BU yazıyı, Türkiye'nin Katar'da, Somali'de, SUDAN'da, Suriye'de ne işi var? diyenlere ithaf ediyorum.
Çin-ABD ticaret savaşlarının yeni dalga boyuna evrilmesi, dünya ticareti deniz geçişlerinin hayati hattı, Hürmüz, Kızıldeniz (Yemen)-Sudan'da savaş trafiğinin artışı, Doğu Akdeniz'e üşüşen küresel ve bölgesel güçlerin donanmaları, göze batan 'Deniz Kurdu' harekatımıza paralel, Türkiye'deki büyükelçilerin dışişlerinde toplanıp Doğu Akdeniz sınırlarımızın gösterilmesi, takiben AB'nin, "28 ülkeyle Rum Kesimi'nin yanındayız" açıklaması, Somali'de Türk mühendisin öldürülmesi, İran'a yönelik ağır yığınak başlatılması küresel bıçak sırtının üzerinde hassas gelişmeleri işaret ediyor. Büyük resime bakarsak, Türkiye'nin GELECEK YÜRÜYÜŞÜNÜ çok etkileyecek parametreler. Dünyanın 3 büyük küresel gücüyle (ABD-Rusya-Çin) bire bir ilişkileri yürüten, kollayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan yeni aşamaları 24 saat dikkatle takip ediyor, dünyaya 360 derece bakarak hamleler yapıyor. Allah kolaylık versin.
Trump ve Putin, iki süper arasında Venezuela, Suriye, İran, Hürmüz, Yemen, Sudan, Somali, Ukrayna gibi sıcak temaslar-sıcak psikolojik savaşlar yürürken, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın uyuyacak vakti yok.
Biliyoruz ki, ABD (Trump)- Rusya (Putin) arasında çok gizli görüşmeler sürüyor. Suriye, İran, İsrail dosyaları Türkiye'yi çok ilgilendiriyor. Görüyoruz ki, ABD bir yandan Çin'e yönelik ticaret savaşlarında ağır toplarını mevziye sürerken, aynı anda Rusya'ya manidar yakın davranması dikkatlerden kaçmıyor.
İşte bu noktada, Haziran sonundaki G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan, Trump, Putin ve Şi Cinping'le yapacağı görüşmelere şimdiden birçok senaryo ile hazırlanıyor.
HÜRMÜZ BOĞAZI: Ortadoğu'daki petrol üreticisi ülkelerin Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve ötesine ikmal yaptığı kritik bir güzergah. On yıllardır süregelen bölgesel gerilimlerin de hep merkezi konumunu sürdürüyor. Batı ve Türk, istihbarat raporlarına göre, Hürmüz Boğaz'ından 2018 yılında günde 17,5 milyon varil taşındı. Küresel petrol tüketimi günlük 100 milyon varil.
ABD ile İran arasında, psikolojik savaş sürüyor. Derin ABD'nin esas derdi, ÇİN'i kuşatmak. Çin'in İran'dan aldığı büyük miktarlı petrol akışını kontrol etmek.
SAVAŞ ÇIKAR MI? Derin ABD'nin bir kanadı, Trump'ın İsrail hayranı güvenlik danışmanı Bolton ve Centcom komutanları SAVAŞ İSTİYOR...
Rusya, Türkiye, Çin, Hindistan, Japonya direkt ve endirekt pozisyonlarıyla savaşı geriye iterken, ABD'nin, İran'da rejim değiştirme yolunda psikolojik savaş tekniklerini hızlandırdığı gözleniyor.
SEVAKİN ADASI
Yemen'in Hint Okyanusu'ndan Kızıldeniz'e (Süveyş Kanalı'na) girişindeki coğrafi konumu ülkeye (uluslararası deniz yollarının kontrolü açısından) büyük bir stratejik önem kazandırmaktadır.
Sudan-Sevakin adasında kontrolü ele alan Türkiye, Kızıldeniz'de kilit ülke konumundadır. Merkeze Türkiye-Sudan dost ilişkilerini alırsak, ABD-İsrail'in, Sudan'ı karıştırma, darbe planlarında Sevakin'in olduğunu asla unutmamalıyız.
Çünkü deniz ticaretinde Sevakin'le Türkiye'nin ağırlığı, Derin-ABD-İsrail'i rahatsız etmektedir.
Doğu Akdeniz, 21. Yüzyıl'ın DENİZ TİCARETİ VE ENERJİ REZERVLERİYLE EN KRİTİK HAVZASIDIR.
SONUÇ: TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ BİR BÖLGESEL GÜÇTÜR. KATAR üssümüzle HÜRMÜZ'de varız. Somali ve Cıbuti'de üslerimizle Kızıldeniz'de varız. Ve Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'ın MAVİ VATAN'DA (DOĞU AKDENİZ) TÜRKİYE'NİN HAYATİ ÇIKARLARI İÇİN ALDIĞI, 'SAVAŞIRIZ' KARARIYLA DOĞU AKDENİZ'DE VARIZ. Mavi Vatan ve Deniz Kurdu tatbikatlarımızla, Türkiye tarihinin en büyük donanma harekatlarını gerçekleştirerek, AKDENİZ'DE BİZ DE VARIZ' MESAJINI VERDİ.
Anlaşıldı mı?