BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 20 Ağustos 2015

Hak geldi batıl zail oldu

"İnşallah , PKK terörünün üstesinden er veya geç geleceğiz. En ufak bir zaafa ve rehavete yer olmayacak.
Hangi dilden anlıyorlarsa o dilden konuşarak yola devam edeceğiz.
Bu bir hak ve batıl mücadelesidir.
Hak er veya geç galip gelecektir." (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan.Rize konuşması)...
Kutsalımız Kur'an-ı Kerim'in "Hak geldi, batıl zail oldu" ayetindeki "Hak", Yüce Allah'ın emri, hükmü anlamındadır. "Batıl" ise doğru ve gerçeğin karşıtıdır. İnsaflı ve adaletli hüküm verildiği süre, doğru ve gerçeğin karşısında olan zalimler çekip gitmek zorunda kalırlar. Yok olurlar.
Kandil'de er veya geç söndürülecektir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın, PKK terörünü yok etmeyi, Hak ve batılın mücadelesi olarak değerlendirmesinin, tarihi bir derinliği var. PKK belasının Türkiyemiz'e musallat edilmesinin, aziz milletimizin, Haçlı zihniyeti-Emperyalist Batı'ya karşı 200 yıldır sürdürdüğü MÜCADELE ile birebir ilişkisi bulunmaktadır. Osmanlı, Batı uygarlığının en çok koktuğuçekindiği MERKEZ ÜLKE'YDİ. Viyana önlerinde, Türkler'in durdurulmasıyla, Haçlı zihniyetinin kurguladığı, "Türkler geliyor" alarmı şekil değiştirerek günümüzde de sürdürülüyor. 3 Kasım 1839'da okunan Tanzimat Fermanı'yla ülkemiz etkileri günümüze kadar gelen bir siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyolojik çelişki yarattı. Dış borçlanma ile Osmanlı'nın nasıl TESLİM ALINDIĞINI iyi anlamamız için Duyun-u Umumiye (Dış borçları denetleyen, gelire el koyan bugünün IMF'si) sürecine bakmalıyız. Fransız İhtilâlı ile ülkemize giren milliyetçilik fikirleri, bir imparatorluğumuzun dağılmasında en büyük etken oldu. Maalesef, beynini Batı'ya satan Osmanlı'nın etkili bir kesimi, Batı'yı taklit ederek bir kurtuluş şansı arama rezaletine imza attı.
Abdülhamit'in padişah olması, laik-batıcıkaymak kadrolara set çekmesi, halka açılması, Batı'cı kadroları zayıflattı. Bu noktada, İngiltere-Fransa'nın emperyalist beyni, Osmanlı üzerinde, yeni bir modele geçti. Osmanlı'nın Batıcı kadrosunun imdadına yetişen İngiltere-Fransa'nın esas hedefi: Abdülhamit'in devrilmesiydi. Masonlar, dış borç verenler, Yahudi sermayedarlar. İttihat -Terakki hareketini, Paris ve Selanik'te kurguladı. Hürriyet-İtilaf fırkası da Batıcı zihniyetin karşısına geçti.
Türkiye'de bu tarihsel süreç içinde karşı karşıya gelen iki ana akım böyle şekillendi.
İttihat-terakki bugün CHP. Hürriyet-itilaf bugün, AK PARTİ'dir. Laikçiler/ Batıcılar/ Emperyalizmin enstrümanı olan güçler, ilk defa 1950'de Adnan Menderes-Demokrat parti ile mevzi kaybetti. Darbe yaptılar. İkinci kez, Turgut Özal'la mevzi kaybettiler. Fakat onu zehirlediler. BATICI STATÜKOCU ZİHNİYET, 2002'de çok esaslı bir şekilde mevzi kaybetti. 3 Kasım 2002 tarihinde ülkeyi yönetmeye başlayan Tayyip Erdoğan ve Muhafazakâr-Demokrat tabanın ortaya çıkışının kökü bu 200 yıllık mücadelede yatıyor. 200 yıldır, genelde ezilenkenarda tutulan muhafazakâr-demokrat Halk politik güç elde etmek için AK Parti'nin doğuşunu sağladı, güçlü liderlikle büyüyerek onları merkeze taşındılar.
AK Parti reformları, batıcı burjuvazininstatükocuların sinirlerini bozarken, HAÇLI ZİHNİYETİ EMPERYALİST yeni tezgâhlar açtılar. Ne tesadüf, 100 yıl önce, İttihatterakki, "100 yıl önce Abdülhamit'i devireceğiz'diyorlardı. 100 yıl sonra, 'Erdoğan'ı Başkan yaptırmayacağız" ortaklığı kuruldu, Batı'cı kadronun taşeronluğunu yapan Selahattin Demirtaş rol aldı. Arkasında CHP vardı. Ne kadar, anlamlı değil mi? Sanki zaman durmuş, ama Emperyalist Beyin'ler uyumuyor, durmuyor...

SONUÇ: Erdoğan'a olan düşmanlığın altında yatan esas sebep şudur: Batıcı elitler/laikciler/statükocular/Bürokratik oligarşi, ülkeyi avuçlarına bir daha alma şansı bulamamaktadırlar. Ellerinde ne varsa sahaya sürmekteler. 17/25 Aralık'ta Fethullah Gülen Cuntası'nı, Derin Avrupa destekli DHKP-C'yi, PKK'yı, Selahattin Demirtaş'ı, CHP'yi kaybettikleri
SON KALE-CUMHURBAŞKANLIĞI'NI KUŞATMAK için kullanıyorlar. Ülkenin bölünmesi, iç savaş onların umurunda değil.
Yeter ki, ülkenin direksiyonuna geçsinler.
Derin Amerika-Avrupa Batı'nın Türkiye'yi kontrol altında tutmasını sağlasınlar.
KASIM'DA DA, AZİZ MİLLETİMİZ STATÜKOCULARA BU FIRSATI VERMEYECEKTİR.