Ajda Pekkan'ın "Kendimi büyütmekten çocuğa fırsat bulamadım" cümlesi, sadece bir sanatçının kişisel itirafı değil, aslında bir dönemin kadın hikayesini özetliyor. Bu cümlede hem bir başarı öyküsünün ağırlığı, hem de o başarının bedeli gizli.
Yıllarını sahnede, ışıkların altında, alkışların ortasında geçirmiş bir kadının kendi çocukluğunu bile yaşamadan büyümek zorunda kalmasının, anneliği ertelemesinin, belki de hiç yaşayamamasının sessiz bir özrü bu. Ajda Pekkan, Türkiye'nin pop kültür tarihinin en parlak isimlerinden biri. Ama bu parlaklık, çoğu zaman yalnızlıkla yan yana durdu. O, sahnede hep "süperstar"dı ama özel hayatında bir kadın, bir insan olarak hep eksik bir tarafı olduğunu da ima etti.
"Kendimi büyütmekten çocuğa fırsat bulamadım" derken aslında toplumun kadınlara biçtiği rollerle de hesaplaşıyor. Çünkü Türkiye'de kadın olmak hala ikiye bölünmüş bir yol; ya "başarılı" olacaksın ya "anne". İkisini bir arada yürütmek, hele de sanat gibi yorucu, rekabet dolu bir dünyada, neredeyse imkansız hale geliyor. Ajda'nın bu sözü, sadece bireysel bir pişmanlık değil, bir jenerasyonun aynası gibi. 60'ların, 70'lerin o maskülen sahne dünyasında kadın olarak var olmanın bedelini en iyi o biliyor.
O yıllarda sahneye çıkmak bile başlı başına bir cesaret isterdi. Kadın sanatçı olmak, sadece yetenek değil, savaşmak demekti. Kendi yolunu çizerken birçok "normal" anı, evliliği, anneliği geride bırakmak zorunda kaldı. Şimdi geriye dönüp baktığında, belki de o kayıp zamanların muhasebesini yapıyor. Ama Ajda Pekkan'ı özel kılan tam da bu içtenliği. Çünkü o, hiçbir zaman yapay bir kahraman olmadı. Hep kusurlarıyla, yalnızlıklarıyla, kendi seçtiği yalnız zaferleriyle karşımıza çıktı.
"Kendimi büyütmekten çocuğa fırsat bulamadım" cümlesi, aslında "kendimi var etmekten, kendim olmayı öğrenmekten" demek. Kadınlığın, sanatçılığın, insan olmanın bütün çelişkilerini içinde taşıyor. Belki de bugün Ajda'nın bu sözü, genç kadınlara bir tür farkındalık çağrısıdır. Çünkü artık kadınlar, hem kendilerini büyütüp hem çocuklarını büyütebilecek bir dünyayı istiyor.
Ajda'nın hikayesi, geçmişin yalnız kadınlarının hikayesi olabilir ama geleceğin kadınları, bu yalnızlığı yeniden yazmakta kararlı. Ve belki de en güzeli şu, Ajda Pekkan hala sahnede. Hala hayatın içinde, hala ışığın tam ortasında. Bu da demek oluyor ki, bazen çocuk doğurmazsın ama bir ülkenin kalbine dokunursun. Onun şarkılarında büyüyen milyonlarca insan varsa, o zaman belki Ajda gerçekten de annelik yaptı; sadece farklı bir biçimde...