BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 13 Temmuz 2013

Aliyev yeniden seçilmeli

2002 yılından itibaren Türkiye'nin dış politika stratejisi güç merkezleri ile ilişkilerin alternatifli tarzda yeniden düzenlenmesi ve uzun dönemli kültürel ekonomik ve siyasi bağların sağlamlaştırıldığı bir bölgesel etki alanı "hinterland" oluşturulması şeklinde özetlenebilir. Türkiye bu stratejisini üç önemli jeopolitik etki alanı içinde taktik önceliklere dayandırmak mecburiyeti ile karşı karşıyadır.
1. Yakın Kara Havzası: Kafkaslar-Balkanlar-Ortadoğu
2. Yakın Deniz Havzası: Karadeniz-Adriyatik-Doğu Akdeniz-Kızıldeniz-Körfez- Hazar Denizi
3. Yakın Kıta Havzası:Avrupa-Kuzey Afrika-Güney Asya-Orta ve Doğu Asya...
Dünyanın ekonomik ve siyasal sinir uçlarını oluşturan, Kafkaslar-Balkanlar ve Ortadoğu bölgelerinde hassas dengeler oluşuyor. Hassas dengeler içinde Türkiye'nin pozisyonu tam deyimiyle, KALPGAH (CANEVİ) özelliği kazanmış durumda.İngiliz stratejisicoğrafyacı Mackinder yayınladığı eserlerde Kalpgah Teorisini (heartland) öne sürmüş "kim Kalpgah'a hâkim olursa dünya adasına hükmeder, kim dünya adasına hükmederse dünyaya hâkim olur"demiştir. 21. Yüzyıl'ın ilk 10 yılına bakarsak, Kalpgah (Heartland) Avrasya'dır ve Türkiye ve Azerbaycan , Avrasya'nın kilit noktasındadır.
Arap baharı ve Mısır ölçeğinde yaşananları bir süredir takip etmektesiniz. Mısır'daki askeri darbe karşısında, Türkiye, demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak ilkeli ve omurgalı bir tavır koymuş, Müslüman dünyasının birleşmesi kavgasına tüm imkânlarıyla destek olan bir lider ülke konumunu güçlendirmiştir.
Kafkasya'da önemli gelişmeler var.
Yaklaşık 90 gün sonra, 16 Ekim 2013 tarihinde Azerbaycan'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Bu seçimde, Aliev'in üçüncü kez tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesi, Türkiye'nin Kafkasya'daki kaderiyle çok yakından ilgilidir. Aynı dile, aynı dine, aynı tarihe sahip olan Türkiye'yle Azerbaycan'ın işbirliğinin öneminde İlham Aliev'in çok büyük rolü vardır. İki liderin birbirleriyle yaptıkları son görüşmedeki sözlerini hatırlarsak, İlham Aliev'in yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesindeki hayati durumu daha iyi anlarız.
Aliev diyor ki:
"Bizim kalplerimiz bir atıyor. Bizim dünyadaki en önemli kardeşimiz, dostumuz, müttefikimiz Türkiye. Eminim, Türkiye için de dünyada bir numaralı dost, kardeş ve müttefik Azerbaycan'dır." Başbakan Erdoğan diyor ki: "Aramızdaki kardeşlik bağları çok güçlü. Kafkasya'da Türkiye Azerbaycan işbirliği olmadan hiçbir önemli BÖLGESEL ve KÜRESEL projeler gerçekleştirilemez. Biz ne kadar bir arada olursak, gücümüz de o kadar artacaktır."

KÜRESEL GÜÇLERE DİKKAT

Kafkasya'ya jeopolitik ilginin yeni bir aşamaya yükseldiği bir gerçektir.
Ortadoğu'da yaşanan olayların giderek daha geniş jeopolitik alana etki etmesi üzerinde düşünülmelidir. Küresel güçler, ABD, Rusya, İngiltere, Almanya'nın da Azerbaycan'la çok yakından ilgilendiği düşünülürse, "İlham Aliev-Tayyip Erdoğan" beraberliğinin ne kadar özellik taşıdığı daha iyi anlaşılır.
Ermenistan yönetimi, eskiden olduğu gibi yıkıcı tutumunu sürdürmektedir. Bu koşullar altında, bazı güçlerin Azerbaycan'da istikrarı bozmaya çalışması kötü niyetli planların varlığını akla getiriyor. Sorunu adil şekilde çözmek yerine, bölgenin bazı ülkelerinin daha fazla silahlandırılması çizgisini tercih ediyorlar.
Bu ise, durumu daha da ağırlaştırabilir.
Azerbaycan'ın zengin enerji kaynaklarına sahip olması ve Türkiye'nin transit ülke gibi önemi gelecekte her iki ülkenin dünyadaki konumunu güçlendiriyor. Bu konuda İlham Aliyev ve Başbakan Erdoğan'la Bakü'de yaptıkları son görüşmede şöyle konuşmuştu: "Azerbaycan'ın çok büyük petrol doğalgaz kaynakları vardır. Türkiye çok büyük ekonomik güce sahip bir ülke.
Biz bu kaynakları, transit imkânlarını, ekonomik gücü birleştirerek her konuda dünyadaki pozisyonumuzu koruyabileceğiz. Çünkü bugün dünya ve Avrupa için enerji güvenliği meseleleri ön plana çıkıyor. Biz iyi biliyoruz; gelecekte Hazar havzasında bulunan doğal kaynaklar dünya için büyük role sahip olacak ve burada birinci sırada yine Azerbaycan'dır."