Ergün Diler

ERGÜN DİLER

Tarihi 16 Şubat 2015

Hoca!

Türkiye'ye dönerken tam Atlas Okyanusu'nun üzerinde HOCA aklıma geldi! Seyahat öncesi konuşmuştum! Ancak sesi hiç iyi değildi! "En kısa zamanda geleceğim!" diyerek telefonu kapattım!
Kısmet olmadı! Son konuşma uçakta aklıma düştüğünde HOCA vefat etmişti! Gördüğüm en AKILLI, en onurlu, en namuslu, en vatansever insandı! Hep eksik anlaşılmıştı! Akıl konforu belli düzeyde olmayan birinin onu anlaması zaman alırdı!
MİT'e nasıl girdiğini, nasıl okuduğunu, nasıl evlendiğini, ne zorluklar çektiğini, nasıl ele geçirildiğimizi, nasıl uyutulduğumuzu, kimin kime çalıştığını saatlerce konuşurduk! Yazmadığım, yazamayacağım pek çok şeyi paylaştı! Güvenirdi!
Ben de çok sever ve sayardım! Hastalığını da düzelmeye başladığı zamanı da yaşadım! İhmal etmemeye çalıştım! Şükran Hanım her defasında bizi elleriyle demlediği çayla başbaşa bırakarak en büyük desteği verdi! O bana anlattıklarıyla ben de dinlediklerimle sonsuz mutlu oluyorduk! Bence HOCALARIN HOCASIYDI! Çok başkaydı!
Yanyana geldiğimizde SORULAR havada uçuşurdu! Sohbetlerimiz kesinlikle bir ortak nokta bulduktan sonra biterdi! Türkiye, kendisini çok seven bir insanı kaybetti! Bazen insan ne kaybettiğini bilmez! MAHİR KAYNAK HOCA giderken, bizi yalnız bırakırken geride kocaman bir gölgesi kalıyordu! Hiç silinmeyecek bir iz! Allah rahmet etsin... Mekanı cennet olsun! Onu çok özleyeceğiz...
Ben kıtalararası uçarken Amerika'daki dostum bana ulaşmaya çalışmış! Allah'tan bizim arkadaşlar devreye girdi de iletişim bir şekilde sağlandı! Ortalığın gerildiğini gördüğüm, içeride birilerinin rahat durmadığını bildiğim için sorular sormuştum!
Hem de peşpeşe... "Bana zaman ver!" diyerek çalışmak için izin istedi! Bittiği anda döndü! Ancak ben havadaydım! İnince iletişim sağlandı!
Çok değişik bir insandı! Beyaz Saray'da, Pentagon'da ve CIA'de çok sağlam dostları vardı! Daha doğrusu buralarda büyük saygı gören biriydi!
Koca koca sorulara "Pat!" diye cevap verebilen ender insanlardandı! ÜST AKLI anlamak adına yardımını istedim! "Öğren ve lütfen dön!" ricasında bulundum!
Döndü...
Bakalım bu dönüş size keyif verecek mi? İşte sorular ve çok özel cevaplar!
Sadece burada!
Hadi bakalım...
* CIA önemli bir marka!
Ancak her şeyi CIA'ye bağlamak ne kadar doğru bilemiyorum! Benim aklım almıyor! Daha önemlisi burayı kim yönetiyor?
Senin katılmadığını biliyorum ama dünya istihbarat örgütlerini bir yana, CIA'yi bir yana koymalısın!
Amerika'da 20'ye yakın istihbarat örgütü vardır!
Bunların hepsi CIA'ye bağlıdır!
Beyaz Saray'a ya Demokrat ya da Cumhuriyetçi başkanlar gelir. Ancak aralarındaki tek fark Cumhuriyetçiler'in daha çok savaş tutkunu olmasıdır... Yani yönetim şekli pek değişmez. Ancak CIA, hep Cumhuriyetçiler tarafından yönetilir.
CIA, 1947'de kurulduğu günden itibaren de bu kural değişmedi, 50 eyalet bir arada olduğu sürece de değişmeyecek...
* CIA bu kadar güçlüyse 17 Aralık'ta neden çakıldı? Erdoğan'a neden yenildi?
17 Aralık doğruyu söylemek gerekirse Erdoğan merkezli bir operasyondu! Hedef tahtasının tam ortasında Erdoğan duruyordu!
Dediğin gibi Amerika yenildi!
* Bu yenilen Amerika mıydı, yoksa bir kanat mıydı?
Fethullah Gülen, CIA'in de bağlı olduğu Amerikan Neo-Con mantalitesine çalışıyordu! Son derece doğal bu! Gülen operasyonun 17 Aralık'ta yapılmamasını defalarca söyledi! "Henüz erken, harekete geçmek için hazır değiliz!" diye çok kez uyardı!
* Ne oldu peki?
Graham Fuller bunu hiç dinlemedi!
Gülen "YANLIŞ ZAMAN!" uyarısı yaptıysa da "Erdoğan bunu bertaraf eder!" dediyse de Fuller buna aldırmadı!
* Gülen ne zaman istiyordu operasyonu?
Şubat ayının sonunda! O zaman daha da hazır olacağını düşünüyordu!
Ancak Amerika kararlıydı! Ve kaybetmeyi hiç sevmezdi! Ancak Gülen haklı çıktı! Amerika ve CIA kaybetti!
* Peki durum ne CIA'de? Ders almış halleri var mı?
Yok! Yok elbette! Hazırlanıyorlar!
* Neye?
Türkiye'de 2000 CIA ajanı vardır!
Bunların en az yarısı Amerika'ya çalıştığının farkında bile değildir!
Hatta gazeteciler... Patronlarının verdiği maaşla ayakta durduğunu sanan çok isim var! Maaş patrondan ancak emir CIA'den gelir! Bunlar görevini yapar! Eksiksiz hem de...
