İşte, memleketçilik sevdasıyla yanıp tutuşanların çok iyi bildiği şeyler!
Memleketimin dağı, tepesi, yemeği, suyu, her şeyi... Ah canım memleketim, hiç gitmemiş olabilirim ama yok senin gibisi.
Ne yazık ki bu tarz kavgaların zaman zaman büyük sıkıntılarla bittiği oluyor.
Çünkü bir kere gönül verilmiş...
Halay ve horon da sıkça tartışmalara konu olur. Herkes kendi yöresine göre oynar ve "Öyle değil, böyle!" cümleleriyle başlayan ateşli kavgalar sürüp gider...
Memleket sevdalıları olarak yöresel yemekler konusunda oldukça hassassızdır.
Örneğin: "Adanalıyııııhhhkkk biz gardaaaaaaaaaş!" Sondaki vurgu oldukça mühimdir.
Hiç beklenmedik anlarda o köy gruplarından bir taziye haberi gelir ve bir memleketlimiz daha göçmüş diye üzülürüz. Gerçekten üzülürüz.
Sonuçta bir yerde rastlasak sarılıp bir sıcaklık duyacağımız insanlar hemşehrilerimiz.
Bu sorunun cevabını alana dek içimiz içimizi yer, merak çatlarız. Ve bu sorunun cevabı yeni başlayan bu ilişkilerin akışını tamamen değiştirir...
Ne yapalım seviyoruz memleketimizi işte!
AKILLI KÖPEK
Temel'in bir köpeği varmış. Bu köpeği öyle bir eğitmiş ki yapacağı her şeyi yapıyor.
Bir gün Dursun'la sohbet ederken Temel, köpeğine 2 milyon verir. "Git bana sigara al" der. Köpeği kısa süre sonra elinde 1 tane sigarayla gelir. Bu olay Dursun'un ilgisini çeker.
Bir gün Dursun, kahve de otururken Temel'in köpeğini görmüş. Ona 2 sigara alsın diye 4 milyon verip bakkala yollamış.
Beklemiş beklemiş köpekten haber yok.
Sonunda Temel'i bulup demişki:
- Ula Temel senun o köpeğun hirsuzdur 4 melyon verdum 2 cigara alsun diye köpek bana hiç bi bok getirmedi.
Temel'de kahkaha atarak:
- Ula Tursun ona 4 melyon verince haçan sinemaya cidiy.
AlkışlıYorum
Anneme, artık izin alması gereken bir çocuk olmadığımı, fikri sorulması gereken bir yetişkin olduğumu bağıra bağıra izah ettim. O da sakin ve gayet sessizce; haklı olduğumu, artık harçlık verilen bir çocuk değil para kazanması gereken bir yetişkin olduğumu söyledi. Ondan sonra ne mi yaptım? Sustum. Hala da susuyorum.