CHP tarihi birçok entrikalar, manidar ve hizipçilik olaylarıyla doluydu. 4 Kasım günü ve 5 Kasım sabahı CHP tarihine yeni bir hikaye daha yazıldı. Bu hikayenin ismi Kemal Kılıçdaroğlu'nun devrilme hikayesi.
Hatırlarsınız Kılıçdaroğlu, FETÖ operasyonuyla 10 Mayıs 2010'da genel başkan oldu. Arkasındaki en büyük mirası 20'ye yakın kaybettiği seçim.
Şimdi CHP için yeni bir dönem başlıyor gibi görünse de aslında değişen pek bir şey yok gibi. Ekrem İmamoğlu, partinin gölge başkanı gibi davranmaya başladı.
İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tüm imkanlarını kullanması, bazı Boğaz Baronları'nın da ona destek vermesiyle DEĞİŞİM PROJESİ ilk meyvesini verdi. İmamoğlu cesareti olmayan biri. Eğer cesareti olsaydı, genel başkanlığa aday olurdu.
Özgür Özel çıktı, aday oldu ve seçildi.
Şimdi İmamoğlu, her yerde partinin asıl liderinin kendi olduğunu ima etmeye başladı. Trol hesaplarıyla da bunu gündeme taşıyor.
Ancak Özgür Özel'in buradaki tavrı nasıl olacak? Çünkü İmamoğlu'nun İstanbul'daki köşkünde Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Selin Sayek Böke birçok kez toplandı. Belki ev sahibi İmamoğlu'ydu ama Genel Başkan adayı Özgür Özel'di. İmamoğlu, Özel'in kendisine BİAT etmesini istiyor.
Ekrem İmamoğlu'nun bir kez daha İBB adayı olacağı, seçilmezse bu kez CHP Genel Başkanı olmak için adım atacağı biliniyor. Hatırlarsınız bir süre önce İmamoğlu, İstanbul sermayesinin gazetesi OKSİJEN'e verdiği röportajla DEĞİŞİM'in arkasındaki gücü gösteriyordu. Ancak burada şöyle bir detay ortaya çıkıyor. Özgür Özel, İmamoğlu'na biat edecek gibi durmuyor. İşte CHP klasiği de burada başlayacak. Parti Meclisi'nde iki tarafın da güç dengesi birbirine yakın. Burada Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin de Özgür Özel tarafında yer alacağını düşünürsek, İmamoğlu'nun öyle kolay kolay partiyi ele geçiremeyeceğini anlıyoruz.
Gelelim kurultay gününe.
Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'na DİVAN BAŞKANLIĞI'nı teklif ederek, kendi fermanını hazırladı. Kılıçdaroğlu, DİVAN BAŞKANI olan İmamoğlu'nun tarafsız kalacağını ve delegelerle yakın temas kurmayacağını düşünüyordu.
Kılıçdaroğlu'nun siyaseti bilmediğinin bir kanıtı da bu adım oldu. Çünkü İmamoğlu herkesle konuştu, hatta dün Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nu suçlayan bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, Kurultay'ın ikinci turunda çekilmek istediğini ama İmamoğlu'nun trollerinin, "İmamoğlu baskı yaptı, Kılıçdaroğlu ikinci tura katılmadı ve Özel'in başkanlığını kabul etti" tweetlerinin hemen sosyal medyaya düşmesi nedeniyle bu kararından vazgeçtiğini açıkladı.
Şimdi Ekrem İmamoğlu etkisiyle Meral Akşener'in tekrar bir ittifağın içinde olacağı konuşuldu. Ancak Meral Akşener, dün 'hançer'li mesajlarla bunun öyle kolay olmadığını söyledi. Tabii ki Akşener'in pazarlıkta çıtayı yükseltmek için böyle manevralar yaptığını biliyoruz.
Ancak bu kadar ağır eleştirdiği CHP'de değişimin olmadığını eski kafalıların ve kendisine karşı çıkan ekibin hala partide güçlü olduğunu ilan eden Akşener blöf mü yapıyor? Elbette bu ihtimal de var.
Mart seçimlerine kadar ciddi bir gerilim göreceğiz. Özellikle muhalefette kavganın dozu artarak gidecek. İmamoğlu, İstanbul'a aday olma konusunda hâlâ çekinceli davranıyor. Çünkü aday olup kaybederse, Cumhurbaşkanlığı ihtimal dışında kalacak. Çünkü İstanbul'u 5 yıl içinde 30 yıl geriye götüren birine CHP'yi kurtaracak adam gözüyle bakılması da araştırılması gereken bir konu. CHP'li İmamaoğlu, bir şeyi çok iyi başardı.
İstanbul'u İzmir'e benzetti. Yollarda seferleri azaltılan, otobüslerin bozulduğu, yürüyen merdivenlerin çalışmadığı, metrobüslerin ve tramvayların bitme noktasına geldiği İstanbul'un önemli çekim merkezlerinin de köhne hale geldiğini CHP'liler de kabul ediyor. Şimdi İmamoğlu, partinin GÖLGE BAŞKANI olduğunu iddia ederek yeni bir rotaya giriyor.
SONUÇ: Siyasette ders olacak saatlerin yaşandığı CHP'de kavgalar bitmez. Yeni kavgalar Özgür Özel ve İmamoğlu merkezli yaşanacak. Buna hazır olun.
