Hakaretler sıradanlaştı artık.
Herkes içindeki canavarı dışa vurmaktan keyif alıyor.
***
Birçokları öldürmeye döndürüyor yüzlerini, ocakları söndürmeye.
İnsafsızlık denen iblis bağdaş kurmuş başköşede oturuyor.
İnsanlığın kapıları kilitli.
Ölüm istekleri soğumuyor kanlı cümlelerde!
***
Mahallede her zaman hatırını sorduğum yaşlı bir kadın, önceki gün "Ne olacak bu insanların hali?" dedi.
Öğretmen gülüşlü bir kadın.
Gözünün derinliğinde bir çukur.
Çukurda ülke sevdasının resmi.
İçimden "merak etmeyin her şey iyi olacak" demek geçti de, kendimi kandıramadığım bir konuda kadını nasıl kandırayım.
"Ne var bu kadar düşmanlık edecek?" dedi. Hayatın gerçeklerinden haberi olduğunu gösterirken, dinamitlenmiş köprüleri işaret etti.
"Bizim insanlarımızın kardeşliği kimselerde yoktu, ne oldu bunlara?" Ben ondaki düşünceleri onaylarken, o çıkınındaki endişeleri boşalttı.
"Kırıldıktan sonra parçaları yarısına uydurmak kolay mı?" diye sordu.
Cevap vermedim.
İnsanları aşağılayarak toplumsal infiallere neden olanları gördükten sonra!
***
Oysa yeteri kadar dış düşmanla uğraşıyoruz. Belki dünyada bir savaş bekliyor bizi, topraklarımızda bir deprem.
Teknolojinin kuyruğuna takılmış, geleneklerini ve güzelliklerini hızla kaybeden bir topluma dönüşürken, zarafet yere düşmüş alan yok.
Sosyal medya savaş müptelalarından daha etkili bir virüse dönüşüyor da, birçoklarının umurunda değil.
NATO'nun soysuzluğuna karşı tek yürek olmamız gerekirken, haritamızı değiştirmek isteyenlerin fırsat kolladığı bir dönemde, toplum bütünlüğüne ne çok ihtiyacımız var.
Ama teknolojik canavarların umurunda değil.
***
Kırılan zamanları onarmak için gereken sevgiyi nerede bulacağımızı düşündüm.
Sahaflarda kitap bulabilmek için harcadığımız zamanı ekranlara ve teknolojiye sebil ettik ya!
Helal olsun bize!
AH ÇOCUKLAR AH!
Dün dünya Çocuk Hakları Günü'ydü. Çocuklara bir günlüğüne söz hakkı vermekle, onların eline 13 yaşında silah vermek arasında nerdeyiz acaba? Hala kız çocuklarının eğitimden yoksun bırakıldığı bir düzendeyiz. Hala çocukların taciz edilmekten kurtulamadığı bir dünyanın dönüşünü seyrediyoruz. Ah çocuklar ah! Sizlere gününüzü gösteren bir düzende haklarınızı çiğnettiğimiz için bizleri bağışlamayın!
MUTLULUK TAKVİMİ
Gurbet biraz sana benzer
Hasret biraz bana
Nefret biraz sana benzer
Şefkat biraz bana
Ayrılık aşkın töresi
Ne yurdu var ne yöresi
Sen diye haykırıyor
Bedenimin her hücresi
Göğsüme saplanmış
Hasret bıçağı
Zannetme rüzgara
Karışacağım
Ben aşktan yaralı
Sevda kaçağı
Asla teslim olmam
Savaşacağım
Hakkı YALÇIN