İSTANBUL seçimleri asla ve kat'a sadece İSTANBUL seçimi değildir.
Konu sadece bir BELEDİYE BAŞKANI seçmek ise hiç değildir. Bu nedenle kartlar son güne kadar çekilecektir. Öcalan ile konuşmak, avukatları ile mektup göndermesinin sağlanması, HDP'nin bunun karşısında aldığı pozisyon, mektubu deşifre ediş biçimleri, MHP'nin konumu gibi pek çok soru gündemde.
Merak edildiği aşikar. Ben olaylara hiç konuşulduğu şekliyle bakmıyorum. Elbette yaşananlar önemli! Ama bütün hareketleri bir çatı altına topladığımızda karşımıza ne çıkacak! Sanırım buna yoğunlaşmak çok daha mantıklı. Açalım...
ABD BAŞKANLIK ile yönetilir.
CUMHURİYETÇİLER ve DEMOKRATLAR Beyaz Saray'ı almak için mücadele eder. İKİ EKOL, İKİ MODEL ÇATIŞIR VE SAVAŞIR!
Düne kadar gizlice yapılan bu mücadele Hillary Clinton'un seçilememesi nedeniyle şimdi açıktan yapılmaktadır. Dünyanın her yerinde! Theresa May'in, Merkel'in gitmesinin, Macron'un zedelenmesinin nedeni ABD içindeki savaştır. Bunun kıtalara yansımasıdır. ABD iki sermaye grubunun çatışması üzerine BAŞKANLIK modeline sarılmıştır.
PARANIN getirdiği bir sonuçtur bu!
Kuzey-Güney savaşında da bu vardı.
Pamukla yürümek isteyen sermaye ile kuzeyde sanayi ile yürümek isteyenlerin mücadelesine dönmüştü. O gün de bugün de iki sermaye iktidar için yürür! İç savaştan çıkan bir sonuçtur bu!
Gelelim Türkiye'ye...
Türkiye, PKK terörüyle çok acı çekti.
Konu Türkiye olunca, Ortadoğu'nun merkezi olunca bütün oyuncular topa girdi. Teröristbaşı Öcalan'ın SURİYE'den çıktığı zaman dilimine iyi bakın! Ülke ülke dolaştı. Sığınma istedi. İtalya'dan Rusya'ya, Hollanda'dan Kenya'ya kadar.
Neden bu ülkelere başvurdu? Biliyordu ki hepsi PKK'nın yanındaydı! Kim destek verdiyse hepsinin kapısını çaldı. Ancak kabul görmedi. CIA devreye girdi. Zaten PKK'yı siyasetin içine çekmek istiyorlardı.
Plan tuttu! "ASILMAMAK" kaydıyla Kenya'da tek bir KÜRT'ün bile olmadığı coğrafyadan alındı, bize verildi. Öcalan'ın kim olduğu, ne yaptığı benim konum değil.
Oraya girmek istemem... Öcalan artık İmralı'daydı. O orada bulunurken siyaseten HDP filizlendi. Demirtaş öne çıktı. Selahattin Demirtaş'ın da önemli bir AĞ'ı vardı. Avrupa'dan ABD'ye kadar uzanacak bir akımı temsil ediyordu.
Gelin biraz geri gidelim...
Öcalan'ın İMRALI ZABITLARI diye manşet yapılan sözlerini hatırlayın! Orada ısrarla yeni oluşumun merkezini yani ABD'deki koordinatları veriyor ve bu çok güçlü bir oluşum diyordu. Dikkat edilmesi gerektiğini söylüyordu... Kişiler üzerinden, isimler üzerinden giderek tabloyu tanımlıyordu...
Derken zaman aktı, Türkiye Çin'den HAVA SAVUNMA SİTEMİ almak için adım attı. Anında KOBANİ olayları patladı. Dünyanın gündemine oturdu. Türkiye bu projeden vazgeçti.
50 vatandaşımız can verdi. Türkiye daha sonra 15 Temmuz'u yaşayınca S-400 ile ilgili adımlarını sıklaştırdı Yakında da gelecek belli ki! O tarihlerde AMERİKALI DOSTUMUN sözünü aktarmıştım... "15 Temmuz başarılı olsa burada Trump değil Hillary Başkan olacaktı..." ABD'nin içinde olduğu gibi İngiltere'de de, Türkiye'de de, Almanya'da da iki akım var! Bu akımlar PKK ve uzantıları içinde de mevcut! Türkiye BAŞKANLIK tercihi ile zaten İKİ KUTUPLU bir siyasetin yaşayacağı bir iklime geçti. ABD'de nasıl DEMOKRATLAR varsa burada da CHP-İYİ PARTİ-HDP-SAADET, nasıl CUMHURİYETÇİLER varsa burada da AK PARTİ ve MHP olacaktı.
Aslında parça parça gördüğümüz her gelişme TÜRKİYE'de BAŞKANLIK sistemini oturtmaya yarıyordu. Bu sistem otururken ABD'de PARA, burada ise SİYASET çarpışıyor ve ikiye ayrılıyordu.