* Bu kadar çok mu?
Tabii ki... Ama konu sizde yanlış anlaşılıyor! Siz "ajan!" denilince elinde silah olan birini arıyorsunuz! Oysa durum öyle değil!
* Nasıl?
Türkiye'deki pek çok dernek CIA tarafından yönetilir! Buradaki bir ve iki numaralar doğrudan CIA'ye bağlıdır! Ama geride çalışanlar bu durumu bilmez! Doğal olarak onlar da bilmeden ABD'ye hizmet eder!
* Durum bu kadar kötü yani?
Okullarınız daha da ilginç! Dünyada bir kural vardır. Yabancı devlet okullarında çalışan yetkili isimlerin hepsi, o ülkelerin istihbarat birimlerine çalışır... Türkiye'de yabancı okulların sayısı çok fazla. Hepsinin yönetim kurulunda CIA ajanı var... (İsimleri yazmıyorum!) Dediğim gibi ajanları, sahada operasyon yapanlar olarak algılamanız sizin en büyük hatanız...
Esas önemli olan silahsız ajanlardır.
Lüks restoranlarda görürsünüz onları.
O okulların yetiştirdiği öğrencilerin hepsi, gelecekte Amerika'ya çalışır.
Çalışmazsa, verilenler geri alınır. Hem de sert bir ceza ile.
* Gülen'in okulları peki?
Gülen'in okullarının hepsi CIA ajanları için organize edilmiş bir projedir. Ancak siz o okuldakileri, yıllarca sizin istihbaratınıza çalışanlar olarak algıladınız.
* İyi gidiyoruz! Başka?
Türkiye'deki özel bankaların tüm üst düzey yöneticileri, asla Türkiye için çalışmaz. Aslında bu sizin tam olarak büyük ülke olmadığınızın göstergesi...
Potansiyel olarak çok büyük ülke olma ihtimaliniz var. Bunu Amerika'nın çok önemli strateji uzmanları da görüyor. Onlarca rapor var bu yönde!
Buradakiler buna sizlerden daha çok inanıyor! Garip! Ancak içeride sorun var! İngilizler'in büyük etkisi var!
* Banka ve yöneticilerinden söz ettiniz! Açar mısınız?
Türkiye'deki banka sahipleri, yöneticileri Türk ekonomisinin ayakta kalmasını, sadece o günkü çıkarları için ister. Ekonomik operasyonlar için emir beklerler. O gün geldiğinde gereğini yaparlar... Bunu iyice belleyin!
* Bu kadar mı savunmasız?
Bak; mesela David Cohen 17 Aralıktan 2 gün sonra Türkiye'ye geldi!
* Evet!
Siz bundan rahatsız oldunuz!
HALKBANK'ın kayıtlarını incelemesinden dolayı canınız sıkıldı! 'Benim evime yabancı giremez' mantığıyla düşünürseniz, haklısınız.
Ama durum böyle değildi!
* Nasıldı?
Cohen, HALKBANK'a girmeden önce bütün bilgileri elde etmişti! Bazı CEO'lar dosyaları o gelir gelmez önüne koymuştu!
* Yapmayın!
Cohen 19 Aralık'ta Türkiye'ye geldiğinde çok kişi onun "Halkbank", "İran'a ambargo" veya "altın ihracatı" gibi konularla ilgilendiğini düşündü!
Oysa durum hiç de öyle değildi!
Türkiye'ye öyle söylendi, dolayısıyla o yöne yoğunlaştınız.
* Neydi gerçek?
İşte burası çok önemli!
Bilmiyorsunuz çünkü!
* Neyi bilmiyoruz?
Cohen İstanbul'a geldiğinde çok önemli bir toplantıya katıldı!
* Nerede?
İstanbul'da 4 BÜYÜK BANKANIN EN ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİYLE İngiliz bayraklı bir yatta buluştu! Boğaz'ın ortasında! Devletinizin haberi var mı kestiremiyorum! Birilerinin oldu ama Ankara'ya aktardı mı onu da bilmiyorum!
* Hiç duymadık bunu!
Biliyorum! Biliyorum! Sana çok özel bilgiler vereceğim bu konuyla ilgili! O yatı iyi araştır! Türkiye'ye anlat bunları!
* Şimdi söylesen olmaz mı? Ben yine araştırırım!
O yat çok özeldi! Türkiye'de silahlı savunma sistemi olan tek yat o idi!
Hangi bankaya kayıtlı olduğunu gördüğünde, olayların bağlantılarını da net olarak anlayacaksın. Bu top secret toplantının nedeni aslında Gülen'in haklı çıktığının bir kanıtıydı.
* Yani?
B planı devreye sokulmuştu.
Bankalarla operasyon kararı aldılar...
Bugünlük bu kadar!
Yarın neler var neler... Bütün planları kimin üzerine kurdular?
Hangi raporla kimlerin üzerlerini çizdiler? İçerideki "GİZLİ İNGİLİZLER" kimlerdi? Erdoğan için ne düşünülüyordu? Kimler ihanet ediyordu? Şimdiden gazetenizi ayırtın! Hep söylediğim gibi pişman olmazsınız!

NOT: Dostum o yatla ilgili çok ilginç bilgiler verdi! İşin üzerindeyim!
O toplantıda kimler vardı? Neler konuşuldu! Ne kararlar alındı?
Cohen neler istedi? Bunları da bir süre sonra yazacağız...
Dediğim gibi biz buradayız! Onlar oyun kurmaya devam edecek biz de bozmaya! YAZ-BOZ yani!