12 Eylül darbesi, toplumda zemin bulabilmek için gençleri birbirine kırdırma yolunu seçmişti.
Sağcılara Amerika'dan, solculara Rusya'dan gönderilen silahlar.
Açılan kapılar ve katledilen insanlar.
Ardından kendilerini haklı göstermeye çalışan çamurlu postallar!
Darbeden sonrası insanlık faciasıydı Hapislere yığılan insanların bütün suçları "Bağımsız Türkiye" veya "Milliyetçi Türkiye" diye bağırmış olmaktı.
Ama insan canına kast etmek için general olanlar, gençleri asmak için bir gecede yaşlarını bile büyüttüler.
"Yasal cellatlık!" Ve neredeyse ormanlarına bile darağacı kurulan bir ülke.
***
FETÖ'nin darbe girişimi, daha stratejik ve uzun menzilli bir çalışmanın ürünü.
1970'li yıllardan başlayan ve hala kökü kurutulmayan bir yolculuk, akıl almaz kalleşliklerle dolu.
Kale olarak Türk Silahlı Kuvvetleri seçilmiş.
Ülkeyi koruması gerekenler kendi çıkarlarını korumuş.
Çocuklarımıza ve geleceğimize doğrultmuşlar silahlarını.
Ve meseleye eşler de dahil edilmiş.
Eşi doktor ve hakim olan Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu personelin birçoğu FETÖ bağlantılı.
Adaletli mesleklerin adaletsizliğinin simgesi olarak!
***
Bizlerin gözlerinde büyüttüğü mesleklerin içindeki küçük adamlar birbirine yaslanırken, örgütlerine dahil olmayanların zaaflarını araştırmışlar.
Özellikle cinsel içerikli kumpaslarda yem olanları kullanmışlar!
Ya telefonlar dinlemiş, ya gizli kamera!
Dünyanın en aşağılık tuzak biçimlerini kullanmakla, çocuklarımızın üzerine kurşun yağdırmak arasındaki bağlantı net: Kansızlık.
***
Birçok belge ve bulguya ulaşıldıkça, geçmişin bütün kirleri dökülüyor.
Bizim geleceğimizi emanet ettiğimiz Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu örgütlenmeye böylesine teslim olmasına şaşırıyor insan.
Bunları görebilmemiz için darbe girişiminin olması mı gerekiyordu?
İşte en çok bu gerçeğe içimiz sızlıyor.
***
Ya o demokrasi şehitleri olmasaydı.
Ya Tayyip Erdoğan'ın dik duruşu insanları cesaretlendirmeseydi!
Bugün referandumun adı bile geçmiyordu.
Kaç milyon insan katledilmişti kim bilir.
Ülkenin derisi yüzülürken.
Mutluluk Takvimi
Babalar!
Televizyonlarda kendilerine koca arayan küçücük kızların haline bakıyorum da.
"Bunların babaları yok mu?" diyorum Elbette vardır da, o babalar ekran başında gururlanıyor mudur acaba?
Adını kaybeden babalar olarak.
"Falanca programdaki kızın babası" olarak.
Bir anama
Bir de sana inandım
Anamdan başkası
Yalanmış yalan
Ömrümün yarısı
Harcandı gitti
Senin aşk dediğin
Eski bir yalan
Anam canım anam
Bağışla beni
Sözlerin aklımda
Çakıldı kaldı
Sırtı yere gelmez
Dediğin oğlun
Hayırsız bir aşktan
Yıkıldı kaldı
Hakkı YALÇIN