Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 23 Ekim 2021

Parayı izle

PERDENİN önünde izlediklerimiz ne kadar gerçek? Arka planla ilgili kim ne biliyor? Sanırım sorulması gerekenler bunlar... Başkan Erdoğan, Afrika dönüşünde önemli mesajlar verdi.
Bunlardan biri OSMAN KAVALA içindi... Başkan Erdoğan, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. "Soros artığı" olarak nitelendirdiği Osman Kavala'nın serbest bırakılması için ortak açıklama yapan ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçilerini sert ifadelerle hedef aldı.
Erdoğan, "Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz" diye konuştu.
Erdoğan sık sık "HUKUK GEREĞİNİ YAPAR. BENİM DAHİL OLMA ŞANSIM YOK" diyerek karşı tarafı itiyor.
Avrupa merkezli basınç da azalmıyor, artıyor! Silivri'de 4 yıldır tutuklu bulunan işadamı Osman Kavala'nın tutukluluk halinin sona ermesi için Avrupa'dan yapılan çağrılar devam ediyor. Aralıksız! Almanya 'Osman Kavala serbest bırakılsın' çağrısını yineledi.
Almanya hatta Erdoğan'ın BÜYÜKELÇİLER ile ilgi sözleri için "NOT ETTİK" ifadesini kullandı.
Bir diğer gerilim alanı da GRİ LİSTE'ydi!
Türkiye, FATF tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda yeterince çaba göstermediği gerekçesi ile "gri liste"ye alınıyordu. Bu karar üzerine saygın medya kuruluşları anında "TÜRKİYE'DEN YATIRIMCI VE PARA
ÇIKIŞI YAŞANABİLİR" manşetleri atıyor, son dakika olarak bu haberi geçiyordu...
İçişleri Bakanı Soylu da haklı olarak tepki gösteriyor ve çıtayı yukarıya taşıyordu:
"Bu kadar yüzsüzlük olabilir. Bir eksiğimiz vardı.
Osman Kavala'yı serbest bırakmadık, Demirtaş'ı serbest bırakmadık. PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık.
Bu kararın siyasi bir karar olduğunu düşünüyoruz..." SİYASETEN DURUM
BÖYLE! Uzaktan baktığımızda "Büyük mücadele var. Gerginlik daha da artacak..." diye düşünmemiz kadar doğal bir şey yok!
Ancak bunların yanında görünmeyen, öne çıkmayan gelişmeler vardı! Ki bence bu çok değerli ve önemliydi...
Dün de yazdığım gibi Erdoğan'ın İHRACAT ISRARINI anlamalı ve görmeliydik. Erdoğan ille de "İHRACAT" diye bastırıyordu.. Yani üreten Türkiye...
Devam...
Olumsuz haberlerin gölgesinde kaldı, pek öne çıkarılmadı! Birkaç gün önce Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Markus Slevogt önemli bir çıkış yaptı.
Zaten haber yapılmasa da AVRUPA KAYNAKLI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE'ye geleceği sık sık tekrarlanıyordu. Slevogt, "Alman sermaye iştiraki olan veya Almanya ile iş yapan, ticaret yapan 7 bin 500'den fazla şirketimiz var. Güçlü bir işbirliğine sahibiz. Gururluyuz.." diyordu. Türkiye ve Avrupa Birliği'nin stratejik ortaklar olarak birbirlerine ihtiyacı olduğunu ifade eden Slevogt, "Bu bölgede en geniş ağa ve en geniş etkiye sahip ülke olarak Türkiye, AB ve Almanya'nın da bu bölgede stratejik çıkarlarını güvence altına almasına yardımcı olacaktır" dedi.
Bu cümle başlı başına manifesto gibiydi! Ve devamı vardı!
"Türkiye'nin Avrupa üretim merkezleri için daha sağlam bir tedarik zinciri oluşturacağı düşünülüyor!
Asya'da COVİD-19'la ilişkili tedarik zincirinde yaşanan problemleri gördük. İlgili virüsün şu anda hangi varyantı olursa olsun ağırlıklı olarak Vietnam ve Bangladeş'i ciddi şekilde etkilediğini görüyoruz. Üretim alanlarını kapatmak zorunda kaldılar.
Tekstil, spor giyim veya spor ayakkabı sektörü şu anda olumsuz etkileniyor.
Noel'de spor ayakkabısı bile bulamayabiliriz" diyerek değişen dengeyi özetledi!
Açalım...
Hem NATO'da hem G-7 Zirvesinde ÇİN'in kontrol edilmesi gerektiği öne çıkartıldı. Çin'in kontrol edilmesi için ÜRETİMİN BELLİ BİR KISMININ BAŞKA ÜLKELERE KAYMASI GEREKİYORDU...
Türkiye de Meksika gibi Brezilya gibi birkaç ülkeden biriydi! Evergreen'in yan yatıp SÜVEYŞ KANALI'nı kapatmasını unutmayın! CIA için çalışan bir gemiydi. Bir akıl ÇİN'i biraz geri vitese atmak istiyordu.
TEDARİK ZİNCİRİNİ KOPARTIYORDU!
Bunun gibi garip bir şekilde Çin'de elektrik sıkıntıları yaşanıyordu. Kömür bulmakta zorlanıyordu. Ve açıklanmasa da VİRÜS ÜLKENİN KUZEYİNİ
FENA VURUYORDU!
Çin'in emlak kralı EVER GRANDE krizi de ekonomik erozyona katkı veriyordu. Bu iklimde Türkiye'nin İHRACATI artıyordu. AVRUPA ile ticari ilişkimiz ortadaydı.
10 kalem malın 6'sını AB'ye yolluyorduk. Çin'den 30 günde gelecek olan mal çok daha ucuza, üç günde Türkiye'den AVRUPA'ya gidiyordu!
Bu da cazibe merkezi olarak TÜRKİYE'yi öne çıkarıyordu. Ve çıkaracaktı!
Bu nedenle MERKEZ BANKASI faizleri aşağı çekiyor yatırımcıya kredinin yolunu açıyordu.
Yükselen DÖVİZ de TÜRK ÜRÜNLERİNİN rakipsiz olmasını sağlıyordu. Yakın zamanda İHRACAT rakamları daha da artacaktı.
Türkiye üretecekti.
AVRUPALI şirketler de gelecekti... Yani perde önündeki kavga çok gerçek, çok yakıcı olsa AVRUPA EKONOMİK STRATEJİK
PARTNER OLARAK TÜRKİYE'Yİ DÜŞÜNÜR MÜYDÜ!
Acaba tartışılan konular gerçekte olanın çok uzağında mı? Dün de yazdığım gibi Erdoğan bindiği dalı neden kessin! Bir stratejisi olmasa bunu yapar mı?
2 yıl içinde TÜRKİYE İHRACATTA TARİHTE GÖRÜLMEMİŞ REKORLARI KIRACAK.
Amaç bu. Hedef bu. Her zaman yapılması gerektiği gibi sanırım PARAYI takip etmeliyiz...
İngiltere'nin Atina, Lefkoşa ve Ankara büyükelçilerinin katıldığı gizli toplantının arka planında ANKARA'nın AVRUPA dengesine oynamasının payı var mı? Merkel'in veda ziyareti için buraya gelmesi de unutulmamalı...
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş olayları tartışılırken AVRUPA'nın geleceğini burada araması ilginç değil mi!