Meselenin ortaya çıkarılma biçimi yanlış olduğu gerçeği kadar.
Haberin, büyük gazetelerin birinci sayfasına taşınması ayrı bir gerçek.
Gazetecilik haberde sınırsız olmaksa, memleketin gerçeklerini yansıtacak o kadar çok haber var ki.
Herkes bir korku panayırında içine saklanıyor.
Ama terörü palazlandırmak adına habercilik, üst düzey.
Bazen gazete sayfalarının içine gizlenir acı gerçekler.
Bu meselede Türk askerinin içinde bulunduğu vahim durum, dönemin Genelkurmay Başkanı tarafından açıklanıyor olabilir.
Ama böyle haberlerin teröre cesaret verdiği gerçeğini kim örtbas edebilir?
Habercilik bazen ülke sevgisidir, bazen insanidir.
Ülke bütünlüğünü tahrip eden gerçeklerde insaf gerekir.
Yürek sansürü denen şey de, böyle zamanlarda ortaya çıkar.
Teröristi cesaretlendirmek gazeteciliğin görev hanesinde yazılı değilse.
Üstelik bunu haber yapmak için, uygun bir zaman dilimi değilse... Haberciliği kınına sokmak zor bir şey değildir.
Teknik imkanlarını kullanamayan askeri sorgulayalım.
Ama terörle gerçek anlamda mücadelenin başladığı bir dönemde, böyle gazeteciliği de sorgulayalım.
Terör tüküren gazetecilik bu topraklarda hizmete soyunduğundan beridir ki.
Ve ülke savunmasında "ikinci sınıf" role soyunulduğu içindir ki, gazetelere güven duygusu kalmamıştır.
Gazetelerin iki dünyası vardır.
Birinde yalandan demokrasi adına, kendilerini akladıkları dünya.
Birinde çıkarlarını sakladıkları dünya.
Terörün palazlanmasının da...
Güven duygusunun talan edilmesinin de, sebebi bu ikiyüzlülüktür.
***
Dünyanın en ünlü 3 zengini, krizi aşmak için ekstra vergi ödemeyi talep etti. Yakılan ormanın herkesi yakacağını biliyorlar.
***
Fragman
Kaddafi saklanıyor. Bütün diktatörlerin korkaklığını dünyaya göstermek için tanınan zamana kadar Kaddafi de ininde saklanacak.
Sistem önce böyle adamları yaratır, sonra sadece kendi insanının değil, dünyanın gözünde un ufak olmasını sağlar.
Ve zamanı gelince de saklandığı inden onu çıkarır. Bunlar fragman!
***
Konuşma insanın aklını kullanma sanatıdır.
***
25 AĞUSTOS 2011
MUTLULUK TAKVİMİ
***
Bana geldiğin
O yaz geceleri
Gözlerim gözlerini
Esir alırdı
Bir şarkı söylerdik
Eski yıllardan
Buruk gönlümüze
Neşe dolardı
Sarılıp kalırdım
Gitme kal derdin
Çoban yıldızına
Kaş göz ederdin
Sisli akşamlarda
Kaçar giderdin
Bana senden anı
Kokun kalırdı
Hakkı YALÇIN