Kıymetli dostlar, Def-i mazarrat celb-i menfaatten evlâdır denilir.
Yani bir yerde kötülüğü def etmek, menfaati elde etmekten daha önceliklidir.
Bu söz aynı zamanda bizim ahlâki duruşumuzu da gösterir.
Besmeleden Evvel Eûzu'yu Çekeriz, Çünkü
Bir yerde kötülükten sakınmak, iyiliğe koşmaktan daha önemlidir. Besmele'den evvel, Eûzu çekmemizin sebebi de budur; önce pislikleri ortadan kaldırıp yerine Besmele'yi dikmek içindir. Önce yara temizlenir, sonra ilaçlanır. Çünkü orada hareketli bir mazarrat, dâimi zarar veren bir durum vardır; o akışa mâni olmak lazımdır.
Mekke-i Mükerreme devrine bakarsak; Emir telâkki ettiğimiz namaz, oruç gibi Cenâb-ı Hakk'ın farzları henüz gelmemiş ve alenen beyan edilmemiş fakat adaletin tayini, zulmü ortadan kaldırma, kız çocuklarının diri diri gömülmesinin men edilmesi gibi önce bir necâseti ortadan kaldırma devri yaşanmış. Daha sonra ki, Medine dönemi ise ibadet devri olmuştur. Şerrin Başrol Oyuncusu Şeytandır
Eûzu billâhi mineş-şeytânirracîm, bütün kötülüklerden Allah'la, Allah'a sığınmaktır. Bütün kötülüklerin sembolik ve gerçek mümessili nefsimiz ve şeytandır.Dikkat ederseniz, her şeyin şerrinden diyoruz ama şeytanın şerrinden demiyoruz.
Çünkü şeytan bizâtihi şerdir.
Evet, bir çok şeyin şerri de var hayrıda var. Ateş; yemekte pişirir, elini de yakar.
Birçok şeyin şerri vardır, ama şerre teşvik eden baş rol oyuncusu, şeytandır. Şeytanın Kalbi Olsaydı İblis Olmazdı
Kur'ân-ı Kerim'de dokuz yerde şeytanın Âdem (as)'a niçin secde etmediği geçer. Hepsinde de şeytanın secde etmemesinin sebebi olarak; kibir, isyan, haset, iftira, küstahlık, yanlışta inat etmek, kendine aşırı güven gibi farklı kötü özellikleri gösterilir.
İblis, Şeytanın kovulduktan sonraki ismidir.
Hz. Mevlânâ; "Şeytanın aklı kadar kalbi de olsaydı iblis durumuna düşmezdi." der. Şeytan, Cenâb-ı Hakk'a; "ben, Sen'den başkasına secde etmem." dedi. Hâlbuki Allah Teâlâ, Âdem (as)'a secde etmesini söyledi.
Dostlar, burada ihtiram secdesi söz konusudur. İhtiram secdesi; Bir insanın faziletini üstünlüğünü kabul edip, ona secde etmektir. İhtiram vakfesi gibi yani saygı duruşu gibi hürmet ve saygı ifade eder. Tıpkı Hz. Yusuf (as)'a, babasının kardeşleriyle beraber secde etmesi gibi.
Emir edepten önce gelir. "Benden başkasına secde etmeyeceksin." Emri de Allah'tandır, "Âdem'e secde et." emri de Allah'tandır. Eğer sen Allah'a inanıyorsan o emri kabul edecek ve yerine getireceksin.İnsan olmanın alâmeti kabahatini itiraf edebilmektir
Şeytan ilmine ve ibadetine güvendi, kendine güvendi. Kibrinin sebebi buydu.Üstünlük iddia etti ve nefsine itimâd ederek kıskandı. Âdem (as) ise yeni yaratılmış, hiçbir şey bilmiyor, oysa şeytanın binlerce senelik ibadeti var.
