Beşiktaş'ta "küfür dışında" taraftar ne kadar tepki gösterse hakkıdır. Trabzon maçında oynanan kimliksiz, kişiliksiz futbolu görünce duygularım kabardı. Mustafa Denizli hoca kendini eleştirenlere "Klavuz ve leş kargası" dediği ve kendini mükemmel ilan ettiği için eleştirirken de çekinir, birkaç kez düşünür hale geldik!..
Acaba biz de mi bir bakış problemi var? Biz mi tatminsiziz, bu işten anlamıyoruz. Ancak şampiyon olmuş bir takım nasıl bozulur, nasıl oynatılmaz onu izliyoruz. Beşiktaş yerlerde geziniyor.
***
Beşiktaş, Trabzon deplasmanına öyle bir diziliş ve anlayışla çıktı ki çözmek için bayağı uğraştık. İlk 45 dakika Trabzon'un topla oynama oranı yüzde 65. Beşiktaş oyunu sahasında kabul etmiş, 5 kişilik savunma, önünde 4 kişilik duvarla Çanakkale geçilmezi oynuyor. Denizli hocanın sahada söylediği şu; "Önce yemeyelim, olur da bir sürpriz gol bulursak, ikinci yarı bastırıp kazanırsak büyük zafer kazanırız." Şampiyon Beşiktaş ne hallere düşmüş. sadece Ernst'in bireysel becerisiyle kazandırdığı ve de Bobo'nun uzatmalarda attığı gol var. Hakan ve Ernst olmasa dün Beşiktaş'ın hali ne olurdu tam bilemiyorum.
Bir de Trabzonsporlu futbolcuların becerisizlikleriyle, kapanan defansı açmak için elinde Alanzinho gibi gibi çilingiri Broos niye geç aldı onu çözemedim. Futbolu Trabzon oynadı puanları Beşiktaş kazandı. "Kazanan haklıdır" diyenlerden değilim. Beşiktaş'ın futbolunu beğenmiyorum.
***
Kazım (Kanat) Abi, Vedat (Okyar) Abi'den sonra İlker (Ateş) Abi'yi de kaybettik. 2 aydır komadaydı. Bekliyor olmamıza rağmen ağır geldi. Babacanlığının yanında meslekteki dik ve onurlu duruşuyla da bizlere örnekti. Hem duruşunu, hem de deplasmanlardaki yoldaşlığını hep arayacağız İlker Abi. Mekanın cennet olsun...