Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 5 Ocak 2023

Son durum!

DÜNYANIN çatısındaki savaşı aklı başında herkes her yerde görebilir. Kimi zaman askerlerle kimi zaman bankalarla kimi zaman cemaatlerle kimi zaman partilerle kimi zaman da şirketlerle ortaya çıkan ÇATIŞMA hali, çıplak gözle seçilebilir.
Bakmasını bilmek şartıyla tabii.
BlackRock, ABD'nin dev bir yatırım şirketidir.
DEVLETİN öncüsü gibidir. State Street gibi Vanguard gibi arkadaşları da vardır. Siyasi hedeflere giden AKIL ekonomik silahları kullanmayı iyi bilir. Gelin bugün Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesinden girelim Zelensky-Lary Fink görüşmesine gidelim. Elon Musk'a uğrayalım. Oradan Avrupa'ya geçelim. Sonra Türkiye'deki seçimlere uzanalım.
6'lı masa ile yapılmak isteneni anlayalım. Sonra da Erdoğan'ın refleksine odaklanalım... Sakın bunları birbirinden ayrı konular gibi de görmeyin. Hepsi bir zincirin halkalarıdır...
Devam...
İsmi çok magazin olsa da Elon Musk bir markadır. TWITTER'ı almak istemesinden sonra adı çok daha fazla medyada yer bulur oldu. Satın aldıktan sonra ise her gün koşulsuz şartsız TV'lerde gazetelerde vardı. Tüm dünyanın yakından tanıdığı bir isim olan Elon Musk, Twitter'ı satın alma sürecini askıya aldıktan sonra açık açık tehdit edildiğini ve suikasta uğrayabileceğini açıkladı.
Ve DEMOKRATLARI işaret etti. Peki dünyanın en zengin isimlerinden olan MUSK'ı kim tehdit ediyordu? Kimse bakmadı.
Gülüp geçildi. Yapılan tehdidin içeriği açıklanmasa da MUSK bir süre sonra pazarlıkları canlandırdı. Sosyal medya devini satın aldı. Sonrasında DEVLETİN KURUMLARININ ŞİRKETE NASIL SIZDIĞINI TEK TEK ANLATTI. Dünya bir anda Twitter'ın içinde seyahat etmeye başlamıştı... Musk ABD'li bir yatırımcıydı. Trump'a yani CUMHURİYETÇİLER'e yakındı.
Buna rağmen karşıdaki güç bu satın almayı onaylamıyordu!
Satışın önüne geçmeseler de şirketin KAZANÇLI durumunu sonlandırmak istiyorlardı.
Daha akıllıca olanını yapıyorlardı yani. Tesla'nın CEO'su Elon Musk'ın Twitter'ı satın almasının ardından Pfizer, Mondelez, Coca Cola ve Unilever gibi 10'a yakın dev şirket, sahne aldı. Twitter'daki reklam harcamalarını durdurdu.
Musk, bu adımın arkasından ilginç bir açıklama yaptı. "Bu organize eylemin arkasındaki isim SOROS'tur" dedi. Soros'a soruşturma açılması gerektiğini belirten Musk, ABD eski Başkanı Obama ile ABD eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da bu duruma destek verdiğini iddia etti.
Musk ayrıca, Soros'un organize ettiği Davos'a gitmeyeceğini de açıkladı. Yani Twitter üzerinden bile uzun zamandır sizlere anlatmaya çabaladığım savaşı görmek mümkündü. Kavga her yerde vardı. ABD'de de, İngiltere'de de, AVRUPA'da da, Türkiye'de de... Rusya ve Çin'de de...
Dünya tarihi akışının tersine HAYALLERİ olan GLOBALİSTLER yani parayı ellerinde tutan KÜRESELCİ EKOL, finans dışında SİYASİ bir hedefe de koşuyordu.
Bunlardan biri de Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyaydı!
Tüm bölgeyi içine alacak şekilde... Parayı elinde tutanlar Trump'ı indiriyor, Bush'a resmen savaş açıyor, Erdoğan ile Putin'i de hedefe koyuyordu.
Çünkü çok para DÜNYAYI YÖNETME İSTEĞİNİ DE beraberinde getiriyordu. Bu da son derece doğaldı... Güç kendini göstermek isterdi! ABD adına parayı elinde tutanlardan biri de BLACKROCK'tu. Çok yazdığım için biliyorsunuz. Koca bir devdi.
Geçtiğimiz hafta savaşla ülkesi yerle bir olan insanları komşu ülkelere dağılan alt yapı üst yapı ne varsa yok olan UKRAYNA'nın lideri Zelensky, Larry Fink ile görüştü. BlackRock'un patronu Fink, Rusya'nın alacağını alıp kenara çekildikten sonra kalan parçanın sahibi olacaktı. Zelensky zaten "Gel buraları kalkındır.
