15 Temmuz hain darbe girişimin üzerinden 9 yıl geçti ama acılar hala taze! Şehit Mustafa Solak'ın oğlu: Babamı ben yıkadım

Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak düşen FETÖ'cü hainlerin gerçekleştirdiği ve 251 vatandaşımızın şehit düştüğü 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden tam 9 yıl geçti. 9 yıldır acılar hala taze, o gece yaşananlar dakika dakika akıllarda. Bu hainlik Başkan Erdoğan'ın çağrısıyla sokağa dökülen milyonlarca vatandaş sayesinde bertaraf edildi. Mermilere göğsünü siper edenler, tankların önüne bedenini atanlar... Onlar, korkuyu değil, vatan aşkını kuşanmışlardı. Her biri, bir hilal uğruna batan güneş, toprağın bağrına düşen bir yıldızdı. Bu özel günde, o gecenin acısını ve onurunu iliklerine kadar hissedenlere mikrofon uzattık. Kimi 22 yaşındaki oğlunu toprağa koydu, kimi babasının cenazesini yıkadı kimi ise vücudunda o hain gecenin derin izlerini taşımaya devam ediyor. İşte o acı günde yaşananlar...

Giriş Tarihi: 15 Temmuz 2025 07:02 Güncelleme Tarihi: 15 Temmuz 2025 07:28

Türkiye tarihinin en karanlık ve en utanç verici gecesi… 15 Temmuz 2016..

Demokratik yönetimi rafa kaldırmayı hedefleyen FETÖ'nün üniforma giymiş teröristleri, devletin silahlarını devlete kullanarak kalkıştığı darbe girişiminin üzerinden tam 9 yıl geçti.

Acılar hala taze, hala akıllarda…

Tank ve zırhlı araçların kışla dışına çıktığı gecede, FETÖ üyesi pilotların kullandığı savaş uçakları TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet ve TÜRKSAT'ı bombaladı.

TARİHE KARA LEKE OLARAK DÜŞTÜ

Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ mensubu ve bu örgütü destekleyen 8 binin üzerinde askeri personel, 35 uçak, 3 gemi, 37 helikopter, 74'ü tank 246 zırhlı araç ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı darbe girişimi, Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara bir leke olarak düştü.

KAHRAMAN TÜRK MİLLETİ HAİNLERİ PLANLARINI BOZDU!

Ülkenin başta askeriye ve emniyet olmak üzere birçok kurumuna sızarak gerçek emellerini 15 Temmuz 2016'da açığa çıkaran ve 251 kişiyi şehit eden FETÖ'nün kanlı darbe girişimi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın sokaklara çağrısıyla birlikte Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak adına meydanları dolduran vatandaşların desteğiyle bertaraf edildi.

Cumhurbaşkanımızın tek bir çağrısıyla, sokaklar çağlayanlara dönüştü. Mermilere göğsünü siper edenler, tankların önüne bedenini atanlar... Onlar, korkuyu değil, vatan aşkını kuşanmışlardı. Her biri, bir hilal uğruna batan güneş, toprağın bağrına düşen bir yıldızdı.

Kimi bir nefeste şehadete yürüdü, kimi bedeninde derin izlerle, şeref madalyalarıyla geri döndü. Onlar, bu vatanın gerçek sahipleri, geleceğimizin emanetçileri.

Bu özel günde, o gecenin acısını ve onurunu iliklerine kadar hissedenlere mikrofon uzattık. Kimi 22 yaşındaki oğlunu toprağa koydu, kimi babasının cenazesini yıkadı kimi ise vücudunda o hain gecenin derin izlerini taşımaya devam ediyor.

HALASININ TERLİKLERİYLE ÇIKTI

22 yaşındaki oğlu Halil Işılar'ın Başkan Erdoğan'ın çağrısını duyrar duymaz arkadaşlarıyla birlikte sokağa çıktığını söyleyen anne Hülya Işılar "O akşam oğlum arkadaşlarıyla evde yemek yeyip maç yapmak çıktı. 22.30'a kadar maç yapmışlar. Halı saha görevlisi 'ortalık karışıyor, evinize gidin' demiş.

Eve geldi. Erdoğan'ın çağrısını gördükten sonra, üstünde terli spor kıyafeti olduğu halde, ayakkabısını bile giymeden halasının terlikleriyle vatan savunmaya çıktı. Oğlum gitme, başına iş gelir' dedim ama arkasına bile bakmadı. Ankara Emniyeti önüne 3 arkadaşı ile gitmiş. 2'yi 10 geçeye kadar oğlum yaşıyordu. Tanklar geçmiş ve 3 arkadaş birbirini kaybetmiş" dedi.

"5 YAŞINDAYKEN BABASINA BEN ŞEHİT OLACAĞIM DEMİŞ"

Hülya Işılar, oğlu Halil Işılar'ın henüz 5 yaşındayken televizyonda gördüğü şehit haberinin üzerine babasına "Ben de böyle şehit olacağım" dediğini acılı babanın ise bu sözü oğlu 15 Temmuz gecesi şehit olana kadar kimseye söylemediğini açıkladı.

