Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Mayıs 2023

6 Mayıs!

UZUN zamandır 14 Mayıs seçimlerinin KÜRESEL etkileri olacağını yazıyorum. Değişik örnekler üzerinden değişik ittifaklar üzerinden değişik arka plan üzerinden aktarmaya çalışıyorum. Zaten seçimin GİZLİ FREKANSINI da çok kez buraya taşıdığımı biliyorsunuz. Kemal Bey ve MASA tamamen AVRUPA demekti.
Başkan Erdoğan ise buraya teslim olmamak gerektiğinde kapıyı çarpıp gitmek demekti. Yazdım. Hatırlayın...
Gelin uzun zamandır yaptığımız gibi DIŞARIDAN İÇERİYE SÜZÜLELİM...
Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu İzmir MİTİNGİ öncesi BBC'ye konuştu.
Çok sık duyduğumuz bazı konuları tekrar etmiş... Ancak konuşmanın bir yeri uzun zamandır sizlere aktarmaya çalıştığım EKSENLE ilgiliydi.
Türkiye'nin yönünü yeniden belirleyeceğini ve Kremlin ile değil, Batı'yla ilişkileri öncelik haline getireceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Medeni dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. O daha da otoriter olmak istiyor. Benimle Erdoğan arasındaki fark, siyahla beyaz arasındaki fark gibi" dedi.
Biraz hafızanızı zorlarsanız BATI MEDYASINDA
Erdoğan hakkında "SULTAN" kapaklarının yapıldığı "OTORİTER" manşetlerinin atıldığı çok sayıda örnek bulacaktınız.
Kılıçdaroğlu'nun ikinci önemli mesajı da "Onu emekli edip, köşesine yollayacağız.
Sessizce geri çekilecek..." şeklindeydi. Yani kazanırlarsa hesaplaşma olmayacağını söylüyordu.
BATI medyasından devam edelim...
Kılıçdaroğlu, Ali Babacan'ı evinde ağırlıyor, birlikte video çekiyorlar ve ŞAMPİYONLAR LİGİ KADROSU'ndan söz ediyorlardı. 6 Mayıs'ta bunun açıklanacağı da dile getiriliyordu. 6 Mayıs'ta İngiltere Kralı Charles da TAÇ GİYECEK ve KRALLIĞINI dünyaya ilan edecekti. 6 Mayıs'la ilgili bir ilginç tesadüf daha vardı! O da ünlü The Economist'in kapağıydı. Britanya merkezli The Economist, 6 Mayıs sayısının kapağına, Türkiye'de yapılacak olan 14 Mayıs seçimlerini taşıdı. Kapak "2023'ün en önemli seçimi" diye yayına veriliyordu. Tabi bu kadarla da kalmıyor sonra mesajları sıralıyordu... Türk Bayrağı'nın da yer aldığı kapakta "Türkiye ve demokrasinin geleceği", "Erdoğan gitmeli", "Demokrasiyi kurtarın" ve "Oy verin" şeklinde başlıklar yer alıyordu...
THE ECONOMIST bu sloganlardan sonra vitesi artırıyor ve KÜRESEL mesajlara geçiyordu... Dünyanın en etkili yayınlarından kabul edilen The Economist'te "Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yenilme riskiyle karşı karşıya olduğu" ifadesi yer aldı. "Eğer Türkiye otokrat liderini kovarsa, her yerdeki demokratlar cesaretlenmeli" diyerek de tarafını belli etti.
The Economist, Türkiye'de yeni bir iktidar olması durumunda Batı'yla ilişkilerin de onarılacağını yazdı. "En önemlisi, Macaristan'dan Hindistan'a otoriter liderlerin yükselişte olduğu bir çağda Erdoğan'ın barışçıl bir şekilde makamından edilmesi, dünyadaki tüm demokratlara otoriter liderlerin yenilebileceğini gösterir" değerlendirmesinde bulundu.
Macaristan'a da 6 parti bir araya geliyor ve Viktor Orban'ı devirmek istiyorlardı.
Ancak halk ORBAN'ı yedirmiyordu.
Halkın seçtiği isim de bunlara göre "OTORİTER" oluyordu!
"Kesinlikle gitmesi gereken" oluyordu!
Aynı durum Hindistan ve Modi için de geçerliydi.
Bu isimler silahla tankla topla tüfekle gelmemişti ki! The Economist HDP üzerinden Merkez Bankası üzerinden tutuklamalar üzerinden medya üzerinden "DEMOKRASİ BİTKİSEL HAYATTA" önermesine ulaşıyordu.
Sonra da Kemal Bey'in yakın durduğu ruhen kendini bulduğu AVRUPA'ya mesajı yolluyordu! Kılıçdaroğlu'nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulama ve siyasi tutukluları serbest bırakma vaatleri olduğunu hatırlatan The Economist, "Avrupa, Türkler için uzun süredir ertelenen vize programını hayata döndürmekle, Türkiye'nin AB piyasasına erişimini artırmakla ve dış politikada daha yakın işbirliği yapmakla karşılık vermeli" tavsiyesiyle safları sıklaştırmaya gayret ediyordu.
Bu işler orada böyle yürüyordu. Putin ucuz gazı sınırsız bir şekilde verdiği sürece bir sorun yoktu!
Diktatör de değildi otoriter de... Suudlar denileni yaptığı sürece rejimleri kimsenin umurunda olmuyordu. BAE için de diğer KÖRFEZ ülkeleri için de aynı şey geçerliydi. Ya da Zelensky talimatlara uyduğu sürece desteklenmekteydi! BATI ile birlikte hareket etmekte zorlanan liderler neden halk desteğini alıyordu? Buna hiç bakmıyorlardı. Halklar destek olduğu için liderlerin yanında durduğu için EKSEN değişiklikleri oluyordu. Bu Türkiye için de Erdoğan için de geçerliydi. 20 yıldır aralıksız seçim kazanan bir lidere istekleri yerine gelmeyince saldırıyorlardı.
Tarihe bakın görürsünüz. Bu sadece Erdoğan'la da sınırlı değildi. Binlerce kez yazdım!
Türkiye'nin en önemli değeri, ROTA'sıdır! Bulunduğu konumdur. Bu değişince saldırı kaçınılmazdır.
Önceden darbelerle bunları çözüyorlardı. Şimdi başka tekniklerle geliyorlar.
Türkiye'nin Erdoğan'ın taşıdığı EKSEN'den çıkıp AB'ye yanaşması tüm dengeleri değiştirecekti.
Rusya üzerinde bir fırtına kopartacak ve bu başka yerlere sıçrayacaktı.
AKDENİZ'den ASYA'nın içlerine kadar dengeler alt üst olacaktı. Biliyorlardı.
14 Mayıs buydu...
Yavaş yavaş hepsi uzun zamandır altını çizdiğim "14 MAYIS'IN KÜRESEL SONUÇLARI OLACAK" noktasına geliyordu...
2018'den beri çok sık yazdığım DER SPIEGEL KAPAĞI vardı. Trump- Erdoğan-Putin-Cinping... Bu 4 liderin gitmesi isteniyordu...
Neden? Küresel hedef için! Adamların rotası hiç şaşmıyor. Bildikleri yolda devam ediyorlar...
Hatırlatmak istedim...