Suriye satrancında, ÇOK HAYATİ BİR VİRAJ GEÇİLDİ. Başkan Erdoğan, Irak-Suriye-Doğu Akdeniz satranç masasına güçlü olarak oturmuş, güçlü şekilde masadan kalkmıştır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, karşısındaki rakiplerin-küresel güçlerin zihnini çok iyi okudu.Taktik hamleler yaptı.
Stratejik hedefine doğru emin adımla yürüyor.
Irak-Suriye-Doğu Akdeniz hattında, küresel güçlerin kurduğu satranç masasında, Başkan Erdoğan, bölgesel güç lideri olarak hayati hamleler yapıyor. Yakın coğrafyamızın güneyinde kurulan satranç masasında, Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa- Almanya masa kurmaya çalışırken, Cumhurbaşkanımız Musul/Fırat Kalkanı/Zeytin Dalı-Afrin gibi öyle harika hamleler yaptı ki, siyasi satranç masasına dikkat edilen oyuncu olarak oturdu.
Bilindiği gibi, satrançta bir karşındakinin zihnini okumak en önemli parametredir.
Yani senin nasıl oynayacağın değil, karşındaki kişinin nasıl oynayacağını kestirmek çok önemlidir. Siyasi satrançta tuzaklar da vardır. Karşındaki rakip çok akıllıdır. Ne yapacağının kestirilmemesi için tuzak hamleler yapar.
Bunu anladığınız anda, siz de rakibin olacağını sezdiğiniz hamlesini yapmasına izin verirsiniz ve hazırladığınız karşı hamleyle rakibinin üç adım sonra yapabileceği öldürücü hamleyi kesmiş olursunuz. İşte bu noktada, Erdoğan, gelecekte önemihayatiliği daha iyi anlaşılacak Irak-Suriye-Doğu Akdeniz hamlelerini yapmasaydı, inanın bugün, Ortadoğu'ya yeni dizayn yapmakta olan siyasi satranç masasında oturamazdık. Aynen, 100 yıl önce olduğu gibi, Türkiyemiz'e Sevr, Sykes- Pıcot gibi, emperyalistlerin kementleri atılırdı. Cerablus- El Bab-Afrin harekâtlarıyla Türkiyemiz, ABD-İsrail (PKK) koridorunu parçalayan Erdoğan, küresel güçlerin derin planlarını iyi okuyan, küresel bir liderdir. Şu anda, satranç masasında karşısında oturan, Macron'dan, May'dan, Merkel'den, Şi Ping'ten çok daha tecrübelidir.
Putin de Erdoğan gibi tecrübeli lider olarak masada yer aldığından, Rusya-Türkiye ilişkilerinin sıcak tutulmasında çok dikkatli olunmalıdır.
BAŞKAN Erdoğan, Tahran'da tarihi bir konuşma yaptı.
Ağzına sağlık Hayrettin Karaman
CHP'DEN Sosyalistler'e, eski Mao'culardan Ertuğrul Özkök'e, şaşırtıcı biçimde MİLLİ ve yerli paradigmaya saygılı olan bazı isimlere kadar bir yığınak, "Türkiye, Esad'la masaya otursun" kampanyası yapıyor.
İşte bu noktada, Türkİslam medeniyetinin mümtaz isimlerinden Hayrettin Karaman Hocam, anlamlı, derinlikli bir yazıya imza attı.
'Esad'la masaya oturalım' sevdalılarına Osmanlı tokatı attı.
Karaman'ın yazısına dikkat: "Esed ile barışmak mı? ABD, Rusya, AB ve diğer gayr-i müslim ülkeler İslam dünyasının uyanmasını, kalkınmasını, birleşmesini, dine dayalı medeniyetlerini ihya edip yeniden yaşamaya başlamalarını istemiyorlar.
Maddi çıkarları çatışsa bile bu hedefte birleşiyorlar.
Herhangi bir İslam ülkesinde samimi Müslümanlar inançlarına uygun bir düzen kurmak için harekete geçtiklerinde, bu hareket demokrasinin teknik kurallarına uygun olsa bile derhal karşı çıkıyor, hareketi kanlı kansız bastırmak için darbeci askerlerle, krallarla, diktatörlerle işbirliği yapmaktan utanmıyor ve çekinmiyorlar.
Sonuç: Gemiyi kurtarabilmek için zalim kaptanla anlaşma noktasına geldik mi?"
DERİN SÖZ
"BİZE düşen Suriye'deki drama son vermektir. Biz başkaları gibi geriye yaslanıp yangını seyretmek yerine onu söndürmenin yollarını arıyoruz. Özellikle büyük çileler çekmiş İdlib halkının yeni felaketlere maruz kalmasını asla arzu etmiyoruz. İdlib meselesi yeni acılara, gerginliklere mahal vermeden Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmelidir. Bu süreci artık sona erdirmenin yollarını bulalım, çünkü Suriye halkı bir an önce kendi anayasasını, adil bir seçimi bekliyor. Bunu hep birlikte başarmamız lazım." (Başkan Tayyip Erdoğan)