Direksiyona geçti, müziğini de açtı ve yola koyuldu.
Alkol aldığı zaman, evine gideceği yolları öylesine ezberlemişti ki, yine aynı güzergahtan giderken, bu kez yolun kenarında bir trafik ekibi gördü.
"Eyvah yandık" diye kendi kendine söylendi ama kaçmaya imkan yoktu.
Sıra kendisine geldiğinde, bir polis memuru "İyi akşamlar" dedi, adam da "iyi akşamlar" diye karşılık verdi.
Polis memuru, "Alkol kontrolü yapıyoruz beyefendi, lütfen üfler misiniz?" diye elindeki aleti uzatınca, direksiyondaki adam polise adıyla hitap etti selam verdi.
Çünkü karşısındaki memur, mahalleden komşusuydu ama oralı olmadı. "Beni tanımıyor musunuz?" diye şirin bir tavır takındı direksiyondaki adam. "Ben karşı apartmandan komşunuz."
Polis memuru kendi görevinin alanındaydı.
Memur, elindeki aleti uzattıkça, direksiyondaki adam komşuluğun getirdiği bütün haklardan yararlanmanın peşini bırakmıyordu.
En sonunda "Tanımıyor musunuz beni?" diye memura çıkıştı.
Memur da, "Lütfen üfler misiniz beyefendi" diye elindeki aleti uzatınca, adam mecburen üfledi.
Promil oranı yüksek çıktı.
Polis memuru, "Ehliyetinize el koymak zorundayım, lütfen otomobilden inin" derken bile, direksiyondaki adam, "Komşuluğun hatırı yok mu?" diye söyleniyordu. Alkollü araç kullanmaktan adamın ehliyetine 6 ay el kondu ve para cezası yazıldı.
Olaydan birkaç gün sonra, adamın kapısı çaldı, gelen polis memuruydu ve elinde pastasıyla ziyarete gelmişti. "Kusura bakmayın" dedi, "Sizinle tanışıklığımız burada ve bu şartlarda devam ediyor. Ama görev alanımda, üstelik alkollü araç kullanırken sizi tanıyamam."
Ehliyetine el konulan adam, durumu daha iyi anladı ve polis memurunun zarafetine, özürle karşılık verdi. "Bu bana ders olsun. Bir daha alkollü araç kullanmak yok."
Böyle hikayelerden çıkan sonuçlar.
Alkol kontrolü yapan polis memuru, babasını bile tanımaz, tanımamalı.
Alkollü araç kullanmaya yelteniyorsanız, kimseden medet ummayın.
Küçülmeyi de göze alın.
* * *
GEÇ KALMADINIZ MI?
Müteaahhitlere İstanbul'u terk etmeleri için teşvik öneriliyor. İstanbul bitti. Arsalar kısıtlı, fiyatlar şişkin. Bundan böyle gelişen şehirlere yatırım işaret ediliyor.
İstanbul'un bittiğini fark edebilmek için, niye bu kadar geç kaldılar acaba?
Trafiğin canına okuyan büyük binalar, yolun kenarına yapılırken seslerini çıkarmayanlar.
Yağmalanan ormanlara suskun kalanlar.
Biraz geç kalmadılar mı?
* * *
Umut çalışan insanların rüyasıdır.
* * *
Sanat dünyasına, müzik yarışmalarından bir tane isim bile kazandırılmadıysa, ortada jüri sorunu var demektir.
* * *
22 Şubat 2013
Mutluluk takvimi
* * *
Melekler yazmıştı
Hikayemizi
Bakınca ölürdüm
O gözlerine
İsmin iki hece
Sevgin dağ gibi
Seni iliklerdim
Düğme yerine
Yok yere hasretin
Koluna girdik
Mektuplarda kalan
Aşk acısıyız
Şimdi kalbimizde
Başka sevdalar
Yalan gönüllerin
Kiracısıyız
Hakkı YALÇIN