Avrupa'nın en büyük projesine imza atalım" diye yalvarıyordu.
O da yönettiği yatırımcılarla yakında UKRAYNA'ya (Muhtemelen 10 ay sonra) gelecekti.
Seneye savaşı bitirmek en azından belli bir bölgeye sıkıştırma kararı alınmıştı çünkü.
Rusya 4 vilayeti alıyor kenara çekiliyor, kalan büyük parça da ABD'ye gidiyordu.
Washington böylece bizim KUZEYİMİZE Rusya'nın da BATI'sına geliyordu gelecekti...
Ukraynalılar perişan olurken, arka planda KALKINMA PLANI hazırlanıyordu. Zelensky omuzlarına ağır bir yük alıyordu!
Zaten 10 Kasım'da anlaşma imzalanınca gidilecek yol da belli oluyordu...
Bir yanda ABD diğer yanda Rusya... Güzel paylaşım...
Kendi içinde sınıflandırmaları olsa da genel tabloyu Elon Musk ve mücadele ettiği isimler ile şirketler üzerinden okuyabilirdik...
Türkiye'de yaşanan pek çok olayın arkasında olduğu ileri sürülen Soros'u orta noktaya aldığınızda bile sağını solunu görme şansını yakalayabilirdik...
Renkli devrimlerle ismi anılan Soros'un elindeki finansal güçle siyasi ameliyatlar yapmak istemesi doğaldı. Bunu seviyordu da. Gizlemiyordu da... AK PARTİ iktidara geldiğinde KÜRESEL EKOL'e yakın çok ismi bünyesinde barındırıyordu.
Erdoğan dışındaki pek çok isim aslında o tarafa yakındı.
Zaman aktıkça olaylar peş peşe patladıkça PARTİ kendi içinde ayrışıyordu. Tansiyon fırlıyor, Abdullah Gül partiye dönemiyor, Ahmet Davutoğlu ise partiden de BAŞBAKANLIKTAN da gitmek zorunda kalıyordu. Özellikle GEZİ EYLEMLERİ'nden sonra Erdoğan tasfiyelere başlıyor, kendini karşıda konumlandırıyor ve bu güçle mücadele ediyordu.
Bu kavganın KÜRESEL bir boyutu olduğunu en iyi Erdoğan görmüştü. Yaşadıkları ortadaydı.
Bu nedenle AB'ye mesafe koyması kaçınılmazdı. Öyle de oldu. Savaş da başlayınca ortada bir pozisyon da alınsa da RUSYA'dan gelen jestlere kapı aralanıyordu. Çünkü KÜRESELCİ EKOL rakiplerini tasfiye edeceklerini gizlemiyordu.
Erdoğan da Putin de liste başıydı.
Putin mecburen Ankara'ya yanaştı. Hatta CUMHUR İTTİFAKI'nın üyesi gibi oluverdi.
Seçimlerin sonucu kendisini de ilgilendiriyordu. Bunu bilecek kadar deneyimli ve akıllıydı.
Erdoğan, Trump'ın ya da Elon Musk'ın ABD'sini ve Rusya'yı yanına alarak AB'ye ve KÜRESEL EKOL'e karşı seçimlere gidiyordu. Bunu en iyi anlayan Selahattin Demirtaş'tı.
İçeriden olup biteni en net gören isim oydu. 6'lı Masa'nın gideceği istasyon belliydi.
Ancak yola çıkamıyorlardı.
Arkalarında küresel şirketler ağı vardı. Para vardı finans vardı.
Dijital dünya vardı... Sık sık yazdığım gibi buradaki seçimlerin etkisi KÜRESEL ÖLÇEKTE hissedilecekti. Fazlasıyla hem de... Erdoğan kaybederse Rusya da ABD de sarsılacaktı.
Kazanırsa AB fırtınanın büyüğü ile karşılaşacaktı... Bu nedenle Erdoğan, 6'lı MASA'nın beklemediği atakları yapıyor, emekli ve çalışanın yüzünü güldürüyordu. Arayı açıyordu.
Bunu gören Demirtaş da içeriden masayı uyarıp "UYANIN" diyordu... Erdoğan GEZİ'den bu yana karşısındaki EKOL'ü yeniyordu. İçeride dışarıda kazanıyordu. Yine öyle olmaması için bir neden var mı? Ben göremiyorum...
Yine de Demirtaş'ın uyarısını takip edelim. Bakalım MASA uyanacak mı? Tarih tekerrür edecek mi etmeyecek mi? İktidara yeni gelmiş gibi heyecanla işe sarılan Erdoğan, bize bunu gösterecek...