zehrolmaması için gerektiğinde "Sevil de sevme, ağlama ağlat" prensibini uygulamaktan hiç mi hiç çekinmezler.
YARIN: DIĞER BURÇLAR
Kaynak: askmoyra.com
LÜZUMSUZ BİLGİLER
Yeni Zelanda'da Wheaton çifti çocuklarına '4real' ismini koymuştur.
Ancak Yeni Zelanda hükümeti bu ismin konulamayacağını başka bir isim koymalarını istediğinde çift çocuklarına 'Superman' ismini koymuştur.
NE KADAR OLDU?
Show TV'deki 'kaçak' adlı yarışmada, yarışma gereği kaçan adam Bursa'da "Kaçak lan bu" diyerek dövüleli 15 YIL OLDU
FIKRA
Sarışının biri çok kiloluymuş ve zayıflamak için doktora gider. Doktoru ona, "İki gün az yemeni sonra bir gün atlayıp tekrar diyete geri dönmeni istiyorum" der.
Aradan birkaç hafta geçer ve bizim sarışın 20 kilo verip doktorun karşısına çıkar.
Doktor sorar:
"Dediklerimi yaptın mı?" Sarışın başını sallar ve "Üçüncü gün neredeyse ölüyordum" der.
Doktor, "Açlıktan mı?" diye sorar.
Sarışın: "Hayır ip atlamaktan."
AlkışlıYorum
Hafta sonu babasıyla gezmek için süslenmeyi abartan oğluma "Oğlum çapkınlık mı yapacaksınız?" diye sordum.
Oğlum tüm sempatikliğiyle cevap verdi:
"Evet anne, babam da bakıyor kızlara ben de. Ama senin kadar güzelini görmedik!"