İÇİMİZDEKİ Batı putuna tapanlara, ekonomimize saldırıldığının bizzat ABD Başkanı Trump tarafından itiraf edilmiş olması da yetmiyor.
Günlerden Pazar, İMKB kapalı, piyasalar kapalı, kuyumcular kapalı, başka bazı şehirlerimiz ile birlikte Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'da sokağa çıkma kısıtlaması var, dolar birden 8.6'lara kadar yükseliyor.
"Erdoğan istifa, ekonomi bitti" diye bağırmaya başlıyorlar. Geceyarısı sosyal medyada, "haber veriyoruz" gerekçesi ile kaygı oluşturuyorlar.
DÜŞMANLARIMIZIN SAFINDA OLANLAR
Malum isimler; yazılarıyla, yayınlarıyla, çağrılarıyla milletimizi telaşlandırıyorlar.
Ülkede bir panik ve kaos ortamı yaratmaya çalışıyorlar.
"Ülke batıyor, kara pazartesi" algısı yaratmaya gayret ettiler.
Her seferinde de dolar'ı 8 TL bandı üzerinde tutma çabasının, Türkiye'ye yönelik açık saldırı girişimi olduğunu anlamayana ne denir...?
Gündüz piyasalar açılıp dolar 7'lere doğru çakılınca hepsi birden sessizliğe gömüldüler. Ülkesinin milli parası, dolar karşısında böyle bir tezgah ile değer kaybediyor diye sevinenlere sizce nasıl hitap etmeli...?
İçerdeki finans ve büyük sermaye çevrelerinin ve işbirlikçi ailelerin de milli paramıza saldıranlara yardım ettiklerini de hatırlatalım...!
ŞEYTAN VE TARAFTARLARI RAHATSIZMIŞ
ABD Başkanı J.Biden, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasını eleştirmiş.
İnsanın ve kainatın fıtratına savaş açanların, aileyi yok etmek isteyenlerin, devletleri yok etmek isteyenlerin temsilcisi tabii ki rahatsız olacak. Sözleşmeyi reddedenler, kadına şiddeti savunmuyorlar...
Sözleşme ile ilgili endişelerini dile getirenleri, bilerek ve isteyerek kadına şiddet taraftarı gibi takdim edenler, tam bir akıl hastalığı ve saldırganlık içindeler. Kadına yönelik şiddet ile mücadele hakkında devletimiz, kurumlar, kanunlar, sivil toplum mekanizmaları yokmuş; bir tek bu sözleşme varmış gibi malum bir kara propaganda var. Bir sözleşmenin içinde destek verdiğimiz bazı maddeler var diye hukuka ve İslam inancına aykırı maddelerini de kabul etmek zorunda değiliz ki...!
TEŞEKKÜR EDERİZ
İstanbul sözleşmesi, sadece kadına şiddeti önlemeye yönelik tavsiyelerde bulunmuyor; Müslüman topluma eşcinselliği kabullenmesi için dayatmada bulunuyor. Toplumsal Cinsiyet Eğilimi ve Cinsel Yönelim gibi dayatmalarla fesada ve sapkınlığa meşru imkan sunan bu sözleşmeden geri çekilmek, milletimizin ezici çoğunluğunu memnun etmiştir. İslam Medeniyeti, cenneti annelerin ayakları altında gören bir anlayışa sahiptir... Başkalarından tavsiye almaya da ihtiyacı yoktur. Bu nedenle; başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, sözleşmeden geri çekilme kararında etkili ve emeği olan herkese teşekkür ediyoruz...