Şeytan kusurlarından dolayı özür dilemedi ve Allah'a; "beni, Sen yanılttın" dedi. İşlediği hatayı Allah'a mâl ederek küstahlık yaptı.
Eğer özür dilemen gereken yerde suçu karşı tarafa atıyorsan, bu iki defa suç olur. Hem hatanın farkında oluyormuş da ama sanki karşıdaki yanıltmasa, onu yapmayacakmış gibi iki türlü hakaret olmuş oluyor.
Cenâb-ı Hakkı'n uyarmasına rağmen şeytan inat etti ve günahında diretti. Kibir, isyan, haset, iftira, küstahlık, yanlışta inat etmek, kendine aşırı güven gibi bütün bu iddialı tavırların hepsi şeytanî tavırlardır. Bizi şeytan durumuna düşüren de bunlardır."Bizi Provake Edip Tahrik Etme"
Eûzu billahi mineş-şeytânirracîm derken; bu nevi şeytanî duyuştan ve hareketten bir sükûta geçme hâlini de kastederiz.
Eûzu'yu çekmemiz; şeytandan, dışarıdan gelecek şerlerden korunmak veya kurtulmak mânâsına değil; esâsen bizim içimizde bulunan nefsimizdeki bu hasletlerden kurtulmaktır.
Şeytana diyoruz ki; "Sendeki bu hasletler bizim içimizde de var, sen uzak dur, bizi provake edip de harekete geçirme. Tahrik ederek bizi de kendine benzetme." Böylelikle, "seni tercih etmiyorum" diyerek bir duruş sergileriz.MÜSLÜMANLIK KURU LAF DEĞİLDİR
Kardeşlerim, Din insanı terbiye eder. Ruhsalı ve kutsalı olmayan insan öteki canlılardan farksızdır.
Müslümanlık eylem ve işlem üzerine kurulu bir dindir, kuru laf değildir. Diğer dinler sadece dua ve zikirdir. Hiçbir zikir amel kadar önemli değildir. Bu sebeptendir ki, Kur'ân-ı Kerim'de imandan sonra amel zikredilir.
Besmele bir duadan ibaret değildir.Bu dünyayı ifade edip, bu dünyadan istifade etmek için mutlaka Besmeleyi kullanacağız. Zira Besmele her hayırlı işin anahtarıdır, şifresidir.
Cenâb-ı Hakk, "Benim rahmetim gazabıma galiptir." diyor. Buna istinâden Hz. Mevlânâ'da, 'Siz günah işlemeyi ne kadar çok severseniz, Allah sizi affetmeyi ondan daha çok sever' buyuruyor.
Şeytanın kendi ameline güvendiğini düşünürsek, Eûzu çekerken onun gibi olmamayı temenni ediyoruz; Besmele'de de kendi amelimize güvenmediğimizi ikrar ediyoruz.
Hacı Bektâşî Veli Hazretleri; "Sen bir defa Bismillahirrahmanirrahîm dersin, Allah sana üç yerde cevap verir.Bismillah dediğin anda, Allah ismi ağzından çıkar çıkmaz; Cenâb-ı Hakk hemen, kulum Beni andı, der.
Er Rahman dediğin anda; kulum Bana sığındı, iltica etti, der. Er Rahim dediğin anda; kulum Benden yardım istiyor, merhamet istiyor der." buyuruyor.
Dostlar, bizim yaptığımız zikirlere muhakkak cevap veren bir Allah'ımız var. Besmeleyle, Cenâb-ı Hakk'la konuşuruz. Hatta Besmeleyle biz bir söyleriz, Rabbimizden üç cevap işitiriz.
Bakın, Hz. Cüneydi Bağdâdî'nin vefat ederken ağzından çıkan son söz, Bismillahirrahmanirrahîm oluyor. Bu hem bu dünyaya veda, hem o dünyaya başlangıçtır, vesselâm.Şeytan Kime Köpek Gibi Havlar?
