Kemal Kılıçdaroğlu'nun son 20 gün içinde yaptığı açıklamalara, ziyaret ettiği yerlerdeki konuşmaları bir tiyatroyu andırıyor. Hem komedi, hem trajedi oyunlarını seyreder gibi oluyorsunuz.
SAHNE 1: Kılıçdaroğlu, Türk Tabibler Birliği'ni ziyaret ediyor. Ana Muhalefet Partisi'nin Genel Başkanı burada kürsüye çıkıyor. Kahvehanelerde ve kıraathanelerde kağıt oynanmasının yasaklanmasından şikayet ediyor. Kahveler açılmış ama yetmezmiş. Kahvehanelerde oturanların kağıt oynamasına da izin verilmeliymiş. Önlem olarak da her oyundan sonra deste değiştirilmeliymiş.
Evet yanlış okumuyorsunuz. Kılıçdaroğlu, Türk Tabibler Birliği'ni değil Türkiye Kahveciler Odası'nı ziyaret ediyor.
SAHNE 2: Yatıyor Abdullah Gül, kalkıyor Abdullah Gül. Hâlâ "Abdullah Gül'den korkuyorlar" demeye devam ediyor Kemal Kılıçdaroğlu (Son Halk TV'de bunu söyledi).
İktidarın, "Abdullah Gül muhalefetin adayı olacak" diye fena halde korkuyormuş. Kendisi buna samimiyetle inanmış. Bıraktık korkuyu, Kılıçdaroğlu. Abdullah Gül dedikçe çok memnun oluyorlar.
İşin ilginç tarafı. İttifak ortağı Meral Akşener, "Cumhurbaşkanı adayı olacağım" diyor. CHP'li Muharrem İnce, "Gül'ü CHP adayı yaparlarsa, ben CHP'li olarak karşısına çıkarım" diyor. Kılıçdaroğlu'nun kankası Ahmet Davutoğlu, "Partimin Cumhurbaşkanı adayı olacak" diyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın ÇATI ADAYI ABDULLAH GÜL'Ü ÇIKARMA tezgahları kuruyor, kankaları, "Aday çıkarız, aday oluruz" diyor.
SAHNE 3: Kılıçdaroğlu son bombasını patlattı. Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı "sembolik aday" olacakmış. Bunun için ittifaktaki partiler mukavele imzalayacaklarmış. O aday seçilince parlamenter sisteme dönülecekmiş.
Düşünün: Cumhurbaşkanlığı seçiminde millet ittifakının adayı "Ben semboliğim. İşim Türkıye'yi idare değil. Kılıçdaroğlu'nun taktiklerine hizmet edeceğim" diye propaganda yapacak.
Yeni dünya kuruluyor. Ortadoğu paramparça. Türkiye'nin önü kesiliyor. Ülkemizi kuşatmak için her türlü şer ittifakları kurulurken, Kılıçdaroğlu kendi tiyatrosunda oynuyor.
SAHNE 4: Atatürk'ün kurduğu CHP'nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu çıkıyor, "Ben Atatürk demem. Mustafa Kemal derim" diyor, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan tık yok. Kaftancıoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun listesini ben bozdum. Onun 3 genel başkan yardımcısını ben sildirdim. Parti yönetimine girmelerini ben engelledim) diyor. Kılıçdaroğlu'ndan ses yok. Herhalde Canan Kafttancıoğlu'ndan korkuyor. Kaftancıoğlu, fiilen CHP ile HDP'nin il eşbaşkanı gibi. İl başkanına gücü yetmeyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi idare edecek! Hadi oradan.
SAHNE 5: Kılıçdaroğlu birkaç gün önce, Edirne cezaevindeki bölücü terör örgütünün sıyası kolu HDP'li Selahattın Demirtaş'a övgüler düzdü. Selahattin Demırtaş, 2014 yılında, Suriye'nin Kuzeyindeki Ayn el-Arap (Kobani) şehrine, Derin ABD üretimi DEAŞ militanları saldırtıldı. Surıye'deki PKK-PYD'ye yardımcı olmak üzere Türkiye'de PKK/KCK terör örgütünün elebaşları, HDP'nin MYK üyeleri, sosyal medya ve bazı basın-yayın organları üzerinden toplumu ajite ederek insanları sokaklara eylem yapmaya çağırdılar… Olaylar kısa zamanda büyüdü ve pek çok şehirde yakıp yıkmalar, yağmalar yaşandı. Neticede 197 okul binası yakıldı. 269 kamu binası tahrip edildi. Bin 731 ev ve iş yeri yağmalandı. 1.230 araç da hasar gördü. Fakat en önemlisi ve acıklısı, bu olaylarda toplam olarak 46 vatandaşımız hayatını kaybetti. 682 kişi de yaralandı.
Bu işlerin tetikçisi HDP Selahattin Demirtaş'tı. Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor, bu rezaletlere yol açana övgüler düzüyor. Böyle bir tiyatro kapalı gişe olmaz da, hangisi olabilir?
SON SORU: ABD Başkan adayı Biden'ın CHP'si yürüyor? SİZCE NEREYE?