Tamer Korkmaz diyor ki, "Müslüman bir şampiyona asla tahammülleri yoktu.
Muhammed Ali'nin zorlu mücadelesi, en başta Müslümanlar'ı çok etkiledi.
Muhammed Ali'nin fevkalade gerilimli öyküsü, sadece şampiyon bir boksörün veya tüm zamanların en iyi boksörünün hayat hikâyesi değildi. Amerikan Kurulu Düzeni tarafından sistematik bir ayrımcılığa uğrayan, ezilen siyahların özgürlük mücadelesinde; Ali, bir döneme damgasını vurarak çok önemli katkılar yaptı. Kimlik arayışının sonucunda Hıristiyanlığı terk edip, Müslüman olmuştu.
Cassius Clay iken, Muhammed Ali adını almıştı. Bu tercihi, Amerikan halkının tepkisini çekti. Derin Amerika'nın gazabına uğradı..." Korkmaz'in yeni kitabını okuyacak Aziz Milletimiz, Yeni Türkiye'nin lideri Tayyip Erdoğan'nın da, AK Parti'yi kurup 13 yıldan beri ülkemizi, BÜYÜK TÜRKİYE yapma çabalarının Derin Türkiye'nin statükocularını, askeri ve bürokratik oligarşisini, Aydın Doğangillerin moralini neden bozduğunu net biçimde görecektir.
HANİ, OBAMA UÇAK GEMİSİNDE KALACAKTI! ÜFÜRÜKÇİLER, SÜFLÖRLER, YIKIM KOALİSYON'U MİLİTANLARI, YAZARLARI, KAMPANYAYA 1 AY ÖNCE BAŞLAMIŞTI. Önceleri, "OBAMA gelmesin" diye çok beklediler. Gelmesi kesinleşince, "Otelde kalmaz. Uçak gemisinde yatar. Türkiye'ye güvenmez" diye karınlarını şişirdiler. "CIA gelecek, kurşun geçirmez villa yapacak" diye çok beklediler. Amerikan uçak gemisi...
Antalya yakınlarına geldi. Ey üfürükçüler, ne oldu? Obama nerede kaldı? Otelde.
Utanmayacak mısınız? G20 Zirvesi'ne, dünyanın en güçlü küresel liderleri katıldı.
Türkiye, organizasyon konusunda tam not aldı. Dünya liderleri, güvenlik ve konforu bir arada yaşadı. Türkiye'nin tanıtımına harika imkânlar sunuldu. Suflörler, harika işlerden memnun olmadılar. Olimpiyatlar Türkiye'ye verilmediğinde bayram yapan güruh bunlar.
Akademisyenleri Merkel'e mektup yazarak, 'Türkiye'ye gelme' demekten utanmazlar.
AB, Türkiye'ye düşmanlık yapınca, bayram ederler. FETÖ'nün adamları Amerikan Neo-Con senatörlere mektup yazdırıp, "Türkiye'ye vurdurmayı" severler. Obama, uçak gemisinde kalmayıp, oteldeki süitinde yatınca, mosmor olurlar, ama belli etmezler.
Hürriyet yıllarca, Arap zenginler İstanbul'a gelmesin, Türkiye'den arazi-ev almasın diye yapmadıkları dümen kalmadı. İngiliz Kraliçesi'nin oğlu, Arabistan'la koşarken, kılıç takıp oynarken, Arap kardeşlerimizin gözünün içine bakarken, bunlar Fransız kalırlar. İngiliz Başbakanı Cameron, "Arap sermayesini çekmek için dans ederken", İslam Ekonomik Forumu'nda "Selamun aleykum" diye konuşmasına başlarken, bu üfürükçüler Türkiye düşmanlığını yaparlar.
İngiltere (Britanya), Müslüman ülkelerden 1.3 Trilyon sterlinlik para akışını ülkesine çekmek istiyor. Bu paralar, Müslüman kanı emen Britanya'nın coğrafyamızın temiz su içemeyenlerine değil Londra'da yaşayan İslam düşmanı bir İngiliz'lerin karnını biraz daha şişmanlatmaktadır.
Ama vicdansız, omurgası olmayan bazı yerli odaklar-medyaları, utanmadan, G-20 toplantısına gelen Suud Kralı'nın harcamalarını şuursuzca yazı ve analizlerle gündeme sokmaktan çekinmezler.
SONUÇ: Satılmış beyinlerden başka ne beklenir? Kralın kaldığı "saray" ve kiraladığı "Mercedes"ler üzerinden akıllarınca ARAP DÜŞMANLIĞI ALGI OPERASYONU yaparlar. Ağa balarına mesaj döşerler.
Şişirilmiş magazin haberleriyle kralı araçsallaştırmanın dümenlerine yatarlar.
Vicdan yok bunlarda. Türkiye düşmanı bunlar. İngiliz Muhipleri, 1 Kasım tokatından sonra, Hanya'yı Konya'yı iyice belleyecekler.