HDP bir Kürt siyasi hareketi değildir. HDP bir Kürt partisi değildir. HDP Kürtlerin temsilcisi değildir.Kürtlerin katilidirler. İstikbalini çaldılar. Evlatlarını kaçırdılar. PKK/ PYD/YPG ve bunların siyasi parti görünümündeki arkadaşları HDP, Haçlı Hristiyanların ve Siyonist Yahudilerin ittifakına hizmet etmek için var olmuşlardır. PKK/PYD/YPG/KCK ve bunların siyasi parti maskeli adamları HDP'ye LANET OLSUN... HDP ile teröristler, bir ve beraberdirler... Adamlar Anayasal düzeni tanımıyorlar, ırka dayalı siyaset yapıyorlar, parti yöneticilerinin bagajlarında kalaşnikoflar, lav silahları çıkıyor, eş başkanları meydanlarda teröre aleni övgüler düzüyor... En kötüsü; kürt kökenli kardeşlerimizin evlatlarını kaçırıp dağdaki teröristlere teslim eden, terör örgütüne her türlü desteği veren, yardım ve yataklık yapan, belediyelerde şehit yakınlarını işten çıkartan, teröristlere anıt mezar yaptıran, devletine ve milletine düşman bu adamlara, meşru bir siyasi parti muamelesi yapılıyor... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sanayii ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum TBMM Genel Kurulunda milletin ezici çoğunluğunun ruhunu rahatlatmıştır.
YAPSAK VAZGEÇECEKLER Mİ...?
Yaptırım kelimesini duyunca sevinen, içimizdeki müstemleke kafalı siyasetçi, bilim adamı, bürokrat, işadamı v.s. topluluğuna gerçekten nefret ile bakıyorum. Yıllar boyunca, Türkiye ile ABD arasındaki onlarca krizi saymaya burada yerimiz yetmez. ABD Senatosu'nun son kararını dikkate alarak, ABD'nin dediklerini yaparsak; PKK PYD/YPG/SDG ve FETÖ'yü desteklemekten vazgeçerler mi...? ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi olan James Jeffrey, "Türkiye'nin Suriye'de PKK'ya yönelik harekatlarını durdurabilmek için Türk ekonomisini çökertmeye hazırdık." açıklamasında bulunmuş. Bu saldırı ve tuzaklarından vazgeçecekler mi...? Bizden gibi görünen ama bizden olmayanlar, ABD'den gelen bu itirafları duymuyor, görmüyor, anlamamazlığa geliyorlar. Türkiye'yi ABD'ye kul/köle yapmak için, sınır ötesi askeri harekatlarımızı önlemek için ekonomik bedeller ödetmek istediklerini zaten Trump da bizzat itiraf etmişti. Tüm bu saldırılara ve operasyonlara rağmen bugün hala ayaktayız. Bağımsız milli dış politika yürütmek isteyen Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek, ABD adlı müttefik görünümlü azılı düşmanımızın doğrudan hedefidir. Dik durmaya devam edeceğiz inşallah...!
MEZAR-I ŞERİF'TEKİ TÜRKMENLER Afganistan'ın kuzeyinde Mezar-ı Şerif kentinde, Türkmenler baskı ve zulüm altında yaşıyorlar. En son, insan fidyecileri, Türkmen bir ailenin Abdul Rauf isminde 9 yaşındaki çocuğunu kaçırdılar. Karşılığında büyük miktarda para talep ediyorlar. Yerel yöneticiler ve merkezi yönetim etkisiz ve çaresiz haldedir. Afganistan'ın kuzeyinde Türkmenler öz yurtlarında kurda, kuşa adeta yem gibi olmuşlar. Dünyadaki bütün mazlumlar gibi bu kardeşlerimiz de 9 yaşındaki Abdul Rauf ailesine iade edilsin ve uğradıkları zulüm bitsin diye, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden yardım umuyorlar.
İRAN VE KAFKASYA
İran resmi devlet doktrinine göre; ABD ve İsrail, İran'ın azılı düşmanları ve hatta şeytandırlar... ABD ve İsrail, Kasım Süleymani'nin ardından, Tahran'da Muhsin Fahrizade'nin beyinlerinde bomba patlattı. Daha önce yazmış idim; bir kez daha hatırlatayım istedim... Hiç kimsenin ölmesini, öldürülmesini asla arzulamayız ama; bu eylemlerin ardından intikam alacağız diye feryad edenler, bir tek Amerikalıyı ya da İsrailliyi öldürmediler/öldüremediler... Şimdi Türkiye ile uğraşıyorlar. İran'da Azerbaycan'ı ve Türkiye'nin doğu'sunu kendilerinin gösteren bir algı yayıyorlar. İran medyasında, siyasetinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a saldırılar var. MİT, Türkiye içerisinde faaliyet gösteren İran istihbaratı ile ilişkili 11 kişiyi yakaladı. Türkiye, İran'la kriz istemez. İran'ın da bunu istememesi kendi menfaatine olurdu. Karabağ'da Azerbaycan'ı tehdit edip Ermenistan'ı desteklediler. Akıllarını başlarına alırlar inşallah...