Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 29 Aralık 2020

Güç gösterisi!

GÜNLÜK siyasi tartışmalar, partilerin pencerelerinden yapılan yorumlar, isimlerin ortaya atılması, tansiyon odaklı çıkışlar bizde bol... Sıkıntısı çekilen bir durum da değil... Oysa herkesin yeni kurulan dünyaya odaklanması şart. Türkiye'nin gittiği yön, aldığı mesafe, kurduğu ittifaklar ve açtığı cepheler önemli... Bunu anladığımızda DIŞİŞLERİ'nden MİT'e, MEDYADAN EKONOMİYE kadar her şeyi bir KILAVUZ eşliğinde okuyabiliriz...
Yüzlerce kez yazdığım gibi Türkiye'nin DIŞARIDA kurduğu DENGE içerideki siyaseti belirler...
Açalım... Ve anlayalım...
Libya, 24 Aralık'ta bağımsızlığının 69'uncu yılını kutladı. Halife Hafter, Türk askerine yönelik tehdit dolu açıklamalarda bulundu. Hafter, "Tüm kuvvetlerimizi Libya'daki Türk kuvvetlerine karşı savaşa hazır olmaya çağırıyorum...
Sömürge yanılsamalarınızın çağı sona erdi. Barışçıl mı yoksa zorla mı ayrılacağınızı seçmek zorundasınız..." dedi. Hafter'in ne söylediğinden çok arkasındaki gücün ne söylettiği önemliydi... İlk bakışta bile Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin Hafter'in arkasında olduğunu görmek zor değil. Peki konu MISIR ve BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ olunca 2017'de de KATAR karşıtı KOALİSYONU burada görebilir miyiz? Elbette...
Son tahlilde MISIR konu olunca SİSİ ve yaptığı darbenin ABD'de her zaman kabul gördüğü ortada.
Başkan Obama da Trump da SİSİ konusunda hiç ayrı düşmediler.
Washington Kahire'yi hep destekledi... Aynı şey KÖRFEZ ülkeleri için de geçerliydi. Yani TÜRK ASKERİNİ TÜRK DEVLETİNİ tehdit eden Hafter değil arasındaki GÖRÜNEN koalisyondu... Hafter, uzun bir süre ortada yoktu geldi ve bu açıklamaya yaptı. Peki sonra hemen arkasından ne oldu?
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Kuvvet Komutanları ile Libya'ya gitti. Resmen gövde gösterisi yapıldı. Akar, Hafter'e anlayacağı dilden cevap verdi: "Bu savaş suçlusu, cani, yani katil Hafter ve destekçileri bilmelidirler ki Türk unsurlarına yapılacak herhangi bir saldırı girişiminde katil Hafter unsurları her yerde meşru hedef olarak görülecektir. Bunu akıllarına soksunlar. Böyle bir hareketi yaptıktan sonra kaçacak yer bulamazlar. Dolayısıyla herkes aklını başına toplasın..." Peki bütün bunları nasıl okumalıydık? Kim nereye düşüyordu? Kim kiminle yürüyordu? Sanırım üzerinde en az durduğumuz sorular bunlardı...
Hem de YENİ BİR KÜRESEL DENGE ARAYIŞI hatta SAVAŞI sürerken...
Türkiye'nin attığı her adım KATAR-AZERBAYCAN-LİBYA
ÜÇGENİNDE yani bu arada kalan bölgede, kimseyi dinlemeyeceğinin göstergesiydi. Haritayı açıp bakın.
Tarif etmeye çalıştığım bölge AKDENİZ'i de KÖRFEZ'i de, KIZILDENİZ'i de kapsamakta...
Bir de buna SOMALİ-CİBUTİ- SUDAN hamlelerini eklediğinizde Türkiye'nin gittiği yönü de yapmak istediğini de anlarsınız...
2013 yılında hem dünyada hem Türkiye'de yaşanan KIRILMALAR herkesi yeni İTTİFAKLAR içine itti. Arayış kaçınılmazdı. Öyle de oldu. Ankara özellikle 15 Temmuz'dan sonra Londra ile yepyeni bir köprü kurdu. İngiltere zaten BREXIT'le yeni bir kurgunun peşine düştüğünü düşeceğini ilan ediyordu. Ancak Türkiye olmadan atacağı adımlar alacağı mesafe çok da uzun soluklu olmazdı. Çin üzerinden yepyeni bir KUŞAK YOL geliyordu. Ancak burada hayati önem taşıyan Rusya-İran- Türkiye vardı. Bunlar olmadan Çin'den bir kalem bile buralara gelemezdi...
Coğrafya kaderdi ve Türkiye bulunduğu yer itibariyle eşsizdi...
BİLEŞKE oluşunca yani İNGİLTERE AÇIK ÇEK verince Türk askeri her yerde görülmeye ve dediğini yaptırmaya başladı.
