Ekrem İmamoğlu meselesi FETÖ'den tehlikelidir.
Mesele sadece rüşvet değildir.
Mesele Saraçhane'de olanlar işin fragmanıdır.
Yapılanlar ısınma turudur.
Özgür Özel'in Reis'e yönelik alçak sözleri ortada.
Saraçhane'de Reis'e yapılan alçak hakaretler de.
Ekrem olayı memleket ve millet için bir varoluş-yokoluş olayıdır.
Yani tehlike sandığımızdan da büyüktür!
Meseleye 560 milyar ya da bir "hırsızlık" olayı gibi bakmak büyük yanılgı olur...
Millete son darbeyi vurmak için pusuda bekliyorlar.
Meselenin görünen yüzüne sizi aldatmasın.
Dağların ardı hainlerle dolu...
Eko'nun soruşturması giderek genişliyor.
Gizli gizli çevrilen dolaplar aşikar oluyor.
Yeni bilgi ve belgeler ortaya çıkıyor.
Misal Le Méridien Hotel'deki penthouse ofisi gibi.
Yine Beşiktaş'ta bir başka gizli otel gibi!
70 milyonluk zırhlı Maybach-Mercedes gibi !
Devlet içindeki köstebekler gibi.
Gibilerin içi boş değil tam dolu.
Ekrem penthouse'da kimlerle görüştü?
Devlet başkanları için üretilen 70 milyon liralık zırhlı Mercedes-Maybach hediye eden işadamının kimliği ile Eko'ya bilgi sızdıran köstebek bürokratların kimliği de belli oldu.
**
Devlet içindeki ihanet zinciri çökertiliyor!
CHP Genel başkanı ile kimi diplomatlarımız Türkiye'yi hem kötülüyor hem de aciz gösteriyor.
FETÖ ve misyonerle iş tutan hain az değil.
Gözleri dönmüş, şizofrenler fırsat kolluyor.
Amaçları Türkiye'nin kalkınması değil.
Bunların tek dertleri para, makam ve güç...
Ne millet ne vatan umurlarında...
Tek amaçları var; Türkiye'yi ele geçirmek.
Bunlar Batı'nın emrindeler ve Batı ne derse onu yaparlar.
Ama yazık ki millet bu büyük tehlikenin farkında değil.
Vatandaş meseleyi bir parti meselesi veya bir yolsuzluk meselesi gibi görüyor...
**
Mesele vatanın ve insanımızın güvenliği ile ilgilidir..
İmamoğlu ve CHP bir cunta faaliyeti içindeydi.
Yurtdışından alınan paralar, içerden toplanan haraçlar, İBB'den çalınan paralarla cunta faaliyeti finanse edildi.
Bir erken seçim yaptırabilselerdi hem oy çalacak hem de rakamlarla oynayacaklardı.
Bu olmazsa cunta ekibi hükümete operasyon çekecekti.
Ertuğrul Özkök, Özgür Özel bunun için çemkiriyor… Eko cezaevinden onlara destek veriyor.
Yapılan tarihin en büyük yolsuzluğudur evet!
Ama amaç sadece para çalmak değildi ki.
Çalınan paralarla devleti ele geçirme operasyonudur yaşanan.
Bir belediye başkanının yapacağı bir şey de değil bu.
İşin içinde asker, emniyet, yargı ve iş dünyası ile AK Parti içinden hainler var.
15 Temmuz benzeri bir siyasi darbe hazırlığıdır yapılan!
Yani Başsavcı Akın Gürlek böyle bir kovana çomak soktu… Yolsuzluk görünümlü, darbe konseyi hazırlığıdır bu… Uyumayın uyursak başımıza neler geleceğini bilin…
**
NAYLON FATURACI DEMİRCİLER
2014 Süleyman Günaydın adındaki iş insanı milyonlarca liralık KDV vurgunu yapan İlyas Keleş isimli demir tüccarıyla işe başladı.
O mücadelenin eseridir İDİS… Yani İnşaat Demiri İzleme Sistemi… Sistem vergi güvenliğini sağlamak amacıyla, üretilen ve ithal edilen inşaat demirinin, özel etiket veya işaretle kimliklenmesi için kuruldu..
İDİS üretimden saha denetimine kadar imkan sağlaması gelir idaresindeki bazı yetkilerin tezgahını bozdu.
Bu yüzden İDİS kullanım dışı bırakıldı.
Bu yüzden devlet alacağı vergiden olurken uyanık bazı üst düzey görevliler köşe oldu.
**
Gelir idaresindeki uyanık bürokratlar Ekin… isimli demir üreticisi gibiler yüzünden sistemi kullanım dışı bıraktı.
Altınla yarışan demirden milyarlarca lira vergi kaybı var.
Sahtekarlar da sisteme girmeden köşe dönüyor.
Sistem inşaat demirinin üretimden kullanıldığı yere kadar takibine imkan veriyor… Böyle olunca vergi kaçırmak da mümkün olmuyor.
Söz konusu firmanın kullandığı elektrik ve doğalgaz ortada ama adamın vergisi yok denecek kadar az.
Yapılan hesaplara göre E isimli firma her ay 25 bin ton belgesiz mal satıyor… Aynı firma şimdi Borsa'ya girmeye hazırlanıyor… Bu tiplerlerdir sahte faturalarla kamuyu milyarlarca lira zarara uğratan...
FATOŞ ABLA
"Hayatta bazı insanlar vardır ki, sadece bir kurumun başında değil; bir hayalin, bir kalbin ve bir ailenin de merkezindedir." Sözler Aksihasar'da bale öğretmeni Eldiz Yıldırımer'e ait… Eldiz bu cümleleri Fatoş Abla için söyledi.
Sanatçı afiye Soyman da onun yardımseverliğinden söz eder. Fatma Özyurt çok sayıda şehit çocuğunu okuttu.
Ankara'daki Fatoş Abla kolejinin kurucusu Özyurt mezun ettiği binlerce gence hatıraları yaşatıyor.
Mezuniyet törenleri onlara kendi mezuniyet törenini hatırlatır.
"O kadar güzel günlerdi ki… Fatoş Abla Koleji anaokulu ve ilkokul ve ortaokul ve Lise günlerim.
Dile kolay tam 13 yıl orada geçirdim" derler Fatoş Abla renkli bir kişiliktir.
Her gün ayrı renk şapka takar ona uygun elbise giyer.
Dahası çorabı, eldiveni, ojesi ve çantası ile bir kontes gibi okuluna gelir.
Okulda da "ben sizin ablanızım" madunda dolaşır…