CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan'ın New York'taki "Nefret Söylemiyle Mücadele" konulu etkinlikte altı çizilecek cümle;
"Nefret söylemi fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalıdır!" Cümlenin açılımı net.
"Bu tarz söylemler sosyal medyada siyasetçilerin içe ve dışa yönelik beyanlarında normalleştirilmektedir." H H H
Tayyip Erdoğan, İsrail ziyaretinde başına geleni de anlattı.
"Filistin'e geçerken yarım saat sınırda bekletildim!" İsrail'in devlet büyüklerine bile yaklaşımı bu haldeyse diğer vatandaşlara neler yaptıklarını düşünmek istemiyorum.
Pıhtılaşan insanlığı sıcak cümlelerle ayaklandırmak ve zalimliğin kalbini yontmak mümkün mü?
Hiç zannetmiyorum!
*****
Birçok Avrupa ülkesinin kıyıya vurmuş bir bebeğin fotoğrafına bakmaları, dramatik bir ölüme resim altı yazdırmak gibidir.
Onlar kullandıkları sahte cümlelerin içinde saklanıyorlar.
O yüzden insanlıkları lafta kalıyor.
Barış denince yüzleri iki karış oluyor! Yapmaları gerekenleri yapmamaktan sanık bir dünya var önümüzde. Ne sevgiye açık kapıları ne yürekleri.
*****
İnsanları aşağılamak da soysuz bir nefretin yansımasıdır.
"Yoksulların IQ'su düşüktür" diyen belediye başkanı bir İngiliz züppesini hatırlıyorum.
Yoksulları sömürmekle zengin olanların dik başlı sefaletin gururunu IQ düşüklüğü ile değerlendirmesi, Avrupalı insanların mültecilere bakış açısını da ortaya koyuyor.
Onlar bu yüzden Ortadoğu'daki çocukların hiçbirine yaşamayı yakıştıramadılar. İnsanlık ihanetine imza atmak varken!
*****
Oysa dalgalar sadece seslerini duyurmak için vurmazlar kıyılara!
Bazen fırtınalar çıkarmak içindir.
Denizlerin öfkesine mahsuben!
*****
Ülkemizde de nefret söylemlerinden uzaklaşmalıyız.
Dünyanın en güzel gerçeğidir sevgi ve saygı.
Anneler çığlıklarını haksızlığa sererken, çocukların çığlıkları yankı bulmazken onların yanında durmak boynumuzun borcudur.
Yoksa bu durumun bile bütünlük sağlayamadığı bir ülkede güzelliklerimiz nefretin gizli geçidinde kaybolur.
ACI GERÇEKLER!
Yarından tezi yok okullara çocuklar için deprem eğitimi konulu dersler konsa!
Yarından tezi yok televizyonlara her gün 15 dakikalık zorunlu deprem bilgilendirme seansları yüklense bir şeyleri kurtarabiliriz belki.
Ama trafikte kural tanımayan, insanlıktan nasibini almayan büyüklerin bencilliğine ne yapsak nafile.
O yüzden depreme karşı duracak gücü sadece çocuklarda aramak haksızlık olur.
Depremin profesörleri bile böyle günlerde rant peşindeyken!
MUTLULUK TAKVİMİ
Ölümüne sevilen
Birine yazılmış
Yaralı bir aşkın
Hikayesidir bu
Kahretsin ki azalmadı
O yüzden
Gözlerim sokak çeşmesi
Ve o yüzden
Sebepsizce haykırıyor
Bir sevdanın eskittiği
Yüreğimin sesi
Acıma saygı duyan
Sadece anılarım
Ne yazıldı
Ne söylendi böylesi
Hakkı YALÇIN