Antalya'da 7 yıl önce 16 yaşındaki bir kıza uyuşturucu enjekte ediliyor. Ardından tecavüz ediliyor ve öldürülüyor.
Kimliği bile saptanamayan genç kız kimsesizler mezarlığına gömülüyor.
***
Kızın ailesi bu gömülmeyi 40 gün sonra öğreniyor ve mezarı açtırıyor.
Ceset otopsiye gönderiliyor ve üzerinde 3 erkeğin sperm izleri bulunuyor.
Şüpheli erkekler gözaltına alınıyor ama ifadelerinde kızın uyuşturucu kullanıp öldüğünü, cesetten kurtulmak için genç kızın cesedini araziye attıklarını söylüyorlar. Ve serbest bırakılıyorlar.
***
Tecavüz edilip öldürülen 16 yaşındaki Sezgi Kırıt'ın ablası 7 yıl bu olayın peşinde sürükleniyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile sivil toplum örgütleri davaya müdahil oluyor.
16 yaşındaki bir kız çocuğunun taciz edilmesine verilen taviz, 7 yıl sonra dil değiştiriyor.
Sanıkların delil karartma, kuvvetli suç ihtimali, tanıkların etkilenmeye çalışılma ihtimali gerekçeleriyle tutuklanmasına karar veriliyor.
***
Abla ısrarcı olmasaydı, 3 sanığın başında özgürlüğün yelleri esiyordu.
Abla sivil toplum örgütlerini ayağa kaldırmasaydı, genç kızın cesedi tecavüzcülerin gururu olarak çürüyüp gitmişti. Hukuk yarası olarak!
***
Ama bu demektir ki.
Herkes adaletsizliği yolundan çevirecek rüzgarı kendi üretecek.
Yeldeğirmenleriyle savaşır gibi.
Gerekirse 7 yıl. Gerekirse 17 yıl!