REİSİN ŞAHADET PARMAĞINI KALDIRMASINA BAKAR HER ŞEY

Acılı anne Hülya Işılar, "Bu vatanı bölemezler bölemeyecekler. Asla böldürmeyiz. Bu vatan 3 kuruş paraya alınmadı. Reisimizin şahadet parmağını kaldırmasına bakar her şey. Allah'ım yaşatmasın ama tekrar çağırsın sokaklara tekrar çıkarız" ifadelerini kullandı.

"BUGÜN ÖLMEYECEĞİZ DE NE ZAMAN ÖLECEĞİZ?"

Eşi Mustafa Solak'ın "Sen gitmeyeceksin, ben gitmeyeceğim kim gidip kurtaracak vatanı. Bugün ölmeyeceğiz de ne zaman öleceğiz" diyerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne vatan savunmasına çıktığını anlatan Melek Solak, eşinin Külliye'ye atılan bomba ile şehit düştüğünü söyledi.

Acılı eş, "Eşim hep şehitlikten bahsederdi. 15 Temmuz'dan 15 gün önce amcasının oğluna bizim köyde neden şehit yok diye sordu" dedi.

"BABAMI BEN YIKADIM"
Özel bir çocuk olan Emre Solak ise, babasının kendisinin arkadaşı olduğunu ifade ederek şehit olduğunu duyduğu anı şu sözlerle anlattı:

Ben hastane bahçesine çıkmıştım. Amcam geldi 'yeğenim sana bir şey söyleyeceğim ama metanetli ol' dedi. Amca benim dayanmadığım acı yok söyle dedim. O an öğrendim babamın şehit olduğunu. O an hastane bahçesi bana dar geldi. Şehitlik haberini tüm akrabalara ben arayıp haber verdim. Ben İmam Hatip Lisesi mezunuyum. Babamın cenazesini ben yıkamak istedim.

Yüzü gülüyordu. Karın boşluğundan açılan delik tüm organlarını parçalamıştı. Defnettiğimiz an mezarlıkta çok güzel bir koku yayıldı.

KABE'DE GÖRDÜM
2018'de Umre'ye gittiğinde Kabe'de babasını gördüğünü söyleyen Emre Solak, "Hacer-ül Esved taşına babamın siluetinin yansıdığını gördüm elimi tuttu çok etkilendim ağlamaya başladım. Zaten Bakara Suresi 154. Ayette ne diyor "Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz hissedemezsiniz" Biz de Allah'a inanıyoruz. Ben babamdan razıyım Allah da babamdan razı olsun" dedi.

HAVADAKİ HAREKETLİLİĞİ FARK EDİP YARDIMA KOŞTU

Meslek hayatına başladığı 1994'ten beri Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak gibi kilit noktalarda görev yapan özel hareket polisi Atilla Tetik, 15 Temmuz hain darbe girişiminin olduğu gece de teröristlere karşı amansız mücadele verdi.

Hain darbe girişimi gecesinin ilk anlarında Ankara semalarındaki hareketliliği fark eden Özel Harekat Polisi Atilla Tetik, darbe girişiminin başladığı saatlerde evinde istirahatte olduğunu, şehit Komiser Zeynep Sağır'ın, bir karışıklık olduğunu belirten ve sorumluluğundaki tüm personeli acil göreve çağıran mesajını alır almaz Özel Harekat Başkanlığına gittiğini söyledi.

(Fotoğrafta: 15 Temmuz hain darbe girişiminde şehit olan Şehit Komiser Zeynep Sağır)

Başkanlığa gittiği gibi bir ekip kurup tank ile birlikte tüm teçhizatını aldığını söyleyen Tetik, "Görev yerimi ve mahiyetini öğrenmek için zırhlı aracı biraz uzakta park edip aşağıya indim. Ondan sonra arkadaşlarımın 'uçak, uçak' diye bağırmalarını duydum. Birkaç el silah sesi hatırlıyorum. Bizde bir laf vardır 'bombanın sesini duyduysanız korkmayın, bir şey olmamıştır en fazla ağır yaralanmışsınızdır' Çünkü bomba sesten önce gelir. Ama ben sesi duymadım yani bomba çok yakınıma düşmüş. Ağır yaralanmışım. Kurduğum ekip beni hastaneye yetiştirirken gülerek 'Ne oldu bana demişim. Hastaneye götürüldüğümde tüm eşyalarım poşette hastane polisine verilince şehit listesine yazılmışım. 3 gün yoğun bakımda kaldım uyandığımda şehit olmadığım anlaşıldı" dedi.

BİZ KARŞIYDIK İLK BİZ HEDEF ALINDIK

Tetik, 69'u Özel Harekat Başkanlığı ile Havacılık Daire Başkanlığında olmak üzere 251 kişinin şehit olduğunu anımsatarak, "Biz niye hedef alındık? Çünkü karşılarına çıkabilecek en büyük güç bizdik." dedi.

