ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton geldi. Tartışmalar başladı.
Umdukları ilgiyi bulamadılar.
Peki arka planda neler oluyordu? Gazeteler ve televizyonlara yansımayan neler vardı? Gelin isterseniz ekran önünde yaşananları bırakıp sahnenin diğer tarafına geçelim... Belki daha anlaşılır olur. Belki gerçek mücadeleyi daha yakından tanırız!
Kaç zamandır yazıyorum.
ABD ve Suriye ilişkisini...
Yine oradan ilerleyelim...
Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri varlığını Suriye'den çekeceğine inanmak güç. Hatta komik. Suriye, Washington'ın gelecek planlarında Kürt devleti için önemli bir zemindi.
Bugün de aynı durum geçerli.
Şimdi Amerikan askerlerinin Suriye'den ayrıldığını kabul edelim. Peki Suriye'nin komşuları kimler?
Türkiye...
ABD'nin Türkiye'de birçok askeri üssü var mı?
VAR!
İsrail... ABD'nin ülke dışında en güvende olduğu ülke.
Tartışmasız! İsrail'in tüm üsleri Amerikan kontrolünde mi? Evet öyle...
Lübnan? Burada da iki gizli etkili üssü var! Stratejik olarak çok önem taşımaktadır.
Ürdün ve Irak'taki Amerikan üsleri de Suriye'ye her an müdahale edecek özelliktedir.
İki ihtimalde de Suriye'den ayrılan bir Amerikan askeri varlığı yok. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton önce İsrail'e ardından da Türkiye ziyaretinde, özellikle İsrail'de, diğer askeri üslerin Kürt oluşumuna karşı başlatılacak operasyonlara alınacak önlemleri görüştü.
YPG'yi korumak için nelerin yapılması gerektiğini görüştü yani... Tel Aviv'de İncirlik Üssü'nün komutanı, İsrail Genelkurmay Başkanlığı görevini 15 Ocak'ta Gadi Eizenkot'tan devralacak olan Aviv Koçavi, Ürdün, Lübnan ve Irak'taki Amerikalı komutanlarla bir araya geldi.
Konu YPG'nin korunması...
İsrail'de yaptığı açıklama da toplantıdan sonraki ilk sözlerdi.
Bolton önemli biri. Aynı Michael Flynn gibi önemli.
Ancak Flynn, Amerikan kırmızı kitabına aykırı davrandığı için bugün hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Robert Mueller bugün Flynn'e istediği her sözü söyletecek durumda. Flynn, Amerikan derin devletinin gücünü acı derslerle gördü çünkü. Flynn'in görevden alınmasının nedenlerinden biri de YPG ve PKK'ya sıcak bakmamasıydı. Haklı olarak çözüm odaklı ve Ankara eksenli bakıyordu. Adamı götürdüler!
Bolton, Türkiye karşıtlığıyla bilinen biridir.
Hiçbir ortamda Türkler'le ortak çalışmak istemeyen Bolton'ın bu tavrı Derin Amerika tarafından hep takdir görür. Flynn'ın tersi durum söz konusu burada!
Trump, Flynn'i çok severdi, Bolton'ı ise hiç sevmez.
Eğer Trump'ın gücü olsaydı, Bolton o göreve atanmazdı.
Hatta Başkan Trump pek çok toplantıda BOLTON'a "Mike" diye hitap eder.
İddiaya göre wTrump hala Flynn'ı yanında görmek istediğini böyle anlatır...
Ve "Benim danışmanım görevde olmasa bile Mike Flynn'dır" mesajı verir...
ABD kuvvetlerinin Irak ve Ürdün sınırlarına yakın Suriye'deki El-Tanf üssünde de büyük hareketlilik var.
Amerikan ordusu bu bölgeyi askerle donatacak.
YPG bölgesiyle de irtibat halinde olacak olan El-Tanf, Bolton'ın üzerinde titizlikle durduğu bir nokta.
Çünkü Ürdün ve Irak'ta yaşanabilecek bir gelişmeye de buradan müdahale etmeyi planlayan Pentagon, bu konuda Bolton'ın fikirlerini kabul ediyor.
Bu arada Trump sıkıntıda. Başkan Trump'ın güç kaybettiğini U dönüşü açıklamalarıyla dünyaya ilan eder gibi bir tavır içinde...
Trump gibi akıllı birinin U dönüşlerinde DERİN ABD'yi veya PENTAGON'u işaret ettiğini görmek hiç zor değil...
Pentagon da, Trump'ın güçsüz biri olarak Beyaz Saray'da kalmasını istemez, isteyemez. Her ne koşulda olursa olsun ABD Başkanı, dünyanın en güçlü kişisidir.
Bu durum bile Pentagon'un gücüne güç katar.
O nedenle Pentagon, Trump'ı çevrelemek için Bolton'ı o pozisyona gönderdi. Ancak Trump büyük bir savaş ilanında bulunup da Bolton'ı görevden alabilir mi?
Yaptığı çılgınlıklara bakarsak, ki 68 kişiyi görevden alan biri, 69. hamle için çok düşünmeyebilir. İşte o zaman ABD içindeki çatışmanın ortada yaşanmasının önü açılır ki, bu Avrupa'yı da Asya'yı da Afrika'yı da Ortadoğu'yu da etkiler.
Bolton'ın Tel Aviv zirvesinde Akdeniz konuşuldu mu? Bolton, Akdeniz'i Amerikan denizi olarak görüyor.
Bu da Pentagon'un ona anlattığı bir sonuç.
Bolton, Trump'ın Suriye'den çekileceğini açıklamasının ardından program dışı Moskova'ya gitmesi, Putin'le görüşmesi çok önemli. Çünkü Türkiye her ne kadar Rusya ile çok yakın ilişkiler kurmayı başarsa da, Suriye'de Rusya ile ABD'nin çıkarlarına engel ülke Türkiye.
Çünkü ANKARA milli çizgide yürürken bunu net olarak hissettiriyor... Bu da Rusya ile ABD'yi Türkiye konusunda buluşturuyor ve ortaklığa itiyor. En azından böyle bir yol arayışına girmek, denemek istiyorlar...
Eğer ABD, Suriye'deki yetkilerinin bir kısmını Rusya'ya bırakırsa, YPG'nin yeni patronu Moskova olur. Bunu daha önce de yazdım. İşaretler var mı?
Var...
Yani böyle bir devir-teslimde Türkiye, Rusya ile ilişkilerini tekrar gözden geçirmek zorunda kalır.
Bu da Washington'ın elini güçlendirir. O nedenle bölgedeki gerilimin artacağı Bolton'un ziyareti ile kesinleşti.
BOLTON boşuna buralara gönderilmedi.
Dikkatli olunması, dikkatle adım atılması gereken bir dönem.
2019 hiç ama hiç iyi şeyleri haber verecek gibi durmuyor.
İzleyelim...
NOT: Ankara Bolton'un kiminle nerede ne konuştuğunu bildiği için net tavır gösterdi. Ajandasına hakim olduğu için ilgiyi esirgedi!
Washington bunu anladı. Anladı ama umarım hatalarını fark etmişlerdir!