RUMİ takvim 31 Mart 1325 ( Miladi takvim 13 Nisan 1909 ) Osmanlı- Türk devletinin kırılmasına yol açan bir olay meydana gelmişti. İngiliz-Fransız- Masonlar tarafından kurulmuş İttihat- Terakki'nin, Sultan Abdülhamid'i tahttan indirmek için İngiliz Gizli Servisi'nin yardımıyla kurguladıkları bir olaydı.
Ters manyel yapılarak, olay samimi Müslümanlar'a yıkılsın diye, bir kısım dini sloganlar kullanılmış ve "Şeri'at elden gidiyor" diye dine ve dindarlara saldırılmıştı. Asker siyasete karıştırılmış, Selanik ve Manastır'dan İstanbul'a getirilen Ordu İstanbul'u kuşatmış, İttihat ve Terakkiciler, Abdülhamit'i devirerek, yönetime el koymuşlardı. Abdulhamid'e 1909'da tahttan indirildiğini tebliğe gelenlerden birisi Mason Emanuel Karasu'ydu. Nihayetinde, İttihat-Terakki diktatörlüğü koca Osmanlı Devletinin parçalanmasına kadar giden İngiliz- Fransız tezgâhlarına zemin hazırlamıştı.
Peki, İttihat-Terakki'nin günümüzde devam eden zihniyetinin temsilcisi CHP, 31 Mart 2019 seçimlerinde ne yapmak istiyor? Sorusuna tam cevabı bulmak istiyorsak, tarihteki 31 Mart olayına tekrar tekrar bakarsak,100 yıllık perspektifte Türkiyemiz üzerinde oyunları anlamamız kolaylaşır.
Kılıçdaroğlu'nun akıl hocaları
KEMAL Klıçdaroğlu'nun akıl hocaları, bir taraftan Almanya mahfilleri, diğer taraftan 10 Aralık Hareketi'nden Teşkilat Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, milletvekili Prof. İbrahim Kaboğlu, parti meclis üyesi Prof.Burhan Şenatalar ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'dur. "10 Aralıkçılar"ın hazırladığı Yeni CHP deklarasyonu'nda, hedefleri, yerel yönetimlerde 'federatif yapı'dır. Yani, HDP(PKK)ya uzanan yol haritasıdır. Şimdi, 31 Mart seçimlerine giderken, "CHP ve bileşenleri neler yapıyor?" ona bakalım: AK Parti'nin bir türlü yenilememesi Kemal Kılıçdaroğlu - CHP Polit Bürosu'nda öyle bir takıntı ki, bir taraftan HDP(PKK), diğer taraftan İyi Parti ile bir taraftan Marksistsosyalistlerle, diğer taraftan rahmetli Necmettin Erbakan'ın kemiklerini sızlatacak mahfillerle ,ittifak yapmak için,her tavizi verme hazırlığındalar.
Erdoğan düşmanlığı ve "AK Parti gitsin de nasıl giderse gitsin" yaklaşımı içindeki Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara ve İstanbul'u düşürmenin hayali içinde.
İstanbul veya Ankara'yı düşürerek, bir takım sarsıntılar yaratmak, ardından SİSTEM VE İKTİDAR tartışması yaratmanın peşindeler. Aziz Milletin, 16 Nisan ve 24 Haziran'da yüzde elli üzerindeki desteklerini zafiyete uğratmak, siyasi meşruiyet tartışması açarak, BÜYÜK TÜRKİYE GEMİSİ'NİN rotasını çevirmek için siyasal mühendislik hazırlıkları içindeler. Bunu iyi görmek lazım. Türkiye'nin içinden geçtiği süreç açısından karşılaştığımız seçim ne seçimi olursa olsun bunun üzerinde başka bir hesap yapılıyorsa bunu doğru algılamamız lazım. Kimin belediye başkanı olacağının ötesinde anlamı olan bir seçimdir 31 MART.
Dünya beşten büyüktür
CUMHURBAŞKANIMIZ Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesi tarih kitaplarında yerini aldı. Bu söz, BM Güvenlik Konseyi'ni oluşturan 5 daimi üyesi olan ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya'dan oluşmasına karşı bir çıkış olsa da aynı zamanda birbirine kırdırılmakta olan insani krizin kol gezdiği Müslüman coğrafyanın sesini de duyuruyordu. Başkan Erdoğan bu sözüyle 'Dünya barışına, siyasetine, ekonomisine ve geleceğine karar verecek ülkeler yalnızca bahsettiğimiz 5 ülke olmamalıdır' derken, dünya gerçeklerine parmak basıyordu. Mazlum ve mağdurların Filistin'in, Somali'nin, Arakan'ın sesinin daha gür ve güçlü çıkmasına vesile oluyordu. Erdoğan liderliğinde Türkiye, tarihe yön verenlerin egemen güçler değil, zincirleri kırmakta olan yoksunların onurlu direnişini veriyor. Artık küresel kapitalizm son çırpınışlarını oynuyor. Avrupa bölünüyor. Güneş yeniden doğudan yükseliyor. Türkiye emperyalist zincirleri kırıyor. Yarınlarımız daha güzel olacak.