İçeride duran iç sorunlarla uğraşan MEHMETÇİK bir anda Suriye'de, Azerbaycan'da ve Libya'da bayrak göstermeye başladı. Yukarıda tanımı yaptığım KATAR-AZERBAYCAN-LİBYA üçgeni içinde kalan denizlerde TÜRK DONANMASI zaten rakipsizdi. Bunu dost düşman herkes biliyordu... Türkiye bir eliyle KAFKASYA'yı diğer eliyle de ORTADOĞU-AFRİKA'yı tutuyordu... Çin üzerinden kurulacak yeni dünya için ROL alıyordu. Güç gösteriyordu. Haliyle büyük oyuncu olarak üst perdeden konuşuyordu...
Halife Hafter ya da Sisi karşı BLOK'un sözcüleriydi. Akar'ın Libya'da bulunduğu gün MISIR heyetinin de TRABLUS'a inmesi bu nedenle şaşırtıcı değildi...
Başkan Erdoğan, BM ziyaretleri için gittiği New York'ta hem OBAMA hem TRUMP döneminde "MASADA SİSİ" var diye yemeğe katılmıyordu. Aslında Mursi'nin ölümünden sonra yolların ayrıldığını Mısır ve Türkiye'nin farklı noktaya geldiğini ilan ediyordu...
Aslında BÖLÜNME ve SAVAŞ hiç bilmediğimiz DEHLİZLERDE gerçekleşiyordu... Derin İnglitere-Rothschild-Sefaradlar- Aşkenazlar-Masonlar-Kuru Kafa Cemiyeti- CIA-Bilderberg-Vatikan- Rockefeller-Şövalye grupları gibi çok net bilgi sahibi olunmayan yapılar arasındaydı...
Erdoğan 2013'te ABD'ye gidiyor, geldikten sonra GEZİ de 17-25 ARALIK da hayata geçiyordu... SİSİ'yi yanından eksik etmeyen OBAMA en çok nerede kabul görüyordu? Seviliyordu?
Elbette ALMANYA ve VATİKAN ekseninde. Londra'ya gittiği zaman ZENCİ UŞAK tablosu saksıyla kapatılıyordu! Skandala geçit vermemek için... Cambridge Dükü William ile eşi Kate Middleton Kensington Sarayı'nda Obamalar'ı ağırlıyordu ancak kamuflaş kaçınılmazdı... Salonun ortasında duran tablo o günde bu gün de oradaydı! Obama'ya ve temsil ettiği akıma en net mesaj duvardaki tablodan verilmekteydi.
Hatırlayın! Daha geçtiğimiz günlerde Şampiyonlar Ligi'nde Fransa'nın PSG takımıyla karşılaşan Başakşehir, maçı aynı KELİME nedeniyle bırakıyor ve dünyaya manşet oluyordu. Maçın 22. dakikası oynandığı sırada Başakşehir Yardımcı Antrenörü Pierre Webo, 4. hakem tarafından kendisine ırkçı ifade kullanıldığını belirtip tepki gösterdi. Webo'ya kırmızı kart verildi. "Negro" kelimesini duyan DEMBA BA geceye damga vurdu... PSG'li oyuncular da tepkiye katıldı.
Başakşehir dik durdu. O kafaya geri adım attırıldı!
İşte bunun daha büyüğü Kensington Sarayı'nda olacaktı ancak dikkatli gözler engelledi...
Tüm bu ayrılmalar savrulmalar ve yeni ittifaklar nedeniyle LONDRA'dan önemli bir sermaye de FRANKFURT'a akmakta... Türkiye şu an LONDRA'nın gücünü yanına alıp ekseni genişlettikçe genişletmekte... Bu net! Çin de Rusya da İran da bundan şikayetçi değil. Olmayacaklar da zaten... Bakılması gereken ALMANYA-ABD ekseni...
Sanırım bir de SEFERADLAR'ın ve AŞKENAZLAR'ın nasıl tavır alacağı... İçeriden bakacak olursak bütün muhalefet bir yana AK PARTİ-MHP bir yana...
Vatan Partisi de Rusya üzerinden Londra'ya yakındır... Dünyanın tepesindeki AYRILMA net olarak içeride de siyasetin üzerinde görülmekte... AÇIK ve NET!
Eskiye gidip hatırlayın! Türkiye'ye KOMÜNİZM'le mücadele görevi verilmişti. DEVLET bütün gücüyle asla ve kat'a Türkiye'ye gelme ihtimali bulunmayan KOMÜNİZMLE savaşıyordu. Ve hiçbir PAY almadan. Şimdi ise BÜYÜK BİR VAADİN peşinden giden bir akıl var... Muhalefet de hem buna hem gidilen yöne karşı...
Savaşın, mücadelenin tonuna DERİNLEMESİNE bilmediğimiz yapılar karar verecektir...Bakalım...