Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Telefonu yaşam ünitesi olan arkadaşlar

Eklenme Tarihi 17 Haziran 2025

GÖRÜNTÜ: Gece yarısı, karanlık bir oda.
Sadece yüzünü aydınlatan ekran ışığı.

ALT YAZI: "43 saniyedir bildirim gelmedi. Panik başladı."
DIŞ SES:
"İnsanlık tarihinde ilk defa bir nesil, şarj kablosuyla duvara bağlı yaşıyor. Onlara göre hayat, bir ekranın ardında… Kaydır, beğen, yorum yap… Ve tekrar kaydır. Bu döngü bitmez."
Vaka 1: Melis, 27 yaşında.
İki cihazla yaşıyor. Biri ölürse diğeri hemen devreye giriyor.
Uyanır uyanmaz:
Şarj % 92 Anksiyete % 40.
Şarj % 18'e düştüğünde:
Anksiyete % 103.

DIŞ SES:
"Melis, her sabah gözünü açmadan önce ekran kilidini açıyor. Aile üyelerinin doğum günü hatırlanmaz ama Instagram hikâyeleri kaçmaz.
Gerçekten mi yaşıyor, yoksa internete mi yüklenmiş… bilinmiyor."
Vaka 2: Tarık, 31 yaşında.
Kulağında sürekli kulaklık.
Ama müzik dinlemiyor.
Sadece dış dünyayı susturuyor.
Dört sosyal medya uygulaması açık; arada hangisinde olduğunu unutuyor.
En son 2019'da bildirim almadan 10 dakika geçirmiş.
Hatırlamak istemiyor.

DIŞ SES:
"Tarık'ın beyni, titreşim hayaletleri üretmeye başladı.
Cebinde telefon yokken bile, titrediğini hissediyor.
Doktorlar buna phantom notification sendromu diyor… ama o sadece 'Galiba biri mesaj attı' diyor."
Uyku saatleri:
Normal insan: 23.00 – 07.00
Telefon bağımlısı: "Bir video daha, bir story daha, bir reel daha…"
Sonuç: Gözler açık ama ruh uykuda.
Sahne: Evden çıkmadan önce rutin kontrol:
Cüzdan? Hayır.
Anahtar? Belki.
Telefon? Yok mu?
Panik başlar.
Şarj azaldığında gözlemlenen belirtiler:
Terleme.
Ruhsal çöküş.
Yalan bahaneler ("Şarjım bitmişti ya, o yüzden dönemedim.") Priz arama içgüdüsü.
En yakın kafeye girip "sadece şarj için" bir kahve alma.
Tanı: Yaşam Ünitesine Bağlı.
Tedavi: Henüz bulunamadı.
Belki... bir orman yürüyüşü, belki yüz yüze bir kahkaha.
Ama en azından günde 1 saat: "Ekranı kapat.
Kendini aç."

BUNU BİLİYOR MUYDUN?
İtalya'da, 2023 yılında bir çağdaş sanat sergisinde yere serilmiş halde duran eser – kraker, koltuk yayları ve ketçaptan oluşan "Sistemin Çöküşü" adlı yerleştirme – temizlik görevlisi tarafından "pislik sanıp" çöpe atıldı.
Olaydan sonra görevli kendini savundu:
"Bu sanatsa, bizim ev Louvre Müzesi! Her sabah çocukların yere döktüklerini sanat diye mi saklayacağım?" Sanatçının açıklaması daha da karışıktı:
"Bu eser, tüketim toplumunun sindirim sistemine gönderdiği mesajdı." Ancak temizlik görevlisine göre tek mesaj "temizle beni"ydi.

GÜLÜ YORUM
@kmlozn Kars'ta, her masalda kötülenmekten bıkıp vejetaryen olan kurdun anlatıldığı 'Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız'danı okuduğumda bir çocuğum "Öğretmenim kış gelende bi gece köyün düzüne çık hele, görersen kurt seni mi yiyir, brokoli mi yiyir" diye atarlanmıştı.