Kabul etmemiz gerekir ki burada iki farklı sermaye grubu yok. TÜSİAD paraya hakim. Bu nedenle PARA üzerinden yeni sisteme geçmek kolay değildi. ÖYLE İKİ SINIF YOK ÇÜNKÜ! Geriye kalan ŞIK masaya geliyor ve onun üzerinden gidiliyordu. Belki şimdi anlamıyoruz ama BAŞKANLIK sistemi devam eder ve oturursa ileride bu partiler kalmayacaktı.
AKIMLARI içinde barındıran iki merkez ortaya çıkacaktı. HDP belli oldu ki burada bölgenin dizaynı konusunda DEMOKRATLAR ile yan yana gelecekti, o kutupta yer alacaktı. CHP de orada bulunacaktı. CUMHURİYETÇİLER ise DEVLETİN gücünü öne çıkartıp güçlü ANKARA ile bölgede oyun kurmak isteyecekti. Bu ikiye ayrılma hali CHP'de de AK PARTİ'de de yaşanacaktı. AK Parti'de görev alan çok önemli isimler DEMOKRATLARLA yürüyecekti. ABD'de yakın oldukları DEMOKRATLARA burada da sıcak bakacaklardı. CHP içindeki çok kişi de Türkiye'nin hassasiyetleri açısından partilerinden kopup CUMHURİYETÇİLERLE aynı çizgide olacaktı. SİYASET YAPMANIN ŞEKLİ DEĞİŞECEKTİ... İDEOLOJİ üzerinden değil reel politik üzerinden gidilecekti.
Meseala Trump ve arkasındaki güç burada CUMHURİYETÇİLER ile olacaktı. Hillary Clinton ve arkasındaki güç ise DEMOKRATLARLA...
Merkel KÜRT KARTI nedeniyle "Cumhuriyetçiler" derken "Cinping DEMOKRATLAR" diyebilirdi! Dünya üzerindeki çatışma hali burada da kök salacaktı. Ve bu bugünden yarına bitecek bir YAPILANMA değildi. Sancı uzun bir süre devam edecekti... Bu denklemde "Öcalan ile Demirtaş aynı kareye düşer mi?" Soru bu! EN azından iki gündür sorulan bu! Bence düşmez... CIA Öcalan'ı PKK'nın başında tutmak için yıllar önce FAYSAL DUNLAYICI'yı (Kani Yılmaz) öldürmüştü. ALMANLAR'ın PKK'yı ele geçirme operasyonu olan yeni lider Dunlayıcı öldürülünce örgüt ABD'nin gücünde şekillenmişti... ABD de PKK'yı siyasetin içine çekiyordu.
Siyasetin başlangıcı olan adımı atarken yine operasyon içinde operasyon yapıyordu! 28 ŞUBAT RÜZGARI içinde FETULLAH GÜLEN'i alıyor, ÖCALAN'ı veriyordu! Türkiye bu iki isim ve arkalarındaki güçle mücadele ediyordu...
Adamlar 40 yıllık planlarla gelirken biz günlük işlerle uğraşıyorduk... Sıkıştığımız zaman da "İsrail'i koruma altına alacaklar" diyerek kimsenin inanmadığı tezlerle yolumuza devam ediyorduk. İsrail'i korumak için KÜRT DEVLETİ'ne gerek yok. Mesela bugün KÜRTLER'İN DEVLETİ YOK! İsrail'in korumasız olduğunu düşünen var mı peki! Devam...
Demirtaş PKK'nın bölgedeki yeni görevi ve evrimi neticesinde SİYASETEN figür.
Öcalan da öyle. PKK'nın YPG'nin bölgeki rolü itibariyle iki isim de mücadele halinde.
Bir yanda YPG üzerinden KÜRTLER üzerinden bölgeyi dizayn etmek isteyen güç, öte yanda PKK-YPG üzerinden oluşumlara set çeken Türkiye... Kavga bu!
Modeller ve çıkarlar çatışmakta...
Ankara, İMRALI ile görüşürken BARIŞ SÜRECİ devreye girerken birileri bunu bozdu! İstemedi. Yoldan çıkarttı!
Zaten OSLO'da sızıntı başlamıştı... Bütün kavga BÖLGENİN VE DÜNYANIN ALACAĞI SON ŞEKİLLE İLGİLİYDİ.
YPG'ye verilen yüzlerce TIR silah ne için yollanıyordu! Trump istemesine rağmen ABD'li askerleri bölgeden çekemiyordu!
Çekemezdi de... Kavga aklımızın alacağından daha büyüktür. Ve tırmanarak sürecektir... İzleyin bakın neler olacak...
NOT: Trump İran'ı "Vuracağım" dedi, vazgeçti. İddia bu! Ama petrol fiyatları fırladı! Zarar eden kim? Çin!
Vurmuş kadar oldu yani...