Hz. Mevlânâ diyor ki; "Şeytan Tanrı çiftliğini bekleyen bir köpektir." Sen Allah'a yaklaşmak istediğin zaman, hemen seni O'ndan uzaklaştırmaya çalışır. Peki sen ne yapacaksın? Eûzu çekerek, çiftliğin sahibine sesleneceksin; "şu köpeği uzaklaştır da, Sana geleyim," diyeceksin.
Şeytan bu şartla görev aldı, Cenâb-ı Hakk'tan. Şeytan: "Ben senin bütün kullarını benim gibi secde etmeyenler arasına sokacağım, kendime benzeteceğim, hepsini baştan çıkaracağım." dedi. Cenâb-ı Hakk; "ihlas sahiplerini çıkaramazsın." buyurdu.
Bu bir temsildir: Her gün aynı çiftliğe veya köşke gidip gelen müdâvimine, o çiftliğin veya köşkün köpeği havlamaz.Mukarrebin dediğimiz enbiyaya ve evliyaya, nebilere ve velilere şeytan havlayamaz bile. Çünkü onlar sürekli Allah'ın kapısındadır, Allah'ın müdavimidirler.
Peki köpek kime havlar? Yabancıya havlar. Eğer dine kendinizi yabancı hissediyorsanız ve dine yaklaşmak istiyorsanız şeytan size saldırır da saldırır. Sizi uzaklaştırmaya çalışacaktır. İşte o zaman Eûzu şarttır: "Allah'ım, ben sana yaklaşmak istiyorum, ne olur şu şeytanı benden uzaklaştır."
Eûzu'nun esas sırrı da, budur.Şeytana benzemekten, şeytanî zaaflardan, bu kötü huylardan hem bizim uzaklaşmamız hem de dışarıdan bize gelecek olan telkinlerin, tesirlerin etkilerinden korunmamız için; Eûzu ile, Allah'ım, Seninle Sana sığınırım, şeytanın şerrinden deriz.
AYET-İ KERİME
* "İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi." Hicr- 39/40
* "Andolsun,Onlardan sana kim uyarsa, tümüyle cehennemi dolduracağım." Sâd-85
* "Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir." A'raf-200
HADİS-İ ŞERİF
* Resûlullah (sas) Efendimiz'in yanında birisi yemek yiyordu. Adam son lokmaya kadar Besmele çekmedi. Son lokmayı ağzına götürürken "Bismillâhi evvelehû ve âhirehû" (baştan sona Bismillâh) dedi. Bunun üzerine Resûlullah (sas) güldü ve şöyle buyurdu: "Şeytan onunla birlikte yemek yiyordu. Adam Besmele çekince, şeytan yediklerini kustu." Ebû Dâvûd
* "Şeytandan korunmak için, eve girerken selam verin ve yemeği besmeleyle yiyin." Taberanî
SORDUM-ÖĞRENDİM
Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?
İnsan Allah'ını severse, kalkar... Hocam derdi ki, "Oğlum bir âşık adam düşün... sevdiği dese ki, 'seni saat tam üçte filanca yerde bekliyorum.' O adam ne saat kurar, ne de başka bir hatırlatmaya ihtiyaç duyar; uyku tutmaz zaten. Diyelim uyudu, o saat geldiğinde gözler açılır kendiliğinden..." Allah, en önce bize sabah namazına kalkmak duygusunu değil, Allah'la muhabbet duygusunu öğretsin. Mânevî tedbir olarak da "Kevser" ve "Âyet-el kürsi" gibi sûreleri okuyarak dua etmek Allah'ın izniyle uyanmamıza yardım edecektir. Çünkü Cenab-ı Hakk'ın bu iş için vazifelendirdiği melekler vardır.
DUA
Efendimiz (sas)'in Duası
* "Allâhümme elhimnî rüşdî ve e'iznî min şerri nefsî."
* "Allah'ım! Bana doğru olanı ilham et ve beni nefsimin şerrinden koru." Âmin.