Yaygınlaşan grip, sıcaklıkların değişmesiyle hayatımıza hızla girdi ve ciddi sağlık sorunlarına sebep olmaya başladı. Herkese kolay bulaşabilen bu salgın; özellikle çocuklar, yaşlılar, hamile ve kronik hastalığı olan bireyleri etkileyebilmektedir.
Domuz gribinden korunma yollarından birisi de iyi bir beslenme desteğidir. İlk önce yeterli ve dengeli beslenilmeli ve bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Bunun için öğünler her besin grubundan; süt, et, sebze-meyve ve tahıl grubundan oluşturularak atlanmadan düzenli tüketilmelidir. Her bireyin gereksinime uygun enerji alımı sağlanmalıdır. Aksi takdirde yeterli beslenme sağlanamamasına bağlı vücut direnci azalabilmektedir. Vücut uygun olmayan enerji kaynaklarını kullanarak enerji sağlamayı çalışırken, dengesiz enerji üretimi ve kullanımı ile yine kısır enerji döngüsünde girebilmektedir. Bu durum yeterli bir bağışıklığın oluşmasını engellemektedir.
Kaliteli ve yeterli protein alımının, bağışıklık öğelerinin oluşmasında büyük katkısı vardır ve tüm öğünlerde dengeli yer almasına özen gösterilmelidir. Proteinler en çok et, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklarda bulunmaktadır. Ayrıca bu ürünler B vitaminlerinden (B6 ve B12 vitamin, folik asit gibi) de zengindirler ve bağışıklığı arttırmaktadırlar.
Sebze ve meyve alımı vitamin ve mineral ihtiyacını karşılayacak şekilde olmalıdır. Sebze 2-4 porsiyon ve meyve 3-5 porsiyon olarak alınmasına dikkat edilmelidir. Sebze ve meyve seçimlerinizi mevsime uygun, taze ve farklı türde tercih ederek yapınız. Antioksidant vitamin olan A, C ve E vitamininden zengin sebze ve meyveler ise sarı-turuncu renkliler (havuç, kavun, kayısı, portakal, limon, mandalina, greyfurt, turunç gibi), yeşil renkliler (yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, ebegümeci, semizotu, bezelye, yeşil fasülye, yeşil biber gibi), beyaz renkliler (karnabahar, soğan, sarımsak, lahanagiller, elma, armut gibi), kırmızı renkliler (domates, kırmızı biber, çilek, kiraz, vişne gibi ), mor renkli (patlıcan, mor lahana, mürdüm eriği gibi) olanlardır.
Tahıl grubu ve kuruyemişler (ceviz, fındık, fıstık gibi) da beslenmede çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Hem enerji, hem de B vitaminleri açısından büyük kaynak olan bu grup; pantotenik asit, selenyum, çinko, magnezyum, manganez gibi öğeleri de içerdiklerinden bağışıklık sisteminin iyi çalışmasında yardımcı olmaktadırlar. Yalnız bu besin grupları aynı zamanda yüksek enerji ve yağ içerdiği için aşırı miktarlarda tüketilmemelidir.
Sıvı tüketimi sadece hastalık durumlarında değil, her zaman çok önemlidir. Sıvı eksikliğinde tüm metabolik olaylarda dengesizlikler ortaya çıkmakta, iyileşmeyi engellemekte veya geciktirmektedir. Günde az en 2 litre sıvı alınmalıdır. Daha yüksek sıvı kayıplarında (ateş, ishal gibi) bu kayıplar karşılanarak, sıvı dengesi sağlanmalıdır.
Dengesiz ve yetersiz beslenme şekli savunma sisteminin kolay kırılmasına neden olmaktadır. Güçlü bir savunma sistemi için kaliteli beslenme sağlanmalıdır.
Soğuk algınlığına karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirecek besin takviyeleri…