Bu güçlü yukarı trend, altına yönelik talebin artmasında önemli bir etken oldu. Kuşkusuz altının bankaların ilgi alanına girmesinde Türk Lirası zorunlu karşılıklar için tesis edilen altın oranının yüzde 10'dan yüzde 20'ye yükseltilmesinin büyük payı var.
Son 3 yıla baktığımızda altının bankacılık sistemine girmesinden hem bankacılar hem de yatırımcıların kazançlı çıktığı görülüyor. Altına dayalı mevduat ürünlerinde değer artışı sayesinde kazanılan gelirden vergi kesintisi yok. Altın bankacılığı sayesinde saklama riski ve alım satım arasındaki yüksek maliyet farkı ortadan kalktı. İnternet ve ATM gibi bankacılık kanallarından kaydi olarak altına yatırım yapılabiliyor.
DOLAR BAZINDA AZALDI
Bankacılık sektörünün kıymetli maden hesaplarının tamamı altın mevduatından oluşuyor. Aralık 2013 itibarıyla sektörün kıymetli maden depo hesapları toplamı 10.3 milyar ABD Doları tutarındadır.
2011 yılında çok ciddi artış gösteren kıymetli maden depo hesaplarının artış hızında 2012 yılında bir yavaşlama gözleniyor. Altın fiyatlarının düşmeye başlamasıyla, 2013 yılının ilk çeyreğinden sonra kıymetli maden depoları ABD Doları bazında azalmaya başladı. Gram bazında altın depo hesapları 2013 yılının Aralık ayında 19.4 ton azalmasına karşın, ABD Doları bazında altın ons fiyatlarının yüzde 9.2 oranında azaldığı 2013'ün 4'üncü çeyreğinde, 2.1 ton (% 0.8) artarak 256.1 ton düzeyinde gerçekleşti. Ancak yılın ilk 3 ayında kıymetli maden depo hesaplarının artması bekleniyor.
5 BİN TON ALTIN VAR
Türkiye'de yaklaşık 21 bankadan altın bankacılığı hizmeti alınabiliyor. Altın bankacılığı ürünleri kapsamında yatırım ürünleri yanında kuyumculara altın kredileri ve altın paket sigorta hizmetleri sağlanıyor. Halen yastık altında yüksek miktarda altının olduğu tahmin ediliyor. İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Başkanı Özcan Halaç'ın açıklamasına göre, yastık altında 210 milyar dolar değerinde 5 bin ton altın bulunuyor.
Önümüzdeki yıllarda bu rakamın önemli kısmının bankalara yatırılması bekleniyor.