"BAĞIRSAĞIM TORBAYA BAĞLI"
Şehitler arasında henüz gelinlik giymemiş ve anne olan kadın özel harekat polislerinin de olduğuna işaret eden Tetik, "Şu anda yüzde 55 engelliyim. Sol bacağım boydan boya platinli. Sağ bacağımdan çok büyük bir parça deri alıp sol bacağıma naklettiler. Türkiye'deki en büyük parça deri nakli olduğu söyleniyor. Bağırsağım ise bir torbaya bağlı şekilde. Bundan sonraki hayatımızı bu şekilde devam ettireceğiz." diye konuştu.

Eğitim verdiği polislere böyle oluşumlara aman verilmemesi konusunda sürekli uyardığını söyleyen Tetik, vatandaşlara da şu şekilde seslendi:

"Ben şunu özellikle insanlarımıza söylemek istiyorum. Bu hain örgüt, yıllarca sessiz ve kendi yüzlerini güzel göstererek kendilerine taraf topladılar. Yeni nesile gençlerimize bunun anlatılması gerekiyor. Çünkü bu hain örgüt yıllarca kendilerine taraf topladılar."

"Bunlar demokratik yolu seçmek yerine devletin silahını devlete doğrulttular. Bunların hedefi iktidar da değildi bunların hedefi Türkiye Cumhuriyeti'ydi. Türkiye'de karışıklık çıkarıp bölüp parçalayıp başkalarına teslim etmekti. Allah bir daha bize böyle bir gece yaşatmasın."

CUMHURBAŞKANI'NIN ÇAĞRISINI DUYDUKTAN SONRA DURMAK ZUL GİBİ GELDİ

Emniyet Genel Müdürlüğü'nde darbecilere karşı direnirken gazi olan Yusuf Ay, o gece yaşadıklarını anlattı.

Helikopterlerin taradığını söyleyen Yusuf Ay, "Cumhurbaşkanımızın çağrısının ardından bize durmak zul gibi geldi. Hemen direnmeye çıktık. O sırada nişanlıydım. Nişanlımı evine bırakıp kendim meydanlara indim. Eniştemle beraber önce Ulus Meydanı'na gittik oradan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün önüne geçtik. Helikopterler tepemizden kurşun yağdırdı. Etraf adeta kan gölü gibiydi. Ben de yaralandım. Vücudumda ilk başta 23 şarapnel vardı. Kendi kendine attı şuanda 14 şarapnel parçası var. Bacaklarımda, kalçamda, baldırlarımda ve sırtımda o hain gecenin izlerini taşıyorum" dedi.

O GECE Y KUŞAĞI DA Z KUŞAĞI DA CUMHURBAŞKANIMIZIN DİMDİK YANINDAYDI

Unutamadığı anlardan birinin tankın namlusuna polis aracını takıp sürüklediği an olduğunu söyleyen Yusuf Ay, "Bir gazi olarak biz 15 Temmuz gecesini unutmamak ve unutturmamak için elimizden geleni yapıyoruz. O gece bu millet gördü ki, Y kuşağı da Z kuşağı da Sayın Cumhurbaşkanımızın dimdik yanında durdu" ifadelerini kullandı.

"HAİNLİĞİ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİ ÇAYINI BİLE İÇMEK İSTEMEDİ"

15 Temmuz hain darbe girişiminde henüz 10 yaşında olan Nur Nisa Elitaş ise çocuk aklıyla neler olup bittiğini anlamaya çalışıyordu.

Tarih öğretmeni olan babası Yusuf Elitaş'ın televizyon başındaki düşünceli halini hatırladığı kadarıyla anlatan Nur Nisa Elitaş, "Babam normalde televizyon karşısında çay ile birlikte bir şeyler yemeyi çok sever ama o gün hiçbir şey yemedi. Çok dikkatli izliyordu ben de yanındaydım ama ben normal bir haber sandım çok küçük olduğum için. Daha sonra ben uyumuşum annemden duyduğum kadarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın televizyondaki çağrısı üzerine 'Benim gitmem lazım böyle bir gecede evde oturamayız diyor. Ve evden bir kuruş para almadan çıkıyor. Kurtuluş Parkı'ndan Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yürüyorlar. Genelkurmay'ın önünde helikopterden ateş açılıyor. Hayatını öyle kaybediyor" dedi.

BURNUMA BARUT KOKUSU GELDİ
Hainlerin kurşunlarının hedefi olduğu an babasının bir arkadaşı ile telefonda konuştuğunu söyleyen Nur Nisa Elitaş, "Annemle konuşuyor ilk önce 02:35 gibi, ardından bir arkadaşını arıyor. Arkadaşıyla konuşurken kurşun isabet ediyor. Can verirken arkadaşına burnuma barut kokusu geldi diyor. Şehit düştüğü dakikada evde bıraktığı kol saati de durdu" ifadelerini kullandı.

BİZ GURURLUYUZ UMARIM O DA BİZİ GÖRÜP GURURLANIYORDUR

Şuan 19 yaşında olan Nur Nisa Elitaş, "Biz gururluyuz. Umarım o da bizimle uzaktan izleyerek gurur duyuyordur" şeklinde konuştu.