Tarihi 22 Haziran 2021

Keyif!

BAZEN karşıma çıkan insanlarla sohbetim oluyor da "insanlar gülmeyi unuttu biraz komik şeyler yazın" diyorlar.
Daha önce de bu tarz tepkiler aldığım için eskileri karıştırıyorum.
Karşımdaki insanları tebdili kıyafet gezen mizah yazarlarına benzetirken, kendimi sözlüye kaldırılmış hissediyorum.

Anası ağlayan insanların arkasından teneke çalanlar da çok, yetimin öksüzün hakkını çalarak vur patlasın çal oynasın yaşayanlar da!
Onların şehvetli kahkahaları gökdelenlerden bile duyuluyor.
Buna karşılık "içi ağlayanların yüzünün gülmesi için formülünüz var mı?" diye sorduklarım oluyor.
Geçenlerde biri "sizin kaleminiz kuvvetli bu işi iyi becerirsiniz" demişti de "mizah dergileri bitti de ben mi kaldım" dediğimde çok gülmüştü.

Bundan iki yıl kadar önce bir yazımdaki karamsarlıktan etkilenen yaşlı okuyucum, "benim ölüm döşeğimde olduğumu" düşünmüştü de oğluna beni aratmıştı; "hayatında kötü bir şey yoktur umarım." Hangimizin hayatında kötü şeyler yok ki ama sevgilerimi ve saygılarımı sundum beni merak eden anneye.
En yakın dostlarımın fark etmediği gerçekleri bir okuyucumun hissetmesine duyduğum saygıya mahsuben!

Bir yazar olarak edindiğim tecrübe; her söylediğimizin duyulma ihtimali de yok her yazdığımızın anlaşılma ihtimali de.
Kansızlığın ve kötülüğün bu kadar palazlandığı topraklarda insan olanın içi acıyorsa keyifli yazılar yazmak o kadar kolay değil.
Denizler bile "salyasını" insanlara iade ederken, evine ekmek götüremeyen insanlar intihar ederken gülmek ya da güldürebilmek mesele değil artık.
Mesele bu kadar kötü insanın nasıl üretildiği ve nereye yürüdüğümüz!
Geleceğin neler getireceğini bildiğim için, çocuklar adına duyduğum endişeler her gün büyürken, bir zamanlar güldüğüm her şey şimdi beni ağlatıyor.

Çocukluğumda kapıların sadece anahtarla açıldığını zannederdim.
Paranın açamayacağı kapı olmadığını büyüyünce öğrendim.
Zengin kafiyelerin peşine de hafiye takılıyor mu diye düşünmekle geçti lise yıllarım.
İnsanlığın ve hayatın anlamının pi sayısından değerli olduğunu fark etmem erken yaşlarda oldu.
Hayat okulunun en değerli üniversite olduğunu da sonradan öğrendim.
O yüzden çocukluğumun köprü altı bitirimlerini bugünün kravatlı paltolu çakallarına değişmem.
Not: Geçmişin onurlu insanlarını satın alacak parayı Lidyalılar bile bulamadı.

Mutluluk Takvimi
Yapmaman gerekenlerin listesini çıkar.
İnsan olduğunu unutma.
Klasikleri oku.

Bir büyük sevdaydı
Yaşadığımız
En aksi umutları
Yarınlara taşırdık
Taksi mesafesiydi
Ayrılığımız
Akşam kavga eder
Sabaha barışırdık

Bu sevda nöbetleri
Gün gelince bitiyor
İnsan göz göre göre
Kendini aldatıyor
Unuttuk yeminleri
Biz sevmekten yorulduk
Bu sarhoş denizlerde
Balıklara yem olduk
Hakkı YALÇIN

Ahlaksızların pişkinliği beni hiçbir zaman şaşırtmamıştır.

Facebook çiftlik mi?
Sosyal medyada hiçbir şekilde yer almıyorum.
Ne Twitter ne Facebook! Adıma açmış olduğum hiçbir sosyal medya hesabım yok.
Ama birileri benim adıma Facebook'ta sayfa açmış fotoğrafımı basmış yazılarımı yayınlıyor.
Bunlar bu yetkiyi nereden alıyor, Facebook bir çiftlik mi?
Benim iznim yoksa bu bir dolandırıcılık değilse nedir?
İzinsiz yapılan her eylemin bir suçu varsa bu bir suç duyurusudur.
Hem Facebook adına hem adımı kullananlar adına.