BÜLENT ERANDAÇ

BÜLENT ERANDAÇ

Tarihi 18 Mart 2013

Mekke yolundaki Çanakkale ruhu

Çanakkale, halkımızın omuz omuza hep birlikte yazdığı bir destandır. Yurttaşlarımızın bağımsızlık ruhunun, güçlü direnme geleneğinin destanlaşan dışa vurumudur.
Geçmişten geleceğimizi aydınlatan birleştirici gücün bir sembolüdür.
Bugünlerde en çok Çanakkale'yi, Çanakkale ruhunu anlamaya ihtiyacımız var.
Çünkü sömürge yapılmak istenen bir halk, aynı ruh ve duyguya sahip insanlarımız, Çanakkale'de en geniş birleştirici paydasını yakaladı.
Türkiye'nin ortak ruh ve heyecanını, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, şu sözlerle dile getirdi: "2015, Çanakkale Savaşları'nın 100'üncü yılı. 2023 ise Cumhuriyet'in 100'üncü yılı.
2023'e kadar Çanakkale ruhunu Cumhuriyet'in ruhu yapmak zorundayız. Eğer Türkler, Kürtler ve Araplar 1915'te Çanakkale'de yakalanmış olan o ruhta yeniden birleşebilirlerse bu coğrafyanın yeniden dirilişinden bahsedebiliriz."

Mehmet Akif'in kaleminden
Çanakkale Destanı'nın yazılış öyküsü insanlığın bağımsızlık ruhunu şahlandıran, direnme gücünü ayağa kaldıran bir destan özelliğindedir. "Çanakkale Destanı", Mekke yolunda vatan şairi Mehmet Akif tarafından yazıldı. Çöl ortasındaki bir vahada, ay ışığında sabahlara kadar döktüğü gözyaşları eşliğinde dizelere döküldü. Mehmet Akif'lerin, Kuşçubaşı Eşref'lerin Mekke yollarında kurmaya çalıştıkları İslam birliği, kardeşlik ruhu bize yol göstermekte... "Çanakkale Destanı"nın yazılış hikâyesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Teşkilat-ı Mahsusa (Bugünkü MİT) Reisi Eşref Sencer Kuşçubaşı'nın anılarında şöyle anlatılıyor: "Çanakkale Savaşı'nın en ateşli günlerinde Mehmet Akif'le beraber Hicaz Vilayet'lerine gittik. Biz Hail'e, Ibn-i Reşid'e doğru yol alırken, Çanakkale'deki savaşın en çetin günlerini düşünüyorduk. M. Akif bir gün dedi ki: 'Eşref, dün gece sabaha kadar ne için yalvardım, biliyor musun?' Sonra elini göğsüne koydu: 'İlahi adalet var. Hak var, kahramanlığın bedeli var. Allah, İstanbul'un yolunu bu sömürgeciler sürüsüne açmayacaktır Eşref. Benim kahraman Mehmetçiklerim bu insaniyet ve İslamiyet düşmanlarına şehamet (zekâ ve akıllılıkla beraber olan cesaret, yiğitlik) dersi verecektir...
Arap kardeşlerimizle görüşüp geri dönerken, El-Muazzam istasyonunda İstanbul'dan arandık. Çanakkale zaferi müjdelendi. Akif'in hayatının en bahtiyar anı... Mehmet Akif, hiçbir başka ışığa ihtiyaç bırakmayan, parlak çöl gecesinde sabahladı... İşte, o Çanakkale'ye layık destan, bu hıçkırıklar içinde, sabaha kadar süren ilham saatleri sonunda, o essiz şaheser tamamlandı."

Bir milyon kitap...
"Şehitlerimize 1 milyon Kitap kampanyası"
Sedat Laçiner tarafından başlatıldı. Laçiner, şunları söyledi: "1915 yılında ecdadımız bu topraklarda bir destan yazdı. Destanın 100'üncü yılı yaklaşırken şehitlerimize 1 milyon kitap hediye etmenin zamanı gelmiştir. Şehitlerimiz ülkelerini kurtarabilmek için okullarını yarım bıraktı. Onlar okuyamadılar, bari torunları okusun. Çanakkale'de şehitlerimiz için oluşturduğumuz kütüphanemize gönderilecek her kitap aslında şehitlerimizin okumak istedikleri, ama şehit oldukları için okuyamadıkları kitaplar olacaktır. Türk insanının bu bilinçle kampanyaya sahip çıkacağını biliyorum."
Sedat Hoca'nın bu anlamlı sözleri ışığında, Çanakkale şehitlerine kitap kampanyasına muhakkak katılmalıyız.