Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 20 Ağustos 2022

Pınk kodu

SONUÇ ne olur bilinmez.
Ancak dengeleri, gidişatı ve oyunu yazmaya gayret ediyorum. Ve hangi şartta olursa olsun EKONOMİK sonuçları değerlendirmeye çabalıyorum. Haliyle beraberinde gelecek olan siyaseti de...
Denklemi de...
Fırsat bulamadım.
Geçtiğimiz günlerde Pink Floyd'un efsane isimlerden ROGER WATERS gizli manşeti attı. Çok kişinin ıskaladığı gerçeği "pat" diye masanın ortasına bıraktı. "Batı isterse Ukrayna'daki savaşa yarın son verebilir" sözleriyle dikkatleri üzerine çeken ünlü isim, "Bence savaş yarın durdurulabilir. Amerikalılar'ın 'Tamam' demesi yeter. O zaman tüm bunlar yarın sona erer" çıkışıyla ana akım medyada yer bulan görüşlerin AKSİNİ savundu. Tıpkı benim yaptığım gibi... Çünkü ortadaki dengeye nereden bakarsanız bakın ABD kazanıyordu. 24 Şubat'tan bu yana yazdığım da bu. AVRUPA'nın kaybedeceği bir oyun başlatıldı. Ancak bizler "SARIŞIN, MAVİ GÖZLÜ" diye bu adamların kendi aralarında mücadele edeceklerini, savaşacaklarını düşünmüyoruz. Aynı inanç paydasından oldukları için de neredeyse hiç ihtimal vermiyoruz. YANILGI BU!
İlk düğme yanlış iliklenince son düğmeye bakmaya gerek kalmaz! WATERS ayrıcı işin arka planını da anlatıyordu:
Savaşı sonlandırmaya niyetleri yok. Son Ukraynalı kalana kadar savaşılmasını istiyorlar.
Eğer bitirmek istiyorlarsa, o zaman neden yapmıyorlar?
Sonuçta bu iş onlara kalmış durumda, hep böyleydi. Bu NATO'nun elinde, ABD Başkanı JOE BIDEN'IN elinde ya da onu kontrol eden kişilerin elinde. Bitirmek istemiyorlar. Kazanılacak muazzam servetler var...
Devam...
Klavyenin başına geçtiğim saatlerde haberler arası sörf yaparken bir de baktım yine UKRAYNA'YA YARDIM HABERİ... Haberde ismi gizli tutulan ABD'LI bir üst düzey yetkili konuşuyordu.
Yetkili, WASHINGTON'UN, Ukrayna ordusuna sağladığı silahların Kırım'daki hedeflere yönelik kullanılmasına izin verdiğini açıklıyordu. Ve ekliyordu: Bunu meşru müdafaa olarak görüyoruz...
Yani ABD aralıksız bir şekilde savaşın devam etmesini istiyordu. Bunun için de gerekli yardımı yapıyor ve savaşı uzatıyordu. Rusya'nın da bundan pek şikayeti yoktu.
Kremlin bir ülkeyle resmen savaşıyor, ordularını yolluyor, büyük para harcıyordu. Ancak rakamlara bakınca işin rengi ortaya çıkıyordu. MOSKOVA yaklaşık 7 aydır süren savaşın sonucunda dış ticaret fazlasını 2.5 katına çıkarıyor ve rakamı 192 milyar dolara yükseltiyordu. Yer altında yer üstünde aldığı zenginliklerin dışında da kazanıyordu.
RUBLE de zaten neredeyse bütün zamanların en değerli noktasına geliyor, DOLAR karşısında sağlam bir yer ediniyordu...
Tam da bu evrede Alman ekonomist JUERGEN MATTHES, savaşın EKONOMİK tarafına odaklanıyor ve ÇİN ile yakınlaşması her geçen gün artan ALMANYA'yı uyarıyordu: Alman ekonomisinin Çin'e olan bağımlılığı, Çin ekonomisinin Almanya'ya olan bağımlılığından çok daha fazla...
Sonrasında da siyasi analiz yaparak "Çin rota değiştirdiği an çaresiz kalırız.
Batarız." diyordu...
Neyse...
Çok seveni olmasa da hatta AVRUPA BİRLİĞİ içinde pek istenmese de Macaristan Başbakanı VİKTOR ORBAN da topa giriyordu...
Konu Rusya'nın işgali, yaptırımlar, savaşın uzaması ve değişecek dengelerdi...
ALMAN medyasına konuşan ORBAN Rusya'ya yönelik AB yaptırımlarının "yanlış hesaplandığını" ve eğer Brüksel tutumunu değiştirmezse, Avrupa ekonomisini mahvedebileceğini söylüyordu.
Ukrayna'nın yardıma ihtiyacı olmasına rağmen, BİRLİĞİN Rusya ile ilgili stratejilerini değiştirmesi gerektiğinin altını çizen Macar Başbakan, "Yaptırımlar Rus ekonomisini istikrarsızlaştırmada başarısız oldu. Moskova'nın askeri operasyonlarını durdurmaya zorlamadı. AB kendi ekonomik istikrarına geniş çapta zarar verdi..." sözleriyle tabloyu özetledi. Ve devam etti:
"Yaptırımlar Ukrayna'ya yardımcı olmuyor, ancak Avrupa ekonomisi için çok kötü. Böyle devam ederse Avrupa ekonomisini öldürecekler... Şu anda gördüğümüz şey dayanılmaz.
Başlangıçta Rusya karşıtı yaptırımlarla kendi ayağımıza kurşun sıktığımızı sanıyordum, ancak şimdi Avrupa ekonomisinin ciğerlerine kurşun sıktığı ve nefes nefese kaldığı açık..." Viktor Orban gerçeklerden kopmadan tabloyu çizmeye devam ediyordu: Bu savaşın, Batı'nın egemenliğini açık bir şekilde sona erdirmesi ihtimali yüksek...
Savaştan sadece kendi enerji kaynaklarına sahip olanlar kazanıyor. Ruslar para kazanıyor. AB'nin Rusya'dan yaptığı ithalat dörtte bir oranında düştü, ancak Gazprom'un gelirleri iki katına çıktı. Daha önce Araplara bağımlı olan Çinliler kazandı. Ve elbette, büyük Amerikan şirketleri de durumdan faydalanıyor...
Avrupa'nın ordusu yok.
NATO işin arka planındaki OYUN KURUCU zaten.
Yaptırımlar askeri güçle desteklenmeyince RUSYA ilerliyor, ABD Ukrayna'ya silah yolluyor, savaş sürüyor, AVRUPA kaybediyordu. Aslında 24 Şubat'tan bu yana yazdıklarımı ORBAN da onaylıyordu.
Bunun ikinci bir şıkkı yoktu.
Sadece sağlıklı bakmak yetecekti. KÜRESEL EKONOMİK bir mücadele veriliyordu. Ülkelerin rolleri de belliydi. Rusya, AB'yi dağıtmakla ve Çin'le aralarını açmakla görevliydi. Moskova savaşta olduğu halde parası değer kazanıyor ENERJİ FİYATLARINI istediği gibi belirliyordu. AVRUPA'YI GAZ SANCISI tutuyordu!
İÇ içe geçmiş bir kurgu ile karşı karşıya da olsak ABD ve RUSYA'nın DÜŞMAN KARDEŞLER modeli üzerinden AB ile ÇİN'i ayrıştırdığını görmek zorundaydık. Operasyon buydu. Ukrayna'nın savaşı kazanma ihtimali yokken neden silah yollanırdı ki!
Orantısız bir güce karşı verilecek silahlar hangi görevi yerine getirebilirdi... Rusya'nın canının yanması savaşın uzamasından başka neye yarardı ki!
Bu küresel dengenin sonucu olarak içeride de muhalefetin kazanma ihtimali giderek düşecekti. Formaları çıkarıp bakarsak bunu görmek zor değildi. Başkan Erdoğan'ın her gün sahne aldığı KÜRESEL PLATFORMDA 6'lı masanın pek etkisi olacak gibi durmuyordu... Gerçeklerle temenniler farklıydı...